ABD’de "Kral’a" karşı halk sokaklarda

ABD’de işçiler, emekçiler ve halk kitleleri tepkilerini, öfkelerini milyonların katıldığı gösterilerle sokakta dile getiriyor. Ne Trump yönetiminin baskıcı politikaları ne askeri güç gösterileri ne de toplumsal kutuplaşmanın ürünü atmosfer Amerikan toplumunda biriken öfkenin kendini dışa vurmasına engel olabiliyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 18 Haziran 2025
  • 08:00

Donald Trump’ın doğum günü olan 14 Haziran’da ABD genelinde düzenlenen kitlesel protesto eylemleri, otoriterleşme ve artan baskı politikalarına karşı yoğunlaşan tepkinin güçlü bir dışa vurumu oldu.

50 eyaletin tamamına yayılan eylemlerde milyonlar, Trump yönetiminin ırkçı, baskıcı ve emekçi düşmanı uygulamalarını protesto etti. İki binden fazla eylem gerçekleşti.

Tam da Amerikan Başkanı Donald Trump’ın doğum gününde, Amerikan ordusunun 250. kuruluş yıldönümü gerekçesiyle düzenlenen resmi geçit töreni, gösterilerin fitilini ateşleyen neden oldu. Washington’da gerçekleştirilen askerî geçit töreninde Trump yönetimi, 7 bin asker, 150 zırhlı araç ve 50 savaş uçağıyla bir güç gösterisi yapmaya çalışırken; muhalefete dönük bu gözdağı denemesi ters tepti ve milyonlarca insan ülkenin dört bir yanında alanları doldurdu.

“Krallara Hayır”

ABD tarihinin en büyük eş zamanlı protestolarından biri haline gelen gösteriler, “Krallara Hayır” (No Kings) sloganı altında örgütlendi. Eylemler, Trump’ın giderek otoriterleşen yönetim tarzına, ırkçı göç politikalarına ve kamusal sağlık ve eğitim hakkına dönük saldırılara güçlü bir yanıt oldu. Özellikle ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi) yetkililerinin göçmen mahallelerine, kiliselere ve işyerlerine düzenlediği baskınlara yönelik tepki büyüktü. Florida’da Trump’ın Mar-a-Lago’daki malikanesine yürümek isteyen protestocularla polis arasında arbede yaşandı. Georgia ve Los Angeles’ta da eylemler polis şiddetiyle bastırılmaya çalışıldı. Buna rağmen birçok kentte göstericiler sokakları terk etmedi.

Eylemlerde sık sık halk müziği sanatçısı Woody Guthrie’nin “All You Fascists Bound to Lose” (Bütün Faşistler Kaybedecek) adlı şarkısı söylendi.

New York’tan Los Angeles’a, Chicago’dan Salt Lake City’e kadar birçok kentte sokaklar dolup taştı. Bir gösterici silahla vurularak yaralandı. Göstericiler, Trump’ı “hukuku hiçe sayarak, krallara özgü bir biçimde ülkeyi yönetmekle” suçladı.

“50 Eyalet, 50 Protesto, Tek Hareket”

Eylemleri organize eden yapılar arasında “50501: 50 Eyalet, 50 Eylem, Tek Hareket” ittifakının yanı sıra birçok sivil toplum örgütü ve kitle kuruluşu da yer aldı. Gösterilerin küçük şehir ve kasabalara kadar yayılması, eylemlere toplam katılımı güçlendirdi.

Trump her zamanki gibi tepkilere alaycı bir tutumla yanıt verdi. “Ben kral değilim, karar almak için cehennemden geçmek zorundayım” dese de kısa süre önce attığı bir mesajda “Çok yaşa Kral” (Long live the King) ifadelerini kullandığı hafızalardan silinmiş değil.

Siyasi şiddetin gölgesinde

Protestolar aynı zamanda, senatörlere yönelik olarak gerçekleşen silahlı saldırıların gölgesinde gerçekleşti. Minnesota’da Demokrat Partili Temsilci Melissa Hortman ve eşi gerçekleşen silahlı saldırıda öldürülürken, Senatör John Hoffman ve eşi ağır yaralandı. Teksas’ta bazı seçilmiş yetkililere yönelik tehditler nedeniyle Austin’de planlanan miting iptal edildi.

Her ne kadar olayların failleri ve gerekçeleri tam olarak açıklığa kavuşmamış olsa da bu gelişmelerin artan siyasi gerilimle ve Trump’ın kutuplaştırıcı diliyle ilişkili olduğu açık.

ABD’de işçiler, emekçiler ve halk kitleleri tepkilerini, öfkelerini milyonların katıldığı gösterilerle sokakta dile getiriyor. Ne Trump yönetiminin baskıcı politikaları ne askeri güç gösterileri ne de toplumsal kutuplaşmanın ürünü atmosfer Amerikan toplumunda biriken öfkenin kendini dışa vurmasına engel olabiliyor.

Yakın zamanda Los Angeles’ta gerçekleşen ve diğer şehirlere yayılan “göçmen isyanının” ardından gelen gösteriler, kendini Amerika’nın ve emperyalist dünyanın yeni kralı sayan Trump yönetiminin kendi evinde işinin hiç de kolay olmayacağını gösteriyor.