Birleşik mücadeleyi büyütelim!

GENEL GREV, GENEL DİRENİŞİ örgütleyelim!

Emeğin Kurtuluşu, kamu işçilerinin bir günlük iş bırakmasının ardından yaptığı açıklama ile “İşçi düşmanlarına hak ettikleri dersi vermek için birleşik mücadeleyi büyütelim, genel grev genel direnişi örgütlemek için adımlarımızı hızlandıralım!” dedi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 18 Temmuz 2025
  • 10:00

Kamu işçileri bugün Kamu Çerçeve Protokolü’nde dayatılan sefalet zammına karşı iş bıraktı. Eğer Türk-İş ağaları işçilerin biriken tepki ve öfkesi ile almak zorunda kaldıkları bu kararı gerçek anlamda hayata geçirecek bir hazırlık yapsalardı, ya da 600 bin işçinin büyük çoğunluğu adına masada olan Hak-İş ağalarının mücadele etmek gibi bir derdi olsaydı gerçekleşen bu eylemin çok daha büyük ve önemli sonuçları olacaktı. 600 bin işçinin sıkılı yumruğu KÇP ile sefaleti dayatan AKP iktidarının da onun uyguladığı adı konulmamış IMF programının gerçek sahiplerinin de dizlerini titretecekti.

Ne var ki sendika ağalarının mücadele etmek, işçilerin haklarını savunmak gibi bir derdi yok. Onlar bu önemli eylem gününde bile saray kapılarında gezerek dilencilik yapmaya devam ettiler.

Buna rağmen Türk-İş’e bağlı sendikaların ancak sınırlı bir kısmının ve sınırlı işyerlerinde hayata geçirdiği bugünkü eylemler kamu işçisinin haklı tepki ve öfkesini, mücadele isteği ve kararlılığını göstermesi açısından oldukça anlamlı ve değerlidir. Özellikle sağlık ve ulaştırma işçileri hastanelerde ve Marmaray’da gerçekleştirdikleri eylemlerle öne çıktılar. Bugüne kadar gerçekleşen eylemlerin en dinamik bileşeni olan savunma işçilerinin sektördeki eylem yasağı nedeniyle iş bırakma eylemine katılmaması ise gerçekleştirilen eylemlerin belki de en büyük eksiği oldu.

Sonuç olarak 17 Temmuz eylemleri yaratabileceği gerçek etkinin oldukça altında bir düzeyde geride kalmış oldu. Ama insanca bir yaşam mücadelesinde önümüzde duran görevlere bir kez daha ışık tuttu.

Eylemin gerçekleştiği saatlerde Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı da vardı. Sendika ağaları hem bu toplantının kapısında nöbet tutarak hem de umutları bir kez daha o toplantıya bağlayarak uğursuz rollerini oynamaya devam ettiler. Ama bir kez daha görüldü ki kamu işçisinin haklı talepleri ülkeyi yönetenlerin umurunda değil. Ve onları dize getirmek için çok daha güçlü eylemlere hazırlanmak gerekiyor.

Bu eylemleri “26 Ağustos’ta greve çıkmak zorunda kalacağız!” diyen sendika ağalarının örgütlemeyeceği açıktır. Bu eylemleri mücadele iradesi ve kararlılığı ile kamu işçisi kendisi örgütleyecektir. Kamu işçisi ile birlikte haklarına ve geleceklerine sahip çıkan, insanca bir yaşam isteyen işçi sınıfı örgütleyecektir. Yeni hak gasplarına engel olmanın, yüzde 17’lik ya da söylentilerle %22 olarak revize edilen sefalet zammı dayatmalarını püskürtmenin başka bir yolu yoktur.

Kamu işçisinin mücadelesini büyütmek ise hepimizin sorumluluğudur. Kamu işçisine dalga geçercesine zam oranları teklif edenler ne ara zam talebini dikkate alırlar ne işçi sınıfının diğer taleplerini duyarlar. Saldırı hepimizedir. Direniş topyekûn olmak zorundadır. İnsanca yaşam ve çalışma koşulları için GENEL GREV, GENEL DİRENİŞ tek seçenektir.

İşçi düşmanlarına hak ettikleri dersi vermek için birleşik mücadeleyi büyütelim, genel grev genel direnişi örgütlemek için adımlarımızı hızlandıralım!

Emeğin Kurtuluşu