Yaşadığımız emperyalist-kapitalist düzende, burjuvazi ile kapitalist tekellerin el koyduğu servet devasa boyutlara ulaşmıştır. İşçi sınıfının gerçekleştirdiği toplumsal üretimle yaratılan zenginlik, hiç olmadığı kadar eşitsiz bir şekilde paylaşılmaktadır. Bu durum, servet-sefalet kutuplaşmasını akıl almaz boyutlara taşımıştır. Kapitalistler, sermaye birikimini daha da artırmak için sömürüyü derinleştirmenin yollarını aramakta, adeta “laboratuvar deneyi” misali uygulamalarla bunu gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu servet birikiminden en çok nemalanan ülkelerden biri de İsviçre’dir.
“Zenginlik”, “yüksek refah düzeyi”, “sosyal devlet” mitleriyle tanınan İsviçre’de de gelir dağılımı giderek bozulmakta, sosyal adaletsizlik derinleşmektedir. Servet-sefalet kutuplaşması, dünya genelinde en çok milyarderi barındıran ABD’den daha belirgin bir hâl almıştır. Yapılan araştırmalara göre, İsviçre’de yoksulluk oranı 2014’ten bu yana artmaktadır.1
Yakın zamanda Le Temps gazetesinde yayımlanan bir yazı, bu sosyal adaletsizlik uçurumunu gözler önüne sermiştir. Yazıya göre, İsviçre’de en zengin %1, ulusal zenginliğin %42’sine el koymakta; 1980'den bu yana sosyal adaletsizlik %27 oranında artmıştır. İlginç bir diğer veri ise, en zengin 300 kişinin %60’ının servetini miras yoluyla edinmiş olmasıdır. Örneğin, Nidwalden kantonundaki servetin %69,3’ü yalnızca en tepedeki %1’e (40 kişi) aittir. Fransız kantonlarında en çok zengini barındıran Cenevre’de ise zenginliğin %56’sı yalnızca 500 kişinin elindedir.2
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, İsviçre devleti de kapitalistleri kayırmakta, artan servetlerden alınan vergi dilimlerini düşürerek sermayenin büyümesini kolaylaştırmaktadır. Ekonomistlerin araştırmalarına göre, İsviçre, döviz bakımından dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmasına rağmen sosyal adaletsizlik açısından da küresel kapitalist düzenin her türlü kusurunu taşımaktadır. Kapitalizmin “servet-sefalet kutuplaşması” yasası İsviçre’de işlemektedir ve bu da hayat pahalılığı ile yoksulluğu beraberinde getirmektedir.
İsviçre’de artan yoksulluk ve büyüyen sosyal eşitsizlik
İsviçre’de, bir kişinin geliri temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyorsa ve geliri belirlenen yoksulluk sınırının altındaysa, yoksul kabul edilmektedir. 2022 yılı verilerine göre yoksulluk sınırı, tek kişi için 2.289 İsviçre Frangı, 14 yaşından küçük iki çocuğu olan 4 kişilik bir aile için 4.010 Fank’tır. Ancak son yıllarda enflasyonun ciddi biçimde artması, bu verilerin güncelliğini yitirmesine yol açmıştır. 2023 yılında ise 1,4 milyon kişi (%16,1) yoksulluk riski altındaydı ve bu oran artmaktadır. Bunun %8,1’i, yani 708 bin kişi yoksul. Çalışmasına rağmen yoksul olan kişi oranıysa bir senede %3,8’den %4,4’de yükselmiş durumda.3 Ayrıca İsviçre devletinin yayınladığı istatistiklere göre, tüm sosyal yardımların kesilmesi durumunda toplumun yaklaşık üçte biri (%32,5) yoksulluktan etkilenir olacaktı.4
