Avrupa'da barınma krizi derinleşiyor

Avrupa'da konut sorununun derinleşmesi ve buna karşı gelişen protesto eylemlerinin yaygınlaşması, barınmanın temel bir insan hakkı olduğunu, konutların özel şirketlerin ya da tekellerin eline bırakılmaması gerektiğini bir kez daha gösterdi.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 03 Mayıs 2025
  • 08:00

Avrupa’nın birçok kentinde ev kiralarının artması, zorunlu tahliyeler ve turistik kiralamaya ayrılan konutların yaygınlaşması nedeniyle binlerce kişi sokaklara döküldü. Farklı ülkelerde gerçekleştirilen eylemlerde dillendirilen talepler arasında kira bedellerinin %50'ye varan oranda düşürülmesi, tahliye işlemleri yapan şirketlerin yasaklanması, korunmasız ailelerin evlerinden çıkarılmaması ve turistik kiralamaların sınırlandırılması yer alıyor.

***

Almanya’nın başkenti Berlin’de son yıllarda kiraların hızla artması büyük bir barınma krizine neden oldu. Özellikle 2010'ların ortalarından itibaren kiraların yükselmesi sebebiyle öğrenciler, gençler ve düşük gelirli aileler şehirde uygun fiyatlı konut bulmakta zorlanıyor. Gayrimenkul şirketlerinin şehirdeki konutları “yatırım aracı” olarak görmesi ve kiraları yükseltmesi, halkın konutlara erişimini zorlaştırıyor. Ayrıca Airbnb ve benzeri kiralama platformları üzerinden astronomik fiyatlarla yapılan kısa dönem kiralamalar uzun vadeli kiracılar için konut bulmayı zorlaştırıyor.

Giderek derinleşen konut krizine karşı Berlin'de binlerce kişinin katıldığı gösterilerde yüksek kira bedelleri ve bundan kaynaklı zorla tahliyeler protesto edildi. Göstericiler sosyal konutların artırılmasını ve büyük emlak şirketlerinin kamulaştırılmasını talep ediyor.

***

İspanya’nın Barselona kentinin sakinleri de son yıllarda kiraların artması ve konut sıkıntısı nedeniyle büyük bir barınma kriziyle karşı karşıya bulunuyor. Özellikle turizmin yoğunluğu ve kısa dönemli kiralamaların artışı (yine Airbnb gibi platformlar nedeniyle) yerel halkın uygun fiyata konut bulmasını zorlaştırıyor.

Sorunun bu boyuta varması özellikle düşük gelirli aileler ve öğrenciler üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Barselona’da halk “kira kontrolleri”, “daha fazla sosyal konut inşası” ve “kısa dönem kiralamalara sınırlama getirilmesi” gibi taleplerle sokaklara döküldü. Belediye yönetimi zaman zaman bu talepleri karşılamaya yönelik adımlar atsa da barınma sorunu ciddi bir şekilde devam ediyor.

Benzer sorunların yaşandığı bir diğer ülke ise Portekiz'dir. Başkent Lizbon'da kısa süreli kiralama için ayrılan konutların artışı ve yabancı yatırımcıların konut piyasasına girişi yerel halkın barınma sorununu derinleştiriyor. Hükümetin 2030'a kadar 33.000 yeni konut inşa etme planını açıklamasına rağmen halk bu vaatlerin yeterli olmadığını düşünüyor.

***

Fransa’nın başkenti Paris’te 2024 Olimpiyatları öncesinde, Macron yönetiminin evsizleri ve göçmenleri şehir merkezinden uzaklaştırma politikaları sert eleştirilere yol açmıştı. Bu uygulamalar, insan hakları örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından "sosyal temizlik" olarak nitelendirilmiş ve protesto edilmişti.

Barınma sorunu derinleşirken 2023 Nisan ile 2024 Eylül ayları arasında, Paris ve çevresinde yaklaşık 19 bin 526 kişi, özellikle Olimpiyat köyü ve etkinlik alanlarına yakın bölgelerden zorla tahliye edilmişti. Bu kişiler arasında evsizler, göçmenler, bağımlılıkla mücadele eden bireyler de bulunuyordu. Tahliye edilenlerin yaklaşık 4 bin 500'ü ise çocuktu.

***

Avrupa'da konut sorununun derinleşmesi ve buna karşı gelişen protesto eylemlerinin yaygınlaşması, barınmanın temel bir insan hakkı olduğunu, konutların özel şirketlerin ya da tekellerin eline bırakılmaması gerektiğini bir kez daha gösterdi.

 Konut sorunundan etkilenen emekçilerin, yoksulların, evsizlerin barınma hakkının güvence altına alınması, daha kapsayıcı ve adil konut politikalarının hayata geçirilmesi, uğruna mücadele edilmesi gereken temel taleplerden biridir.