Mamak Kültür Sanat Festivali kapsamında her gün örgütlenen forumlar, devrimci politikaların emekçilere taşınmasında işlevsel bir rol oynuyor. Festivalin amacı ve işçi kültür evlerinin var oluş sebebi olan sanatı emekçilerin gündelik yaşamının bir parçası haline getirme ve onlarla sanat aracılığıyla bağ kurma gayesi, bu etkinliklerde ete kemiğe bürünüyor.
İlk günden itibaren yapılan kültür-sanat forumu, müzik dinletisi, gençlik forumu ve taraftar forumunun ardından dün de Emekçi Kadın Komisyonları tarafından “Direnen ve özgürleşen kadınlar” etkinliği örgütlendi. Etkinlik öncesinde parka kurulan standda gözleme yapan emekçi kadınlar, festivale maddi katkıyı da örgütlediler. Aynı saatlerde gençler müzik yayını eşliğinde halaylar çekerken, bir yandan da etkinliğin hazırlıkları sürdü. Alana “Yaşamın yarısından, kavganın yarısına!” “Tekel’den Greif’e, Rojava’dan Gazze’ye direniş özgürleştirir” şiarlı EKK pankartlarının yanı sıra “Yolumuz işçi sınıfının yoludur!” şiarlı DLB pankartı da asıldı.
Etkinlik EKK tarafından hazırlanan “Yaşamın yarısından kavganın yarısına” adlı belgeselin gösterimi ile başladı. Belgesel özellikle kadınlar tarafından ilgiyle izlendi. Belgeselin finalinde “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!” sloganı atıldı.
Emekçi Kadın Komisyonları adına yapılan kısa bir açılış konuşmasının ardından söz Greif’in direnişçi kadın işçilerinden Emel Özyön’e bırakıldı. Özyön sendikalaşma süreçlerinden kısaca bahsederek, kadın işçilerin fabrikada yaşadıkları sorunları anlattı. Ve bu sorunların onların örgütlenme eğilimlerini körüklediğinin altını çizdi. Direnişin başlamasının ardından kurulan Emekçi Kadın Komisyonunun faaliyetlerini ve kendileri açısından oldukça öğretici olan 8 Mart etkinliğini Mamaklı emekçilerle paylaştı. Aynı zamanda kadın-erkek birlikte mücadele verdiklerini vurguladı. Bir özgürleşme deneyimi olarak işçi kadınlar tarafından gerçekleştirilen Boğaz Köprüsü eylemini örnek veren Özyön daha sonra polis baskınını, sendikanın tutumunu teşhir ederek konuşmasını noktaladı.
Konuşmayı “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!” sloganı izledi.
Daha sonra birçok emekçi kadın söz alarak sorunlarını dile getirdi. Bir kadın işçi kültür evlerine sahip çıkma çağrısı yaparken, bir başkası kadınların asıl düşmanının erkekler değil, sistem olduğunu vurguladı. EKK üyesi bir kadın direnişlerde kadınların rolüne atıfta bulunarak, Ortadoğulu kadınların yaşadıkları acılara rağmen direnme azmini selamladı. Bir kadın, geçen sene festivalde yapılan anketlerde kadınların yüzde doksan beşinin özgürlük istediğinin altını çizdi ve örgütlü mücadele etmenin önemli olduğunu söyledi. Başka bir kadın gözaltında polisin kadınlara yönelik taciz ve şiddetini ele alarak, direnen kadınların katilleri çılgına çevirdiğini ifade etti. Greif işçisi Engin Yılgın da Greif direnişinin, işçi kadınları nasıl özgürleştirdiği bir örnekle anlattı.
Etkinlik, tüm konuşmaların ardından, bir emekçinin sunduğu şiir dinletisiyle sona erdi.
Kızıl Bayrak / Ankara