“Tiyatroya” son vermek kamu işçisinin elinde!

TÜHİS ile Türk- İş ve Hak-İş bürokratlarının katılımıyla sözleşme görüşmesi 16 Nisan günü gerçekleşti. Toplantıya katılan TÜHİS temsilcileri hiçbir teklif sunmadılar. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında olduğu gibi sendika bürokratları ile sohbet edip ayrıldılar.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 18 Nisan 2025
  • 10:00

Karayollarından tersanelere, hastanelerden enerji santrallerine kadar kamuda çalışan 600 bin işçiyi doğrudan ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri sürüyor. Kamuda yetkili Türk-İş ve Hak-iş tarafından hazırlanan taslaklar 27 Şubat’ta Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası'na (TÜHİS) sunulmuştu. Ağırlaşan ekonomik kriz koşullarında yüz binlerce işçi aylardır iktidarın ücret zammı konusunda sunacağı teklifi bekliyor.

TÜHİS ile Türk- İş ve Hak-İş bürokratlarının katılımıyla sözleşme görüşmesi 16 Nisan günü gerçekleşti. Toplantıya katılan TÜHİS temsilcileri hiçbir teklif sunmadılar. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında olduğu gibi sendika bürokratları ile sohbet edip ayrıldılar.

TÜHİS temsilcileri saraydan gelecek yanıt beklemekle meşgul… Sadece onlar değil. Masanın öbür tarafında oturan sendika bürokratları da aylardır kıllarını kıpırdatmadan saraydan gelecek yanıta gözlerini dikmiş durumdalar.

Yeri geldiğinde asgari ücret konusunda  “bizim üyelerimizi bağlamıyor” diyerek ihanetini gerekçelendirmeye çalışan Türk-İş ağalarına sormak lazım. Şimdi kendi üyelerinin hakları ve gelecekleri söz konusu olduğunda ne yapıyorlar peki? Aylar boyunca sessizlikle süreci beklemenin yanı sıra geçtiğimiz hafta gerçekleşen Türk İş başkanlar kurulu toplantısının ardından “Müzakerelerin olumlu sonuçlanması için tam bir dayanışma içinde birlikte mücadele edecektir” demek dışında…

Herhangi bir rakam telaffuz etmemelerine rağmen AKP iktidarının sözleşme konusunda tutumu açık ve net. Kapitalist sistemin derinleşen krizini her yolla işçi ve emekçilere ödetmeye çalışıyorlar. Yılın başında asgari ücrete yapılan %30 oranındaki zam, takip eden aylarda neredeyse tüm işkollarına dayatıldı. Kamu sözleşmelerinde bundan farklı bir oranı sunmaları da olanaklı gözükmüyor.

İktidar, kriz faturasını emekçilere kesmek konusunda kararlı iken, sendika bürokratlarının mücadele etmek için ne niyetleri ne de takatleri varken kamu işçileri ne yapacak? Ya asgari ücret tiyatrosunun ardından kamu sözleşmelerinde oynanacak yeni bir tiyatroyu izleyecekler. Ya da 89 bahar eylemlerini yaratan geleneğe yaslanarak, kendi gücüne güvenerek mücadeleye atılacaklar. Başka yolu yok! 

Bugün başta öğrenciler olmak üzere toplumun geniş kesimleri baskı ve zorbalık düzenine karşı ayağa kalkmışken, kamu işçilerinin atacağı adım, sadece kendi ekmeğini kazanmak için değil, krizin faturasını emekçilere ödetmek için baskı ve zorbalıkta sınır tanımayan iktidara verilecek en büyük yanıt olacaktır!