TOMİS ve DEV TEKSTİL’in içinde olduğu sendikalar yaptıkları ortak açıklama ile “17 Temmuz’da iş bırakan kamu işçilerinin yanındayız” dediler.
"KAMU İŞÇİSİ KAZANIRSA İŞÇİ SINIFI KAZANIR!
Kapalı kapılar arkasında yürütülen kamuda çalışan 600 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme süreci kritik bir eşiğe gelmiştir. Yıllardır emeği hiçe sayılan, her geçen gün daha da eriyen ücretlere mahkûm edilen kamu işçileri, şimdi üretimden gelen gücünü kullanmaya hazırlanıyor. Çünkü bu mücadele, sadece bir zam mücadelesi değil; emeği, onuru ve geleceğini kazanma, insan gibi yaşama mücadelesidir.
Adı konulmamış IMF reçeteleriyle ülkeyi yöneten iktidarın, işçi sınıfına düşmanlıkta sınır tanımayan politikalarına bir yenisi olarak eklenen %16+1’lik zam teklifi yalnızca kamu işçisine değil tüm işçilere gözdağıdır. Haftalık izin hakkını gasp eden, 10 güne 1 gün izine geçmeyi yasa haline getiren saldırı yalnızca turizm işçisine değil; bu ülkede emeğiyle geçinen herkese yönelik açık saldırılarılardır. Saldırı hepimizedir, yanıt da hepimizin birleşik mücadelesiyle olmalıdır!
Bugüne kadar birçok sektörde, binlerce işçinin yasal grev hakkını yok sayan, yasaklayan bu iktidar, aba altından sopa göstermeye, tehditlerini savurmaya, grev yasaklarını kalkan gibi kullanmaya hazırlanıyor. Savunma sanayii işçilerine yönelik grev yasağı ve kafasını kaldıran her işçinin karşısına diktikleri Yüksek Hakem Kurulu sopası, bu iktidarın da kendinden öncekiler gibi işçi düşmanı yüzünü bir kez daha gösterdi. Ancak grev hakkının dahi grev yapılarak kazanıldığı bir ülkede, bizler bu hakları yasalardan değil, sokaklardan, direnişten ve elbette kamu işçilerinin 1989 kitlesel “Bahar Eylemleri”nden aldık.
Bugün meydanlarda yürüyen, yolları kesen, karşılarına dikilen polis barikatlarına rağmen AKP il başkanlıklarına yürüme ısrarı gösteren kamu işçilerinin mücadelesi; açlığa mahkûm edilen emeklilerin, ücretleri pula dönen kamu emekçilerinin, Eylül ayında sözleşme süreci başlayacak olan metal işçilerinin geleceğini de belirleyecektir. Çünkü bıçak kemiğe dayanmıştır!
Şimdi, kamu-özel ayrımı yapmadan, sendikalı-sendikasız demeden, insanca bir yaşam için bir araya gelme zamanıdır. Grev hakkının kullanılmasını istemediğini itiraf eden işçi düşmanlarının süreci uzatarak, işçileri iyice soluksuz bırakarak razı etme, “kapatma”larına izin vermeyelim. Konfederasyon başkanlarının oyalamalarına, aldatmacalarına izin vermeden, işçi sınıfının gerçek gücünü, birleşik mücadelesini örgütleme zamanıdır.
17 Temmuz’da gerçekleştirilecek bir günlük iş bırakma eylemi, mücadeleyi büyütmenin ilk adımıdır. Ancak yetmeyeceğini de çok iyi biliyoruz. Bugün kamu işçisi şahsında işçi sınıfının biriken öfke ve isyanının, büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla kitlesel bir grevle taçlandırılması da hepimizin üzerine düşen acil bir görevdir. Bu görevi yerine getirmek için tüm işyerlerinde tabandan birliği sağlayacak, grev komiteleri kurmak için yola koyulmalıyız. Hangi gerekçe ile olursa olsun grev yasaklarına aldırmadan tüm iş kollarında koordinasyon birimlerinin kurulması, kamu işçilerinin bu mücadeleden zaferle çıkmasının teminatı olacaktır.
Söyledik, bir kez daha söylüyoruz!
Bu işçi düşmanı, emek düşmanı iktidarın politikalarına son verecek mücadelenin yolu da ancak ve ancak örgütlü, kararlı, birleşik bir mücadeleyle mümkündür.
17 TEMMUZ’DA İŞ BIRAKAN KAMU İŞÇİLERİNİN YANINDAYIZ!
YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI!
Petrol-İş Gebze Şube
Petrol-İş Batman şube
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası
BİRTEK-SEN
KATAŞ-SEN
Bağımsız Maden İş
PTT-Sen
Bağımsız Emek
Tarım-Sen
Yapı ve Yol İşçileri Sendikası
İnşaat-İş Sendikası
Limter-İş Sendikası
DEV TEKSTİL
TOMİS - Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası
NAKLİYAT-İŞ"