İşçi ve emekçi kadınlar olarak karşı karşıya kaldığımız sorunlar derinleşmeye devam ediyor. AKP iktidarı 2025 yılını “aile yılı” ilan etti. Oysa yılın geride kalan ilk aylarında belirgin olan şey, işçi ve emekçi kadınların daha fazla çifte sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizlik ve şiddete maruz kalması oldu.
“Ailenin korunması”, “kadınların çocuklarını bırakmadan çalışabilmesi” gibi güzellemelerle OVP(Orta Vadeli Program) kapsamında kadınlara esnek ve güvencesiz çalışma modelleri dayatılmak isteniyor. “Ev eksenli çalışma” adı altında kadınların hem ev işlerini, çocuk, yaşlı, hasta ve engelli bakımını ücretsiz bir şekilde yapmaya devam etmesi hem sermayeye kölelik yapması dayatılıyor. Diğer yandan kadınlar, erkeklere kıyasla fabrikalarda, işyerlerinde daha düşük maaş almaya, işsizlik sorununu daha fazla yaşamaya devam ediyor.
İktidar, işçi ve emekçi kadınların zaten çok sınırlı olan haklarını gasp etmek için fırsat kolluyor. Nitekim her icraatı ile çifte sömürüyü derinleştirirken katliam boyutuna varan kadın cinayetlerinin faillerini cezasızlıkla ödüllendirme politikası da pervasızca uygulanıyor. Bu politikaların da etkisiyle artan kadına yönelik şiddet ve cinayetler, kadınların hayatlarını çalmaya devam ediyor. Bu sorunlar yaşamın her alanında artıyor, fabrikalar ve işyerlerin de şiddet kadınları tehdit etmeye devam ediyor. Fabrikada, işyerinde baskı, taciz, mobbing, fiziksel şiddet kadın çalışanlar için kötü çalışma koşullarının bir parçası haline getiriliyor.
İktidar, “en az 3 çocuk yapın” çağrılarına devam ederken, kadınların nasıl doğum yapacağına dair konuşma hakkını artık futbolcular bile kendilerinde bulabiliyor. Kadınların kaç çocuk yapacağına, nasıl doğum yapacağına erkek egemen sömürü düzeninin temsilcileri karar vermek isterken, bebeklerin özel hastanelerde göz göre göre ölüme yollandığı açığa çıkıyor. Çocuklar okullarına aç gitmeye devam ediyor. Her geçen gün daha fazla çocuk okula gitmek yerine çalışmak zorunda kalıyor. MESEM adı altında çocuk işçilik yaygınlaştırılıyor, çocuklar iş cinayetlerine kurban ediliyor. Okula gidebilen çocukların ise aldıkları eğitim her geçen gün bilimsellikten uzaklaştırılıyor. Proje okullarında yaşanan sürgün gibi sevkler, iktidarın kendisine biat eden nesiller yetiştirmek için eğitimin her alanına yönelik küstahça saldırıları artıracağının sinyallerini veriyor.
Belediyelerin kadınların yaşamını kısmen de olsa rahatlatan etkinlikleri, iktidarın atadığı kayyımlar tarafından hedef alınıyor. Kayyım atanan belediyelerde kadın sığınma evleri, dayanışma kooperatifleri, kadın kütüphaneleri, kız öğrenci yurtları, kadınların kullandığı ücretsiz ulaşım kartları iptal ediliyor. İBB’nin açtığı kreşlere soruşturma başlatılıyor. Belediyelerde imzalanan toplu sözleşmelerde kadınlar için eklenen maddeler çıkartılıyor. Belediyelerde yaşanan işten atma saldırılarında kadın çalışanlar payına düşeni alıyor…
Kısacası tek adam rejiminin baskı ve sömürü politikalarından en fazla etkilenen kesimi kadınlar oluşturuyor. Ama kadınlar susup oturmuyor, boyun eğmiyorlar. Sokaklarda olmaya, mücadele etmeye devam ediyorlar. 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan eylemli süreçte kadınlar meydanları dolduranlar arasındaydı. Üniversitelerde polis barikatlarına yüklenenler, liselerde “öğretmenime dokunma” şiarıyla eğitim haklarını savunan liseliler arasında genç kadınlar başı çekiyor. İşçi direnişlerinde kadınlar haklarına, geleceklerine sahip çıkmaya devam ediyor.
Şimdi sırada 1 Mayıs var. Bu 1 Mayıs’ta sömürü düzeninin karşısında işçi sınıfının gerçek gücünü göstermesi için işçi ve emekçi kadınların en ön saflarda yer alması büyük bir önem taşıyor. İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları olarak tüm kadınları fabrikalarda, işyerlerinde, kampüslerde, meydanlarda direnişi büyütmeye, taleplerimizle 1 Mayıs’ta meydanları doldurmaya çağırıyoruz.
Çifte sömürüye ve zorbalık düzenine geçit vermeyelim. Geleceğimizi çalanlardan hesap soralım!
*Toplumsal yaşamın her alanında kadın-erkek eşitliği!
*Eşit işe eşit ücret!
*Kuralsız, esnek ve güvencesiz çalışma yasaklansın!
*Herkese insanca yaşamaya yetecek ücret, tüm çalışanlara iş güvencesi!
*Tüm fabrikalara, işyerlerine, OSB’lere ve mahallelere 7/24 açık, ücretsiz ve nitelikli kreşler!
*Fabrika ve işyerlerinde şiddet, taciz ve mobbinge karşı etkili ve bağlayıcı önlemler alınsın!
*Kadın cinayetlerine son! Kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı yaptırımlar caydırıcı olacak şekilde artırılsın!
*Çocuk istismarı son bulsun!
*Gözaltında cinsel taciz ve şiddete son!
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları