Türk-İş ve Hak-İş’in “Kamu Çerçeve Protokolü” üzerine

Devam eden Kamu TİS’leri sürecinde ilerici-öncü işçilere büyük görevler düşüyor. Bu görevleri layıkıyla yerine getirmek, insanca çalışma ve yaşam koşullarına ulaşmanın yanı sıra işçi sınıfına karşı sorumluluğun da temel gereklerinden biridir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 12 Mart 2025
  • 09:30

Kamuda çalışan 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren “Kamu Çerçeve Protokolü” süreci devam ediyor. Türk-İş ve Hak-İş ortaklaştıkları kamu çerçeve protokolünü açıkladılar. 

Türk-İş ve Hak-İş kamu işçilerinin haklı taleplerini yok sayıyor! 

Türk-İş ve Hak-İş’in ortaklaştığı taslakta yer alan öneriler kamu işçilerinin taleplerini yok sayıyor. İşçilere yoksulluk sınırının altında yaşamı reva gören taslak, kamu işçilerinin talepleriyle kan uyuşmazlığı içerisinde. 

Sendika ağaları taslağı yayınlamadan önce Cumhurbaşkanı ve Çalışma Bakanı’yla görüştüler. Kamu işçileriyle görüşmekten ise özenle kaçındılar. Devletlilerle yaptıkları görüşmelerden sonra kamu işçilerini bilgilendirmeyi göze alamadılar. Zira, işçilerin tepkisinden korktular. 

Kamu işçileri iki yıllık toplu sözleşmeden en az asgari ücrete yapılan oranda zam bekliyor. Türk-İş ve Hak-İş ağaları ise işçilerin haklı/meşru talepleri karşısında üç maymunu oynuyor: Görmüyor, duymuyor, susuyorlar…

Tayyip Erdoğan’la görüşmesinin ardından açıklama yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bir an evvel, 700 bin işçinin kamu sözleşmesinin bitmesini istiyoruz. Toplumun talebi bu, Türk-İş yönetiminin talebi bu” dedi. Atalay, Erdoğan’ın ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’le de görüştü. Kamu TİS’lerini bir an önce bitirme isteğini tekrar dile getirdi. Kamu Çerçeve Protokolü’ne ilişkin görüş ve önerilerini işçilerin bilgisi ve onayına sunmadan açıklayan düşkün ağa takımı, belli ki sınıfın sırtına birkez daha hançer saplamaya hazırlanıyor.  

Kamu işçilerini sefalete mahkum etme "önerisi"

 Sendika ağalarının önerisi kamu işçilerinin ikinci yıl birinci ve ikinci altı aylık ücret artışını TÜİK’in enflasyon artışı rakamlarına bağlıyor. Böylece AKP iktidarının temel dayanağı olan “yalan makinesi” TÜİK’i kamu işçilerinin ücret artışında "hakem" olarak tayin ediyor.

 Ağa takımının ücret artışına ilişkin tutumu, kamu işçilerinin ücretlerinin eritilmesi suçuna ortak olmakla eş değerdir. Kuşkusuz ki bu sınırlardaki ücret artışı önerisini bile AKP iktidarı kabul etmeyecek, kamu işçilerinin ücretlerini minimize etmek için kirli dolaplar çevirecektir. 

Bütün işçilerin kadroya geçirilmesi talebi Türk-İş ve Hak-İş’in önerileri arasında yer alıyor. 15 günlük kıdem tazminatı tavanının 35 güne çıkarılması da taslakta yer alıyor. Ücret eşitsizliğine karşı "eşit işe eşit ücret" ve "ücret skala farklarının giderilmesi" yerine eşitsizliğin ve skala farklarının korunmasını istiyorlar. 

Sendika ağaları KİT’ler dahil tüm kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron çalışan işçilerin daimi kadroya geçirilmesini istiyor. Elbette ki bu talep önemlidir. Önceki sözleşmelerde de sendika ağaları bu talebi dile getirmiş ama bu uğurda mücadele etmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdi. Süreci, sermayenin demir yumruğu olan rejimin insafına bıraktılar. Göstermelik de olsa kamuda taşeron köleliğinin ortadan kaldırılması uğruna mücadele etmediler. Mücadele etmek isteyen işçileri engellemek için mesai yaptılar. Bu nedenle kamu da taşeron işçi sayısı arttıkça arttı. 

Türk-İş ve Hak-İş’in sözleşme önerisinde geçici mevsimlik işçilerin kadro talebi yok sayılıyor, güvencesiz çalışmalarına onay veriliyor. Mevsimlik işçiliğin yasaklanması, kadrolu/güvenceli çalışmalarına dair tek söz edilmiyor. Sadece boş bulunan kadrolara mevsimlik işçilerin alınması talep ediliyor. 

Kamu Çerçeve Protokolü önerisinde istenen zam oranı yüzde 94! Kabul edilirse en düşük ücret 37 bin TL’den 72 bin TL’ye çıkacak. Yani sendika ağaları yoksulluk sınırı altında artışı kamu işçilerine reva görüyorlar. İktidar dalkavuğu yapan sendika ağaları, yoksulluk sınırının altındaki ücret artışını bile alamazlar. İşçi sınıfına sefaleti dayatan sermaye iktidarından bu zam oranını almalarının mümkün olmadığını en iyi bilen yozlaşmış ağa takımıdır. Onlar, en fazla “Biz istedik, Şimşek programı müsaade etmedi” diyerek rezil tutumlarına kılıf uydurabilirler.

Sendika ağaları yaptıkları öneriyle kamu işçilerine yoksulluk sınırının altında ücreti reva gördüklerini kanıtladılar. Öte yandan, sendika ağaları talep ettikleri ücret artışında ısrarcı olmayacak, yine ortada bırakacaklar. AKP iktidarının istediği sözleşmeye imza atmak için hazır bekleyecekler. 

“Diyalog içinde sorunları çözme” söylemini dillerine dolayan sendika ağaları, mücadeleyi çağrıştıran söylemlerden özenle kaçınıyorlar. Kapalı kapılar ardında yapılan kirli pazarlıklar sonucunda ihanet sözleşmesini imzalamaya hazırlanıyorlar. Kamu işçisi mücadele etmezse hem sermaye sınıfı hem sendika ağaları hedeflerine ulaşacak. 

Kamu işçisi TİS sürecinde ne yapmalıdır?

Kamu işçileri ağırlığını koyabilmek için TİS komitelerini oluşturmalıdır. Bu komiteler işçi sınıfı mücadelesinin en etkin araçlarından biridir. Kamu işçilerinin sürece aktif katılımının güvencesidir. TİS komiteleri, aynı zamanda sermayenin dayatmalarına karşı eylemli bir duruş geliştirmenin de temel yollarından birisidir. 

TİS komiteleri derhal kurulmalıdır. Zira TİS komiteleri taleplerin belirlenmesinden diğer işyerleri ve işkollarıyla koordinasyonun sağlanmasına, eylem sürecinin planlanmasından etkinlik örgütlemeye, sürecin her aşamasının yakın takibi ve denetimine kadar bir dizi sorumluluğun yerine getirilmesi için vazgeçilmezdir. Komiteler sendika bürokratlarından bağımsız olmalı, ancak sendikal olanakları da etkin bir şekilde kullanmalıdır. 

Devam eden Kamu TİS’leri sürecinde ilerici-öncü işçilere büyük görevler düşüyor. Bu görevleri layıkıyla yerine getirmek, insanca çalışma ve yaşam koşullarına ulaşmanın yanı sıra işçi sınıfına karşı sorumluluğun da temel gereklerinden biridir.