İsviçre Sosyal Eylem Kurumları Konferansı (CSIAS) Genel Sekreteri Markus Kaufmann’ın açıkladığına göre, Ukrayna'daki savaşın bir sonucu olarak İsviçre'de enflasyon on yılı aşkın bir süredir ilk kez keskin bir şekilde yükseldi ve yaz aylarında %3 seviyesini aştı.5 Kaufmann, Neue Zürcher Zeitung gazetesine verdiği demeçte, “İsviçre'de dört kişilik bir aileyi artık düşük ücretli bir sektörde tam gün bir işle besleyemeyeceğiniz ne yazık ki doğru” diyerek ücretlerin düşüklüğüne vurgu yapıyor. Sosyal yardım miktarının zaten az olduğunu dile getiren Kaufmann, birçok sektör veya işkolunda ücretlerin düşük olduğunu da kabul ediyor.6 Düşük ücretlerden kapitalistler faydalanırken, sosyal yardım alma hakkı olan kişilerin %30’u bu yardımları almamaktadır. Bu nedenle devlet, bakmakla yükümlü olduğu kişilere yardımları kısarak veya vermeyerek, yılda yaklaşık 1,2 milyar frank gibi muazzam bir parayı da halkın sırtından biriktiriyor7. Sağlık alanında ise İsviçre, tarihsel olarak koruyucu sağlık hizmetlerinden çok tedaviye odaklanan bir yapıya sahiptir. Ancak son dönemde sağlık sisteminde de tasarrufa gidileceği açıklanmış; Federal Konsey’in aldığı karar doğrultusunda her yıl 11 milyon franklık kesinti yapılması planlanmıştır.8
Yükselen yaşam maliyetleri
Birçok ülkenin aksine, İsviçre’de sağlık için özel sağlık sigortası şart koşulmakta ve çalışanların sigortası işverenler tarafından karşılanmamaktadır. Sağlık sigortası sektöründe piyasayı ele geçirmiş olan tekeller sigorta primlerini alabildiğine yüksek tutarak muazzam karlar elde ederken, sağlık sigortası ailelerin ödemekte en çok zorlandığı masraf haline gelmiş durumda.
Çocuk bakımı ve kreş fiyatlarının ciddi oranda yüksek olması ise çocuklu ailelerin belini büküyor. 2023’de ebeveynlerin %50’si çocuklarına bakıcı ayarlayabilmişken, bu oran 2024’de %37’ye düştü. Emekçiler için bir diğer önemli maliyet ise artan kiralardır. 2006’dan itibaren kira fiyatları %10,3 indirim olması gerekirken, %36,1 oranında yükseltilerek, senede 5 milyar frank değerinde bir vurgun yapılmıştır. Bu soygun bilinmesine rağmen ev kiraları yüksekliğini korumakta ve geçmişte fazladan alınan kiralar konusu sessiz sedasız geçiştirilmektedir. Tatil ve dışarıda yemek yeme gibi alışkanlıklardan halkın önemli bir kısmı (%43 ile %35) feragat ettiğini beyan ederken, sağlık sektöründe genel bir pahalanmadan kaynaklı sağlık hizmetlerinden vazgeçmeyi planlayan hanelerin oranı bir yıl içinde %7'den %11'e yükselmiştir. Yüksek maliyetlerin altından kalkmak için ailelerin yaklaşık yarısı çözümü çalışma saatlerini yükselmekte görüyor.9
Ailelerde derinleşen kaygılar
İsviçre’de enflasyonun yükselmesi, özel sağlık sigortasının ve kiraların artması, ailelerin ekonomik durumunu kötüleştiriyor. Ekonomik durum, çiftlerde belli kaygılara yol açmakta ve yaşamlarında bazı önemli ihtiyaçlardan feragat etmeyi dayatmaktadır. 2023’ün Kasım ayında 2100 aile ile yapılan bir ankete göre, bunların %79’u durumlarının gelecek üç yıl içinde kısmen veya önemli ölçüde kötüleşeceğinden kaygılanıyor. Ailelerin %52’si ise bütçelerinin ay sonunu getirmek için yetmediğini veya ucu ucuna yettiğini söylüyor.10 Hayat pahalılığı ailelerde çocuk yapma eğilimini de etkiliyor. Bu yüzden her on aileden 4’ü için mali durum, daha fazla çocuk sahibi olmamaya karar vermelerinin nedenlerinden biri sayılıyor.
