Birleşik, kitlesel, devrimci bir gençlik hareketi için!..

Hareketin nasıl örgütleneceğine ilişkin tartışmaların, olabildiğince hareketin tüm bileşenlerini ve eylemli̇ sürece katılan öğrenci kitlelerini kapsaması için özel bir çaba harcanmalıdır. Dar zeminlerde, zayıf bileşenli forum ya da toplantılarda yapılan tartışmalar ve alınan kararlar böylesi geniş bir hareketliliği yansıtamaz. Dahası buralarda alınacak kararlar bizzat hareketliliğin içinde boşa düşer. Oluşan forumların en geniş bileşenle toplanması ihtiyacının altını önemle çizmek istiyoruz. Forumların aynı zamanda sürecin hangi talepler, nasıl bir eylem hattı ve hangi biçimlerde örgütlenme tartışmalarının yürütüleceği ve yanıtların aranacağı önemli zeminler olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Nisan 2025
  • 08:00

Gençlik hareketi uzun yıllardır olmadığı kadar yaygın ve kitlesel bir eylemlilik süreci içinde. Farklı kentlerdeki üniversitelerde ülkenin siyasal atmosferinin boğuculuğuna karşı güçlü bir çıkışı ifade eden bu süreç, “tatil”in araya girmesiyle kısmi bir durağanlık yaşadı. Baskı, gözaltı ve tutuklama furyasına eklenen “tatil”in uzatılması, hareketi sönümlendirmeyi hedefliyordu. Günün en acil görevi, hareketi yaşadığı kısmi durağanlıktan çıkartmak, canlandırmak, süreklilik kazanmasını sağlayacak yol ve yöntemler bulmaktır. 

Bunun için öncelikli olarak hedeflenmesi gereken, hareketin ilk anında başlayan, yaygınlık kazanan forumların güçlendirilmesi ve öğrencilerin ortak karar alma zeminleri haline getirilmesi çabasına yoğunlaşmaktır. Bu çaba aynı zamanda öğrencilerin en geniş katılımını sağlamayı ve canlı bir içeriğe kavuşturmayı hedeflemelidir. 

Bugün forumlar hareketin en geniş bileşenini yan yana getirecek, iradeleri bütünleyecek önemli araçlar durumundadır. Giderek forum iradeleriyle birleşen hareketliliği fakülte ve bölümler temelinde yaygınlaştırarak meclisler kurmak, dolayısıyla hareketlilik içindeki en geniş öğrenci bileşenini bu temelde örgütlü bir tartışma ve eylem birliğine sevk etmek önemli bir ihtiyaçtır. 

Diğer bir ihtiyaç, sürecin somut talepler üzerinden ortaklaştırılmasıdır. Bu çaba değişik kentlerdeki hareketliliği ortak talep ve istemler zemininde birleştirmeyi kolaylaştıracaktır. Farklı üniversitelerden yansıdığı kadarıyla talep ve istemler konusunda asgari bir ortaklığın olması önemli bir avantajdır. 

Kampüslerde somut talep ve istemlerin kendini ifade ediş biçimi olarak ortaya çıkan, farklı üniversitelere yayılan, ancak görüldüğü kadarıyla güçlü bir etki yaratamayan “akademik boykot”un örgütlenmesi süreci yeniden canlandırılmalıdır. Talep ve istemler ile eylem bütünlüğü, temelde kampüslerde boykotun uygulanabilmesi olarak hayat bulmalıdır.      

Talepler ve eylem hattını bütünlüğü içinde gelinen yerde hareketin nasıl örgütleneceğine dair sürdürülen politik tartışmalar gençlik hareketi ve gelişimi açısından önemlidir. Yaşanan gençlik isyanının örgütlü mevziler kazanması çabası, hareketin önümüzdeki dönemini tayin edecek önemde bir halkadır. Bunun gerektirdiği bir ciddiyetle ele alınmalıdır.

Hareketin nasıl örgütleneceğine ilişkin tartışmaların, olabildiğince hareketin tüm bileşenlerini ve eylemli̇ sürece katılan öğrenci kitlelerini kapsaması için özel bir çaba harcanmalıdır. Dar zeminlerde, zayıf bileşenli forum ya da toplantılarda yapılan tartışmalar ve alınan kararlar böylesi geniş bir hareketliliği yansıtamaz. Dahası buralarda alınacak kararlar bizzat hareketliliğin içinde boşa düşer. Oluşan forumların en geniş bileşenle toplanması ihtiyacının altını önemle çizmek istiyoruz. Forumların aynı zamanda sürecin hangi talepler, nasıl bir eylem hattı ve hangi biçimlerde örgütlenme tartışmalarının yürütüleceği ve yanıtların aranacağı önemli zeminler olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

ÖTK (Öğrenci Temsilciliği Kurulu) tartışmaları üzerine

Farklı üniversitelerden yansıdığı kadarıyla, hareketin nasıl örgütleneceğine dair tek yanlı bir ÖTK (Öğrenci Temsilciliği Kurulu) tartışması sürüyor. Öncelikle şunu belirtmeliyiz: Güçlü bir mücadele tarihi olan bir gençlik hareketi geleneğimiz var. Bu tarih bir dizi anlamlı örgütlenme deneyimleri ortaya çıkartmış bulunuyor. Forumlar, üniversite meclisleri, ODTÜ-ÖTK, öğrenci dernekleri vb...  FKF ve DEV-GENÇ’in bu tarih içindeki çok özel yeri, geniş kesimlerce kabul gören bir gerçeklik. Bu örgütlenmelerin her biri kendini ortaya çıkartan koşulların, birikimin, deneyimin ve mücadele sürecinin ürünü, hareket-eylem ve örgüt diyalektiğinin yansıması olarak hayat bulmuştur. Bugünün hareketliliği bu mücadele tarihinden öğrenmeli ama bugünün özgün koşullarını da gözeten bir yaklaşımı rehber edinmedir. Kitle hareketlilikleri, somut koşulları ve ihtiyaçları gözetmeden ortaya konulacak örgütlenme modelleri içerisine sığdırılamaz. 

