19 Mart’tan 1 Mayıs’a gençlik sokakta!

19 Mart’ta başlayan kitle hareketi ve 2025 1 Mayıs’ı gösteriyor ki, gençlik hareketi yeni bir yükseliş döneminin kapılarını zorluyor.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 07 Mayıs 2025
  • 18:30

2025 1 Mayıs’ı, devrimci-ilerici güçleri hedef alan keyfi ev baskınları ve gözaltı terörüne rağmen birçok kentte miting, eylem ve yürüyüşlerle gerçekleşti. Gerçekleşen eylemlerin en dikkat çekici yanı, gençliğin belirgin bir katılımı oldu. 19 Mart’ta başlayan kitle hareketinin sürükleyici gücü olan üniversiteliler, 1 Mayıs’ta da kampüslerden sokaklara aktılar. Kendi özlem ve taleplerini dile getirmekle kalmadılar, işçi sınıfı ve emekçilerin sorunlarını da sahiplendiler. Çözüm için ortak mücadeleye çağırdılar.

Bu anlamda 2025 1 Mayısı'na gençliğin gelecek, özgürlük ve adalet arayışının damga vurduğunu söylemek abartı olmayacaktır. 2025 1 Mayıs’ı ömrü AKP iktidarıyla geçmiş olan bir kuşağın, baskıya sömürüye ve geleceksizliğe karşı, tüm bu sorunların gerçek çözüm gücü olan işçi sınıfıyla buluştuğu bir gün olarak gerçekleşti. 1 Mayıs, gençliğin “isyanının” henüz sona ermediğini, mücadele potansiyelini koruduğunu ve kendini ileriye sıçratacak bir çıkış gücü aradığını gösterdi.

***

2025 1 Mayısı'nı gençlik hareketi dinamik bir sürecin ardından karşıladı. 19 Mart'ta başlayan eylemler, iktidarın baskı ve zorbalığı tırmandırması, bayram tatilini uzatması ve sınav zamanlarıyla oynaması vb. nedenlerle belli bir ivme kaybetmiş gibi görünse de hareket hiçbir zaman sönümlenmedi. Şehir merkezleri ama daha çok da üniversite kampüsleri, değişik türden irili ufaklı eylemlere sahne oldu. Eylem dalgasına bir süre sonra liseliler de dahil oldu. Proje okullarında okuyan binlerce lise öğrencisi, AKP’nin hukuksuz atamalarına karşı gelişen tepki hareketi etrafında alanlara çıktı. Okul önlerini eylem alanına çevirdi.

2025 1 Mayıs’ı, gençlik mücadelesi nezdinde işte böyle hareketli ve dinamik bir sürecin ardından karşılandı. Gençlik kitlelerinin hareketli tablosu 1 Mayıs alanlarına da yansıdı. Gençlik kitleleri İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale, Bursa, Eskişehir, Isparta ve daha birçok kentte gerçekleştirilen 1 Mayıs eylemlerinde hem kendi talep ve istemleriyle hem de sınıfın sorunlarını dile getiren şiarlarla yer aldılar. İstanbul ve Ankara’da kitlesel ve çoşkulu üniversite kortejleri dikkat çekti. Üniversite kortejlerinin yanı sıra, gençlik örgütlerinin kortejleri de başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok kentte dinamik ve coşkulu bir tabloya sahipti. Bazı taşra şehirlerinde de üniversite gençliği “öğrenci dayanışma korteji” vb. isimlerle bir araya gelerek eylemlere katıldı.

Gençlik kortejlerinin çoğunda “İşçi gençlik el ele, mücadeleye!”, “Genel grev genel direniş!” vb. şiarların yanı sıra, üniversitelerdeki kayyım rektörlere karşı tepkiyi ortaya koyan şiar ve söylemlerin yer aldığı döviz ve pankartlar taşındı. 19 Mart’tan bu yana hala tutsak tutulan öğrenciler için özgürlük talebi bütün gençlik kortejlerinde göze çarptı. Faşist baskı ve zorbalığa karşı direnişe çağıran söylem ve şiarlar da alanlarda yoğun olarak kullanıldı. “Hukuksuz ve keyfi kararlar”, “artan polis terörü”, “demokratik hak ve özgürlüklere dönük saldırılar” başta olmak üzere, AKP iktidarının uygulamalarına ve gençliğe dönük dayatmalarına karşı tepki gençlik kortejlerinin genelinde ön planda idi. Öte yandan, gençlik kortejlerinde göze çarpan bir gündem ise iş cinayetleri, çocuk işçilik ve MESEM’lerde katledilen çocuk işçilerdi. Gençler 1 Mayıs’ta son bir ayda iş cinayetlerinde katledilen çocukların fotoğraflarının yer aldığı döviz ve pankartlarla yürüdüler. 2023’te Zonguldak’ta çalıştığı kaçak maden ocağında iş cinayetinde yaralanan ve patronları tarafından yakılarak katledilen göçmen işçi Vezir Muhammed Nourtani’nin fotoğrafının ya da Soma madenci katliamı sırasında katledilen madencilere dair görsellerin birden çok kortejde yer alması da dikkat çekici idi.