Çocuk yoksulluğu
İsviçre’de çocuk yoksulluğu da hızla büyümektedir. Çocuk yoksulluğunu ispatlayan birçok veri mevcut. İsviçre, çocukların sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir ortamda büyümeleri için 1997 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesini onayladı.11 Buna rağmen İsviçre, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OCDE) ülkeleri arasında, 2012-14 ve 2019-21 yıllarında “çocuklar arasında göreli yoksulluk” açısından 21., çocuk yoksulluğundaki gelişim açısından ise 36. sırada yer alıyor. İsviçre’de çocukların yüzde 17 ile 20’si yoksulluk içinde yaşamakta, her on çocuktan biri uzun vadeli yoksulluktan etkilenmektedir. Nitekim 2013 ile 2023 yılları arasında çocuk yoksulluğu %10,3 arttı. Yoksulluk çocukların barınma koşullarını da etkiliyor. Örneğin 2020’de çocukların %15,2'si su sızdıran çatıları, nemli duvarları, zeminleri veya temelleri ya da pencere veya zeminlerinde küf bulunan evlerde yaşamaktaydı.12 Tüm bu veriler, imzalanan sözleşme ve geçerli olan yasalara rağmen, İsviçre’de yoksulluğun çocukları nasıl etkilediği göstermektedir.
Kadınlara yönelik eşitsizlik
Geçen sene devlet yetkilileri, emeklilerin birinci kasası sayılan Yaşlılık ve Ölüm Sigortasında (AVS) yapılan yanlış hesaplamalardan kaynaklı 14 milyar frank civarında bir deliğin bulunduğu ve bunun kapatılması için 2027 ile 2033 yılları arasında halktan kesinti yapılmasının planlandığını açıklamıştı. Bu açıklamaların ardından ilk saldırı gelmiş, kadınların emeklilik yaşı 64’den 65’e yükseltilmiştir.13
İsviçre’de kadınların hem ücretleri erkeklerden daha düşük hem aldıkları yardım oranı daha azdır. Bu farktan elde edilen para ile devletin kasaları şişiriliyor. Öte yandan kadınlar, ücretsiz çalışma saatlerinin yaklaşık %60’ını üstleniyor. Ücretsiz çalışma için ödeme yapılsaydı bunun miktarı 434 milyar İsviçre frangına (CHF) tekabül ederdi. Kadınların ödenmeyen ücretleri ise 259 milyar CHF’ye eşdeğer.14 Ücret eşitsizliği noktasında ise kadınlar erkeklere göre yaklaşık yüzde 20 daha az ücret alıyor. Ayrıca emeklilik yardımı için ortalama yıllık emekli maaşı kadınlarda erkeklere göre %37 daha düşüktür.15
Zengin bir ülke olmasına rağmen, İsviçre’de eğitim paralı ve maliyeti çok yüksektir. Her şeyden önce üniversite harçları dışında her öğrenci barınma, ulaşım, yemek gibi temel ihtiyaçları kendisi karşılanması gerekiyor. Bu ihtiyaçları karşılamak hayat pahalılığından dolayı öğrencileri zorluyor. Bu yüzden birçok öğrenci giderlerini karşılayamadığı için ailesinin yanında kalarak kendi bulunduğu şehirde okuyor. Devlet tarafından verilen en yüksek burs dahi bir öğrencinin tüm masraflarını karşılamaktan uzak. Tüm bunlara okul harçlarının artırılması ve yardımların kısıtlanması ekleniyor. Federal Konsey, 2025 yılı için öngörülen 100 milyonu bir hamlede 50 milyona indirdi.16 2025/2026 eğitim öğretim yılları için Bachelor ve Master yapan İsviçreli öğrenciler için de harçlar yüzde 40 yükseltildi.17 Ülkenin önde gelen iki politeknik üniversitesinde ise yabancı öğrencilerin ödediği harçlar, İsviçre’de öğretim görmüş öğrencilere göre üç kat yükseltildi.
