Enerji ve maden şirketlerinin karı için doğa talanının önünü açan torba yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Önümüzdeki günlerde Meclis’in gündemine gelmesi beklenen teklif öncesinde pek çok yerde eylemler yapıldı.
İstanbul’da Kadıköy İskele Meydanı’nda, Muğla’da Sınırsızlık Meydanı, İzmir’de Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde, Van’da Sanat Sokağı’nda, Diyarbakır’da Azc Plaza önünde, Balıkesir’de Edremit Cumhuriyet Meydanı’nda, Sinop’ta Uğur Mumcu Meydanı’nda yapılan eylemlerle “Talan yasasına dur de” denildi.
Kadıköy’de yapılan eylemde “Toprağımı vermiyoruz İstanbul Kampanya Grubu” tarafından yapılan açıklamada şunlar denildi: “İktidar bu kanun teklifi ile yurttaşa, en temel insan haklarına ve doğaya adeta savaş ilan etmiştir. Kanun teklifinin tek bir maddesi bile kabul edilemez. Kesinlikle geçit vermeyeceğiz! Biz, yurttaşlar olarak bu kanun teklifinin Meclis’ten geçmemesi için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Toprağımızı vermeyeceğiz! İşgal, talan ve sömürü kanun teklifini geri çektireceğiz! Açıklamanın devamında kanun teklifi ile hedeflenenler sıralandı.
Polen Ekoloji adına söz alan Cemre Nayir ise “Bu torba yasa tüm Ortadoğu'yu savaşa sürükleyen sürecin, kaynak paylaşım savaşının hızlandırılmasıdır. Bu saldırıya karşı hepimiz, bu coğrafyanın tüm halkları topyekûn mücadele etmeliyiz" dedi.
Açıklama, talan yasasına karşı mücadele çağrısı ile son buldu.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı. "İhanet yasasına hayır. Ormanlarımızı, topraklarımızı, suyumuzu ve zeytinliklerimizi koruyacağız" pankartının açıldığı eylemde açıklamayı İzmir Tabip Odası sekreteri Nuri Seha Yüksel yaptı. Yüksel konuşmasında yasa tasarısına ilişkin şunları ifade etti:
“13 Haziran 2025 tarihinde TBMM’ye sunulan yasa teklifi, sadece hukuki bir düzenleme değil; doğrudan doğruya bir talan planıdır. Bu teklif, ülkenin yer altı ve yer üstü varlıklarını birkaç şirkete teslim eden, halkı, yerel yönetimleri ve doğayı yok sayan, sermayeye sınırsız imtiyazlar tanıyan bir yağma rejiminin yasal kılıfıdır”
Yüksel’in konuşması şu çağrıyla son sözlerle son buldu:
“Bizler, Emek ve Demokrasi Güçleri olarak açıkça ifade ediyoruz: Bu yasa halkın değil, şirketlerin çıkarını savunmaktadır. Bu yasa doğayı değil, sermayeyi korumaktadır. Bu yasa hukuk değil, iktidar güdümlü yağmadır. Tüm yurttaşları, meslek örgütlerini, çevre hareketlerini ve yerel yönetimleri bu talan yasasına karşı durmaya çağırıyoruz. Doğamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkmak için susmayacağız. Toprak biziz, maden biziz, gelecek biziz! Talanı durduracağız. Yaşamı savunacağız!”
Eylemde "Havama, suyuma, toprağıma dokunma", "Zeytin yaşamdır, madenler ölüm" ve "AKP elini doğamızdan çek" sloganları atıldı.
Mersin'de talan yasasına karşı Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) çağrısıyla Özgür Çocuk Parkı'nda açıklama yapıldı. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin de katıldığı açıklamada Tarım Orkam-Sen Mersin Şube Başkanı Yusuf Demirci bu düzenleme ile sermaye çevrelerinin çıkarlarının savunulduğunu ifade etti. Demirci’nin konuşması taleplerin sıralanmasıyla son buldu.
Van Ekoloji Derneği’nin (EKO-DER) Sanat Sokağı'nda açıklamada EKO-DER Eşsözcüsü Dilek Akdağ konuştu. Akdağ "Bu yasa geçtiği anda ekosistemler parçalanacak, biyoçeşitlilik kaybı hızlanacak, köyler boşaltılacak, gıda ya erişim zedelenecek, iklim krizine karşı toplumsal direncimiz çökecektir. Bu bir doğa yasası değil, bir doğa kıyımı yasasıdır" dedi.
Mardin Emek ve Demokrasi Platformu yaptığı açıklamada “Talan yasasına geçit vermeyeceğiz” denildi. Platform adına açıklamayı yapan Felemez Önder şunları söyledi:
“Bir demokrasi, bir eşitlik ve bir gelecek meselesidir. Bu ülkenin doğasını, köylüsünü, işçisini yok edecek bir yasaya evet demek bu suça ortak olmaktır. Tüm kamuoyuna sesleniyoruz; bu yasa geçerse yalnızca zeytin değil, gelecek de kararacaktır. Bu yüzden dur demek zorundayız"