“Biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.”

(Cemal Süreya, 555K)

Gerici-faşist iktidarın baskı ve zorbalığı sınır tanımıyor. Gözaltı furyasına karşı direnişimiz günlerdir sürüyor.

Eylem yasaklarını, polis saldırısını, okul yönetimlerinin tehditlerini, düzen muhalefetinin sınırlarını zorlayan direnişimizin ardından bugün (22 Mart) içerisinde yoldaşlarımızın da olduğu onlarca kişi ev baskınları ile gözaltına alındı.

Yaşanan süreç göstermektedir ki gerici-faşist rejim toplumsal meşruiyetini yitirmiştir. İktidar gücünü elinde tutmak için saldırı planını, elindeki tüm kozları oynayarak devreye sokmaktadır. Faşist tek adam düzenini kalıcılaştırmak için saldırıların karşısında duran kim varsa ezip geçmek istemektedir. Düzen muhalefetinin aktörlerinin gözaltına alınmasının yanı sıra İstanbul Barosu yönetimi görevden alındı. Gözaltı terörüne karşı eylem yapan üniversiteliler ev baskınları ile gözaltına alındı. Ancak tüm bunlar nafiledir! 

“Zorbalar kalmaz gider”

Bu üç gündür süren direnişimiz gençliğin iktidar tarafından teslim alınamadığının ifadesidir. İÜ, ODTÜ, GSÜ ve İzmir’de Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi olmak üzere pek çok üniversiteden, kampüslerden sokaklara uzanan sesimiz, itirazımız, direncimiz yıllardır biriken öfkemizin dışavurumudur. 

AKP iktidarının baskı ve zorbalığına karşı;

Geleceğimizin birilerinin iki dudağı arasına sıkışmasına karşı;

Açlık ve sefalet koşullarında çalışırken okumak zorunda bırakılmamıza karşı;

Üniversitelerimizde kayyım rektörler, faşist çeteler, vakıf adı altında gerici örgütlenmeler eliyle at koşturan iktidarın tüm saldırılarına karşı;

“Terör” demagojisiyle hedef gösterilen örgütlenme ve söz söyleme hakkımızın engellenmesine karşı biriktirdiğimiz öfkenin sokaklara taşmasıdır.

Biliyoruz ki bu öfke tek başına yeterli değil. İlk elden ev baskınları ve gözaltı terörüne karşı arkadaşlarımıza sahip çıkmak için direnişimizi üniversite üniversite yaymak ve örgütlenme seferberliği ile birleştirmek zorundayız. 

Biliyoruz ki her eylemimizde tepkimizi sandığa yöneltmeye çalışan düzen muhalefeti de sokakları hedef gösteren iktidar da bizlere haklarımızı, özgürlüğümüzü ve geleceğimizi altın tepside sunmayacak! 

“Kurtuluş sandıkta değil sokakta” diyerek demokratik hak ve özgürlüklerimize sahip çıkacağız! 

Özerk-demokratik üniversite için mücadeleyi yükselteceğiz!

Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için örgütleneceğiz!

Gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılsın!

Bir kez daha çağrımızı yineliyoruz:

Faşist tek adam diktatörlüğünü reddet!

Düzene karşı devrim!

Devrimci Gençlik Birliği 

22.03.2025