Ankara’da depremzede ailelerinin düzenlediği ve Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nin destek verdiği açıklamada “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” denildi.
Depremin 28. ayında Ankara’da bulunan Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” pankartı ve “Gün gelecek devran dönecek AKP bu halka hesap verecek” sloganı atıldı. Açıklamada Tahsin Nihadioğlu için Adalet Komitesi’nden Zeynel Nihadioğlu basın metinini okudu.
Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Bugün, aradan 28 ay geçmiş olmasına rağmen, deprem bölgelerinde insanlar hâlâ 21 metrekarelik teneke kutularda, konteynerlerde yaşamaya mahkûm. Altyapı yok, sağlık yok, güvenlik yok. Yaşam alanlarının ortasına kurulan beton santralleri ve taş ocakları ile halk ikinci kez öldürülüyor; bu kez yavaş ve sessiz bir şekilde.”
Depremde yaşanan ihmallere dikkat çekilen açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
“Depremin hemen ardından devlet sahada yoktu. AFAD yoktu. Asker yoktu. Bugün burada etrafımızı saran polisler yoktu. Sadece sessizlik, çaresizlik ve ölüm vardı. İlk 72 saat hayati önemdeyken, enkaz altında kalan binlerce yurttaşımız zamanında müdahale edilmediği için hayatını kaybetti. Deprem bölgesine internet kısıtlaması getirildi, insanlar yardıma ulaşamasın, çığlıklar duyulmasın diye iletişim susturuldu. Kızılay gibi kamu kaynaklı kurumlar ise depremzedeye yardım etmek yerine, çadır ve konserve satarak halkın sırtından para kazandı. Bu utanmazlık, bu halka düşmanlık açıkça kayda geçti. Deprem sürecinde canlı ya da cansız hiç bir şekilde ulaşılamayan yüzlerce kayıp depremzedenin akibeti halen belli değil. Ailelerin deprem kayıpları konusundaki tüm çabalarına yetkililer kulak tıkamaya devam etmektedir.”
Açıklamada son olarak şunlar belirtildi:
“İstediğimiz tek şey bu katliamda ve sonrasındaki yaşadığımız süreçte sorumluluğu bulunan bütün kişi ve kurumların adil bir şekilde ve hızlıca yargılanıp hakettikleri cezayı en üst seviyeden almalarıdır. Bütün çabamız benzer kıyımların tekrar yaşanmaması için caydırıcı cezalandırma sisteminin bir an önce hayata geçirilmesi içindir.”
