Suçumuz ekmeğimizi başkalarının korumasını beklemek

Evet kendimiz için ‘biz’ olmalıyız. Bu büyükbaşlar ekmeğimizi korumaz. Bunu bildiğimiz halde onlardan ekmeğimizi korumasını beklersek, suçun büyüğü bir kez daha bizde olur.

  • Haber
  • |
  • Kültür-sanat
  • |
  • 16 Kasım 2017
  • 08:32

Çok doğru söyledi Nevzat abi; “Ekmeğini kazanmak için her bir yeriniz terliyor. Ama o ekmeği korumaya geldi mi hepiniz tırtsınız. Tırt dediğin sendika bir yana, ben bile, en azından siz benden hesap sormazsanız, evet ben bile sizin ekmeğinizi korumaya pek uğraşmam. Kendi ekmeğime, pardon kaymağıma bakarım.”

Hakkaten doğru söyledi. Nedense hep ekmeğimizi birilerinin korumasını bekliyoruz. Patron bize muhtaç. Biz olmazsak burada değil otomobil, bir iğne bile üretemez. O bize muhtaçken bizi horluyor, aşağılıyor. O bize muhtaçken tek tek olunca biz ona muhtaç oluyoruz.

İyi de ben niye biz diyorum ki? Patron için çalışırken biziz, ama sonra hepimiz tek başına bir ben oluyoruz. Arkadaşlarımız kapının önüne konduğunda hiçbirimizin sesi çıkmadı. Bekledik ki tırt metal ses çıkarsın. Sendika bürokratlarının ne mal olduğunu biliyoruz. Geçtim büyükbaşları, büyükbaşların temsilcilerinin bile arkasından konuşmayan, hatta küfretmeyen yok gibi. Ama yine de onlar bir şey yapsın diye bekledik. Yapmadılar. Biz de yapmadık. Yaptığımız tek şey yine arkalarından onlara küfretmek oldu. Biz de aynı küfrü hak etmedik mi?

Şimdi de sözleşmeyi imzalamalarını bekliyoruz. Ben dahil hepimiz sözleşmenin iyi bir sözleşme olmayacağını biliyoruz. Buna rağmen patron için hep beraber harıl harıl çalışarak bekliyoruz. Sendikanın sözleşme için söylediği herhangi bir şeye hiçbirimiz inanmıyoruz. Ama yine de bekliyoruz.

Biz bekledikçe bizim kazandığımız ekmeği onlar yiyor.

İki yıl önce hepimiz “Harranlı” olmuştuk. İlk kez o zaman patron için değil, kendimiz için biz olmuştuk. Kendimiz için biz olunca patronun adamları, müdürleri bile bizi horlayamadı. Sendika büyükbaşları da peşimizde dönüp durdular. Ama bugün tenezzül edip yanımıza bile gelmiyorlar.

İyi de burada suçlu onlar mı? Biz olamayan 'ben'ler miyiz?

Nevzat abi 15-16 Haziran'ı yaşamış biri. “DİSK'in başında bize daha yakın insanlar vardı”, diyor ve ekliyordu: “Onlar mı iyiydi de bize daha yakındılar, yoksa işçiler olarak kendimiz için de biz olabildiğimiz için bize yakın duruyorlardı bilmiyorum. DİSK'in canına ot tıkamaktan söz ediyordu devlet. Sendika buna karşı bir şeyler yapacağını söylüyordu. Hatta planlarını da yaptılar. Ama biz onların planlarını beklemedik. Haziran'ın 15'inde yürümeye başladık. Tek başımızayken zavallıydık. Ama biz olduğumuzda patronların tekmilini korkutacak heybette olduk. 4 arkadaşımız öldü bizken. Sonra 16'sında Kemal başkan bize eylemi bitirmemizi söyledi radyodan. Yasa o günlerde geri çekildi. Ama sonra yine baraj geldi. Ama bizken her şey çok güzeldi evlat.”

Evet kendimiz için ‘biz’ olmalıyız. Bu büyükbaşlar ekmeğimizi korumaz. Bunu bildiğimiz halde onlardan ekmeğimizi korumasını beklersek, suçun büyüğü bir kez daha bizde olur.

H. Ortakçı