Queen Tarım işçilerinin sendikal hakları için başlattıkları direnişin 5.haftasında İstanbul Danimarka Konsolosluğu önünde ve İzmir-Dikili’de bulunan işletmenin önünde eylemler yapıldı. 

İstanbul’da Danimarka Krallığı Başkonsolosluğu önünde yapılan eylemde “Queen Tarım’da taciz, mobbing, sendikal baskı var! Toplu sözleşme hakkımız engellenemez!” şiarlı ozalit açıldı. Ardından açıklamaya katılanlara söz verildi. Açıklamada Emekçi Dayanışması, İşçi-Sen, Yapı Yol-İş ve Devrimci Gençlik Birliği söz alarak direnen Queen Flowers işçilerini selamladı.

Konuşmaların ardından DİSK BTO-Sen temsilcisi basın açıklamasını okudu. Açıklamada şunlar denildi:

“Bugün hem İzmir’de Queen Tarım önünde hem de Danimarka Konsolosluğu önünden sesleniyoruz. İrademizi gasp edemezsiniz, örgütlülüğümüzü parçalayamazsınız! Kadın emeğine yönelik saldırılar devam ediyor! Queen Flowers yönetimi kadın emeğini vitrin süsü olarak gösteriyor. İşveren baskılara ve tacizcilere göz yumuyor. Kadın emeğini hiçe sayan her durumda mücadelemizi sürdüreceğiz!”

Açıklama boyunca “Sendika hakkımız engellenemez”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları atıldı. Queen Flowers işçilerinin direnişinin devam etmesi durumunda her cuma günü saat 16.30’da Danimarka Krallığı Başkonsolosluğu önünde olmaya devam edileceği duyuruldu.

*

İzmir’in Dikili’de bulunan Queen Tarım önünde yapılan açıklamayı DİSK’e bağlı Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-SEN) Genel Başkanı Mehmet Çak okudu.

Yaklaşık 350 işçi ile DİSK BTO-SEN çatısı altında örgütlendiklerini söyleyen Çak, Queen Tarım patronunun yetkiye itiraz ettiğini, toplu sözleşme sürecini oyaladığını ve örgütlülüklerini dağıtmaya çalıştığını söyledi. Çak, Queen Tarım patronunun ekonomik rüşvetle de saldırısını büyüttüğünü ifade ederken kadın işçilere dönük baskılara da değindi.

 Çak konuşmasının devamında Queen Tarım firmasının Danimarka merkez ofisinin Türkiye’de yaşanan bu hak ihlallerinden doğrudan haberdar olduğunu söyledi.

Mehmet Çak son olarak şu sözleri ifade etti:

“Bu mücadele; kadın emeğinin sömürülmesine karşı ses çıkaranların, sendikal örgütlenme hakkını savunanların, rüşvet, tehdit ve ayrımcılıkla işçileri bölmeye çalışanlara karşı direnenlerin ortak mücadelesidir.”

Açıklama şu taleplerle son buldu:

“-Sendikal hakkımızı tanıyın.

-İşçiyi koruyun, tacizci amirleri ve servis şoförlerini işyerinden uzaklaştırın.

-Haksızca işten çıkarılan temsilcimizi geri alın.

-Sarı sendika dayatmasına son verin, işçilerin özgür iradesine saygı gösterin.

-Hukuka uyun, makul bir toplu iş sözleşmesi teklifiyle masaya gelin.”