Başlık emekçiye hakaretmiş gibi algılanabilir. Oysa bireysel çıkarı için işçi-emekçi kardeşine ihanet eden kişilerde çürüme net olarak görülür. İşçi ve emekçiler, böylelerini küfürlü sıfat tamlamalarıyla anarlar. Zira bunlardaki çürüme herkesin görebileceği kadar belirgindir. Ancak işçi-emekçi kardeşine yönelik saldırıya ortak olmasa da izlemekle yetinen işçi ve emekçi kendindeki çürümeyi göremez.
“Ben bir şey yapmadım ki” diye kendini savunur. Aslında savunu diye kurulan bu cümle, çürümenin itirafıdır. Patronun saldırısına karşı bir şey yapmadığının da itirafıdır.
Örgütsüz bir emekçi, işçi kıyımı karşısında sadece itiraz eden cümleler kurabilir. Bu itirazlar işçi kıyımını engellemez, itiraz edeni işten çıkarılan işçiler arasına katar. Örgütsüz bir işçinin böylesine onurlu davranabilmesi, ailesinin yaşadığı evin kirasını ödeyebildiği durumlarda mümkün oluyor çoğu zaman. Ama okula giden çocuğu varsa, ailesinin yaşadığı evin kirasını ödemek zorundaysa işçi, genellikle itiraz etmeyi aklından bile geçiremez.
Bu yüzden, “sınıfsal çıkarları için örgütlenip mücadele etmeyen işçi çürür” ifadesi bir gerçeğe işaret eder. Çünkü emekçinin, örgütsüzken dirhem gücü yoktur. Hak gasplarına, saldırılara karşı itiraz ettiğinde işten atılma riskini göze alması gerekir; ki çoğu kere atılır da. İşten atılmamak için saldırılar karşısında bir şey yapmadığında ise çürümeye başlar.
Tek başına güçsüz olan işçi, örgütlendiğinde ise kolektif ve hayatı durdurabilecek sınıfsal güce ulaşır. Greif’te 2015’te işten atılan bir işçi, işçilerin üretimi durdurması sonucu aynı gün işe geri alındı. Bu eylem, oluşturulan taban örgütlülüğü sayesinde yaşam buldu. Sınıfın kendi çıkarları için oluşturulan taban örgütlülüğü sayesinde DİSK Tekstil ağalarının ihanetine rağmen 60 gün süren Greif İşgali yapılabildi.
Sonuç olarak; işçi ve emekçilerin kendi sınıfsal çıkarları ve geleceği için örgütlenip mücadele etmekten başka çıkar yolu yok. Örgütlenmekten ve mücadeleden kaçınıldığında ise ya ağır bedeller ödenir ya da çürüme kaçınılmaz hale gelir.
H. Ortakçı