HTŞ’nin başını çektiği Suriye’deki cihatçılar, ABD-AB emperyalistleri, Ankara’daki Saray rejimi ve orta çağ artığı Körfez şeyhlerinin desteğine yasalanarak yol alıyor.
Her türlü şiddeti uygulayan, etnik kimliğe dayalı katliam yapan cihatçılar, şeriat kurallarını adım adım Suriyelilere dayatmaya başladı. HTŞ’yi destekleyen devletler, cihatçıların her şeyini çok yakından biliyor. Ancak HTŞ, “imaj” çalışmaları kapsamında dünyayı yanıltmak için şeriat kurallarını birden uygulamadı. Belli alanlardan başlayarak adım adım Suriyelilere dayatıyor. Şeriat kurallarının uygulanması konusunda haberlere yansıyan son uygulama, HTŞ’nin “plajlarda giyilecek kıyafet” kurallarını ilan etmesi oldu. Plajlarda mayo ve bikini giyilmesini yasaklayan HTŞ, suya girmedikleri zaman erkeklere de giyinik olma zorunluluğu getirdi. HTŞ’nin kurallarına göre kadınlar halka açık plajlarda ve yüzme havuzlarında yüz, eller, ayaklar dışında vücutlarını örtmek zorundalar. Bunun için burkini diye adlandırılan bir kıyafet giyecekler. Cihatçı çeteler, kurallara uyulup uyulmadığını kontrol etmek için devriye gezecek.
Emperyalist/siyonist güçlere yaranmak konusunda deneyimli olan cihatçı rejim, lüks otelleri yasaklardan muaf tuttu. HTŞ bu yasaklara, “kamu güvenliği standartlarını yükseltmek ve kamu ahlâkını korumak” için baş vurduğunu iddia ediyor. Bu uyduruk gerekçeyi elbette ciddiye alan kimse yok. Zira her türlü şiddeti uygulayanların, sahilde Alevi katliamına devam edenlerin “kamu güvenliği” lafları etmeleri, Alevi kadınları kaçırıp tecavüz eden, zorla “evlendiren” ya da pazarlarda satanların “kamu ahlakını korumak”tan dem vurmaları riyakarlıktır.