Sonuç
Dünya genelinde bankalarıyla ünlü, mali-sermaye yatırımlarıyla devasa boyutlarda rant elde eden, sanayide vasıflı ve hassas alan çalışmalarında uzman, para birimi değerinin yüksek olduğu İsviçre’de muazzam boyutlara ulaşmış bir sermaye birikimi var. Buna rağmen servet sefalet kutuplaşması da en yüksek oranlarda seyretmektedir. Yukarıdaki veriler, İsviçre gibi zengin bir ülkedeki sosyal adaletsizlik tablosu hakkında fikir veriyor. “Refah toplumu” ve sosyal devlet” söylemleri ancak işçi ve emekçilerin mücadelesi yükseldiğinde veya Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi bir sosyalist işçi-emekçi iktidarının basıncı altıda dile getiriliyor. Koşullar değişince ise haklar gasp edilmeye başlıyor. Bugün yoksullaşmakta olan İsviçre işçi sınıfı ile emekçilerinin de sosyal ve demokratik hakları için mücadelenin yolunu tutmak dışında bir seçenekleri bulunmuyor.
1 https://caritas-regio.ch/fr/notre-engagement/pauvrete-en-suisse
2 https://www.letemps.ch/suisse/en-suisse-1-de-la-population-detient-42-de-la-richesse-nationale
3 https://www.caritas.ch/fr/le-risque-de-pauvrete-en-suisse-reste-eleve/
4 https://www.bfs.admin.ch/bfs/fr/home/statistiques/situation-economique-sociale-population/bien-etre-pauvrete/pauvrete-privations/pauvrete-avant-transferts-sociaux.html
5 https://skos.ch/fr/la-csias/csias-rapport-annuel-2022/rapport-du-secretaire-general
6 https://www.lfm.ch/actualite/suisse/les-depenses-de-laide-sociale-en-recul-en-suisse-depuis-2019/
7 https://www.rts.ch/info/suisse/2024/article/en-suisse-de-nombreux-pauvres-ne-percoivent-pas-de-prestations-sociales-28610546.html
8 https://www.letemps.ch/opinions/editoriaux/parent-pauvre-de-la-sante-publique-en-suisse-la-prevention-recoit-un-nouveau-coup-de-couteau-dans-le-dos
9 https://www.20min.ch/fr/story/suisse-cout-de-la-vie-40-des-familles-renoncent-a-un-nouvel-enfant-103062601
10 https://www.profamilia.ch/fr/actualite/actuel?view=article&id=2597&catid=9
11 https://www.blick.ch/fr/suisse/un-sondage-suisse-choquant-la-moitie-des-familles-peine-a-joindre-les-deux-bouts-id19530821.html
12 https://sozialesicherheit.ch/fr/les-enfants-sont-souvent-touches-par-la-pauvrete/
13 https://www.unicef.ch/fr/aktuell/medienmitteilungen/2023-12-06/Wohlstandsland-Schweiz-Steigende-Kinderarmut
14 https://www.rts.ch/info/suisse/13612962-les-femmes-prendront-leur-retraite-plus-tard-par-paliers-des-janvier-2025.html
15 https://www.bfs.admin.ch/asset/fr/23767761
16 https://www.admin.ch/gov/fr/accueil/documentation/communiques.msg-id-62620.html
17 https://www.24heures.ch/suisse-un-vent-de-colere-souffle-sur-les-universites-620227877447
18 https://www.hes-so.ch/actualites/detail-actualites/adaptation-de-la-taxe-detudes-de-la-hes-so