ABD ve onun Ortadoğu’daki ileri karakolu olan Siyonist İsrail, Ortadoğu halklarına dönük saldırılarını adım adım genişletiyor. İran’a karşı başlatılan savaş, emperyalist-Siyonist güçlerin Ortadoğu halklarına kan ve katliamdan başka bir şey vaat edemeyeceğini birkez daha gözler önüne serdi. Siyonist İsrail; 7 Ekim’den bu yana geçen süreçte Filistin, Lübnan, Yemen ve Suriye’nin yanı sıra son olarak İran’a da saldırdı.
Siyonist İsrail, başta ABD emperyalizmi olmak üzere batılı emperyalist devletler ve işbirlikçi bölge rejimlerinden aldığı destekle Gazze’de eşine az rastlanır bir soykırım yapıyor! Kentlerin yakılıp yıkıldığı, çadırların, hastanelerin, okulların yok edildiği, yüz binlerce insanın bombalanarak katledildiği ya da yaralandığı soykırım saldırısı 20. ayını geride bıraktı. İsrail tarafından bombalanan Filistin halkı, ağır bir kuşatma altında açlık ve susuzlukla da boğuşuyor.
Siyonist işgal rejiminin saldırıları; Ortadoğu’dan Kafkasya’ya, Doğu Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya değin pek çok alanda devam eden emperyalist hegemonya savaşının en kanlı halkasıdır. Üzerinden 35 yıl geçen Körfez Savaşı’ndan Ukrayna-Rusya Savaşı’na, denebilir ki, “batı cephesinde değişen bir şey yok”. Emperyalist-siyonist güçler, kendilerine teslim olmayan, uşak haline getiremedikleri, kontrol altına alamadıkları her gücü dizginsiz bir barbarlıkla yok etmeye çalışıyor.
Bu tabloyu değiştirmenin yolu ise, bölgede halkların birleşik, anti-emperyalist/anti-Siyonist direnişi büyütmesinden geçiyor. Emperyalist/Siyonist saldırıları durdurmanın da Ortadoğu halklarının gerici rejimlerin hakimiyetinden kurtulmasının yolu da öyle. Bölgede emekçi halkların “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” temelinde yükseltecekleri devrimci mücadele ve Ortadoğu’da devrimci bir odağın-önderliğin inşa edilmesi ise çıkış yolunu açacaktır.
Gazze’de soykırım yapan, Suriye’yi cihatçı-faşist katillere teslim eden emperyalist-Siyonist saldırganlar, utanmadan “özgürlükten” söz ediyor, bu söylemler üzerinden halkları kışkırtıp kanlı savaşlarında bir maşa olarak kullanmak istiyor. Zira onların amacı, halkların kanını dökerek ve kaynaklarını talan ederek, girdikleri çıkmazı ve kaçınılmaz sonlarını ertelemekten ibarettir. Gerici rejimlerle hesaplaşmak ise her türden gericiliğin ve faşizmin kaynağı olan barbarların işi değildir, bunu ancak direnen halklar yapabilir.
Alınması gereken tutum, emperyalistlerin ve Siyonistlerin Ortadoğu halklarına on yıllardır yaşattığı kan ve katliamın, yokluğun ve yoksulluğun hesabını sorma bakışı ve “Emperyalist-Siyonist savaş ve saldırganlığa son!” şiarı ile mücadeleyi büyütmektir. Kuşkusuz bu çaba ve mücadele; kendisini her türden gericilikle, sınıf düşmanlarıyla ayıran bir perspektif üzerinden ele alınarak esas anlamına kavuşabilir.
Gençliği ve tüm emekçileri ezilen, sömürülen ve soykırıma uğrayan halklarla eylemli dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Emperyalist-Siyonist savaş ve saldırganlığa karşı, yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
NATO’dan çıkılsın! Emperyalist üstler kapatılsın!
Kürecik üssü kapatılsın, İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin!
Devrimci Gençlik Birliği
Haziran 2025