Saray rejiminin şefi Erdoğan’ın son kabine toplantısının ardından duyurduğu kamu çalışanlarına yönelik “doğum sonrası yarı zamanlı çalışma düzenlemesi” Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmeliğe göre doğum yapan ya da üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen kamu emekçileri, kadın-erkek ayrımı yapılmadan, çocuğun ilköğretim çağının başlayacağı döneme kadar yarı zamanlı çalışabilecek.
Yarı zamanlı çalışmayı kabul eden kamu emekçileri, haftada en az 3 gün, günde ise en az üç, en fazla sekiz saat çalışabilecek. Maaşları ve sosyal hakları yarı oranda ödenecek. Derece yükselmesi ve kademe ilerlemesi süreleri de yarım zamanlı çalışmaya uygun şekilde hesaplanacak.
Erdoğan, bu düzenlemeyi “müjde” olarak sundu. Düzenlemeyi “Aile yılı” kapsamında “Ebeveynlerin çocuklarının gelişimine zaman ayırması, aile bağlarının güçlenmesi” gerekçesiyle yaptıklarını duyurdu.
Çok açık ki, AKP-MHP iktidarı tarafından sunulan her “müjde” işçiler, emekçiler, kadınlar için yeni bir saldırı anlamına geliyor.
Nitekim “kamu çalışanları için yarı zamanlı çalışma düzenlemesi” de böyle…
AKP iktidarı, “kutsal ailenin korunmasını” hedeflediği Aile yılı programına dayanarak yaptığı bu düzenleme ile bir yandan çocukların bakım yükünü kamu emekçilerinin (daha somutunda kadın emekçilerin) üzerine yıkıyor, öte yandan kamu alanında esnek, güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Kamuda kreşler bir bir kapatılırken, tasarruf tedbirleri kapsamında ilk olarak kreşler hedefe konulurken çocuk bakımının sorumluluğu tümüyle kamu emekçilerinin somutta da kadın kamu emekçilerinin omuzlarına yükleniyor.
Öte yandan uzun dönemdir gündemlerinde olan esnek çalışma kadın çalışanlar üzerinden hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu düzenleme kadınlar için ciddi anlamda hak kaybı anlamına geliyor. Maaşları, sosyal hakları yarı oranda düşerken, emeklilik süreleri uzamakla birlikte emekli maaşlarında kayba yol açıyor.
AKP iktidarı, geçtiğimiz yıl yayınladığı Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi’nde de bu yıl ilan ettiği “Aile yılı” politikaları kapsamında da “ailenin korunması” adına kadınları bir yandan eve hapsetmeyi, öte yandan kadınların esnek ve güvencesiz biçimlerde istihdama katılımını planlıyordu. Bu yönetmelik tam da bu politikalara hizmet ediyor.