Gençlik kortejlerindeki bu vurgular, işlenen diğer sorunlar ve sık sık atılan “Genel grev, genel direniş” sloganı, gençliğin sınıfın sorunlarına olan duyarlılığını ama aynı zamanda ondan beklentisini gösteriyordu. 

Gençliğin barikatları yıktığı, toplumsal muhalefete adeta güç verdiği ve sürüklediği halk hareketi sürecinin en büyük eksiği işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanarak alanlarda olmamasıydı. “Akademik boykot” ve “tüketim boykotu” gençlik cephesinden örgütlense de gerçek dönüştürücü etkinin üretimden gelen güç olduğu fikrinin gençlik kitleleri arasında yaygınlaştığı 1 Mayıs'ı eylemi şahsında göründü.

1 Mayıs alanlarında gençlik kortejlerinden yansıyan bir diğer önemli tablo ise gençliğin 71 devrimci hareketinin önderleri ile kurduğu bağ oldu. Mahirlerin, Denizlerin, Ulaşların, İbrahimlerin fotoğrafları ve şiarları gençlik kortejlerinde yerini aldı. Güçlü bir devrimci gençlik hareketi geleneğinin olduğu bu topraklarda kuşkusuz bu yeni bir durum değil. Gençlik cephesinde nerede bir direniş filizlense, devrimci gençlik hareketinin bu yiğit önderlerinin adları, resimleri ve şiarları da orada olur çoğu zaman. Fakat, AKP-MHP iktidarının en ufak muhalif-ilerici çıkışa dahi dizginsiz bir polis ve yargı terörü ile saldırdığı bir dönemde, gençlik kitlelerinin “Düzene karşı devrim!” diyen, bu sömürü düzenini “zor yoluyla yıkmayı” hedefleyen bir kuşakla kendi mücadelesi arasında bağ kurması, çoğunluğu örgütsüz gençlik kitlelerinin devrimci mücadele ve müdahaleye açıklığını göstermesi açısından önemlidir.

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

1 Mayıs 2025 gençlik kitlelerinin de yoğun katılımı ile geride kaldı. 19 Mart’ta başlayan, ana gövdesini üniversiteli gençliğin oluşturduğu kitle hareketinin 1 Mayıs alanlarına dönük yansımaları daha çok gençliğin katılımı ve talepleri üzerinden görüldü. 

AKP MHP iktidarının faşist baskı ve zorbalığı, derinleşen iktisadi ve mali kriz, özgürlüklere dönük saldırılar ve geleceksizlik bütün bir toplumu adeta kuşatma altına almış durumda. Böylesi bir dönemde geride bıraktığımız 1 Mayıs, işçi ve emekçilerle gençliğin temelde aynı sorunları yaşadığını, aynı baskı ve zorbalığa maruz kaldığını, aynı geleceksizliği paylaştığını gözler önüne seriyor. Bu sorunlara karşı işçi sınıfı ve gençliğin bir arada bulunduğu mücadele meydanları, mitingler ve eylemler kuşkusuz gelecek adına önemli bir dinamiğe işaret ediyor.

19 Mart’ta başlayan kitle hareketi ve 2025 1 Mayıs’ı gösteriyor ki, gençlik hareketi yeni bir yükseliş döneminin kapılarını zorluyor. Çoğunluğu örgütsüz olan ama mücadele potansiyeli her geçen gün gelişen öğrenci kitlelerinin örgütlülük sorununu çözmek, ideolojik, kültürel ve siyasal açıdan taşıdığı zaafları aşmak gençlik hareketi için günün en önemli görevini teşkil ediyor. Geride kalan 1 Mayıs, kendi geleceği ile sınıf hareketi arasında bugünden kurulan bağın tam da bu sorunların aşılmasında önemli bir manivela olabileceğini gösteriyor.

İşçi gençlik el ele örgütlü mücadeleye!

Yolumuz işçi sınıfının yoludur!

Devrimci Gençlik Birliği

Mayıs 2025