Bu konuda şu noktaların altını özel olarak çizmek istiyoruz:

ODTÜ-ÖTK deneyimi ile 1980 faşist darbesi sonrası kurulan ÖTK’lar arasında isim benzerliği dışında bir bağ bulunmuyor. 1976-80 arası yaşanan ODTÜ-ÖTK deneyimi ‘60’lı yıllardan başlayan genel mücadele, dolayısıyla geniş örgütlülük sürecinin bir yansıması olarak hayat bulmuştur. Yükselen mücadele ve örgütleme atmosferinde seçilen temsilcilerin üniversitenin karar alma süreçlerine dahil edildiği bir deneyim olarak yaşanmıştır. İçeriği, biçimi, işleyişi ve demokratik yapısı da buna göre oluşmuş, ODTÜ’de mücadelenin taşıyıcısı bir örgütlülük haline gelmiştir. 

‘80 sonrası ortaya çıkan ÖTK’lar ise YÖK tarafından öğrenci hareketini denetlemenin bir aracı olarak gündeme getirilmiştir. İşleyişi YÖK tarafından çizilen sınırlara göre belirlenmiştir. Söz hakkı ve yaptırımdan yoksun “resmi bir kurum” olarak, süreç içerisinde üniversite yönetimlerinin eklentisi bürokratik mekanizmalar haline gelmiştir. 2018 yılında ise olduğu kadarıyla da işlevsiz hale getirilmiştir. Bir-iki istisna dışında işleyen bir yapısı yoktur.

Kuşkusuz bu sözlerimizle, mevcut yapısına takılmayarak, ÖTK’ların gençlik mücadelesi için geri kazanılması çabasını dışlamıyoruz. Yer yer bu çabayı ortaya koyan üniversiteler de görüyoruz. Ancak, 19 Mart’ta başlayan gençlik hareketliliğinin nasıl örgütleneceği konusunda, ÖTK’ları mevcut haliyle hareketin ihtiyacına yanıt üretmeyen, onu geri zeminlere çeken bir önerme olarak görüyoruz. 

Birincisi, öğrenci hareketinin kendini kampüslere, fakültelere, birimlere yöneltmesi, buralarda örgütlenip derinleşmesi önemlidir ancak temsiliyet işleyişi üzerinden bu başarılamaz. Çünkü hareket kendini daha baştan sokakta, siyasal ve toplumsal sorunlar üzerinden inşa etmiştir. Kurulmaya çalışılan diktatörlüğe karşı mücadele, kitlesel inisiyatif içinde ortaya çıkmıştır. Şu ana kadar fiili-meşru bir mücadele hattı ile yolunu yürümüştür. Onu alıp sadece öğrenci temsilcilikleri formuna kavuşturmak doğru değildir.

İkincisi, forumlar ve giderek fakülteler üzerinden oluşabilecek meclislerin, hareketlilik içinde mücadeleyle yeni tanışan geniş kesimlerin inisiyatif ve iradelerinin açığa çıkartılması, gençliğin mücadele potansiyelinin olabildiğince geniş örgütlenme deneyimleri ile mücadelenin ihtiyaçları üzerinden konumlandırılması gerekir. Bu ise “dar temsiliyetlerle” değil, “yaygın tabanlı” örgütlenmelerle olanaklı olabilir. Fiili-meşru bir gençlik hareketine daha sürecin başında ÖTK ile tepeden bir gömlek giydirmeye çalışmak, var olan hareketliliği felç etmek sonucunu doğurur. 

Üçüncüsü, ülkedeki diktatörlüğe kafa tutmaya çalışan bir hareketi üniversitelerde işlemez durumda olan ÖTK’ları canlandırma hedefine yöneltmek, sanıldığı gibi kitle tabanını genişletmez, somut durumda tersine daraltır. Hareket somut politik taleplerle, buna yanıt üretebilecek geniş tabanlı örgütlenmelerle güçlendirilebilir. Hareket içinde ortaya çıkan mücadele istek ve enerjisini kapsama hedefi, hareketin geniş tabanlı örgütlenmesi ihtiyacının somut yansımasıdır. ÖTK önermesi, hareketin gelişim dinamiklerini ÖTK’ların etkinleştirilmesi sınırlarına daraltır. Hareketi ortaya çıkartan dinamikler ile ÖTK örgütlenmesi arasında ters orantı vardır. 

En geniş öğrenci kitlesi ile buluşmak için birim ve fakültelere dayalı örgütlenmeler şarttır. Bunun için öğrencilerin sorularının da mücadele konusu yapılması önemlidir. Ancak bu ÖTK gibi temsiliyet darlığında değil, bölüm ve fakülte meclisleri ya da benzeri fiili örgütlenmeler esas alınarak başarılabilir.

ÖTK ya da başka bir isimlendirme üzerinden hareketin örgütlenmesine dair yürütülen tartışmalar sadece bir “isim” tartışması değildir. Gelişen gençlik mücadelesinin kendisini nasıl örgütleyeceği ve yolunu nasıl yürüyeceği kapsamında politik bir tartışmadır. Bunun gerektirdiği bir hassasiyet ve kapsayıcılıkta yürütülmesi, harekete dair sorumluluğun bir gereğidir. 

Devrimci Gençlik Birliği