İran’dan Ukrayna’ya, Suriye’den Filistin’e, Lübnan’dan Yemen’e uzanan geniş bir coğrafyada devam eden ve günbegün tırmandırılan çatışma ve savaşların gerisinde, dünyanın yeniden paylaşımına dayalı emperyalist hegemonya mücadeleleri yer alıyor.
Kapitalist düzen altında marksist açıdan demokrasi mücadelesi, demokratik bir burjuva siyasal düzeni yaratmaya, oluşturmaya, kurumlaştırmaya yönelik bir mücadele demek değildir. Zira böyle bir amaç ya da hedef, olanaklı olduğu her durumda, gerçekte burjuvazinin egemenliğini en sağlam temeller üzerine oturtmaktan öte bir anlam taşımaz.