Ukrayna Parlamentosu, ülkenin iki merkezi yolsuzlukla mücadele kurumunun bağımsızlığını sona erdiren, tartışmalı bir yasayı büyük çoğunlukla kabul etti. Basın ajanslarının bildirdiğine göre, Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Özel Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı (SAP) bundan böyle Başsavcı’ya bağlı olacak. Başsavcı, Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski tarafından doğrudan atanacak ve görevden alınabilecek. Yoğun eleştirilere rağmen yasayı imzalayarak yürürlüğe koyan Zelenski, yasanın “Rus etkisine karşı koruma sağlayacağını” ve “yolsuzlukla mücadeleyi güçlendireceğini” iddia etti. Protestolar karşısında geri adım atmak zorunda kalan Zelenski, yetkililerin bağımsızlığını garanti altına alacak revize edilmiş yasayı iki hafta içinde sunacağını duyurdu.
Şimdiye kadar NABU ve SAP’ın hükümetten büyük ölçüde bağımsız olarak faaliyet gösterdiği ve en üst düzey çevrelerdeki yolsuzluklarla mücadele ettiği savunuluyordu. Yasayı eleştirenler, yetkilerin cumhurbaşkanının elinde olacağını ve soruşturmaların siyasi olarak yönlendirilebileceğini söylüyor. Bunu Ukrayna’da yolsuzlukla mücadelede ciddi bir gerileme olarak görüyorlar. Zira yolsuzluk, 1990’lı yıllardan itibaren Ukrayna’nın temel sorunlarından biridir ve Kamu yönetimi, Yargı, kolluk kuvvetleri, Enerji sektörü, Gümrük ve vergi makamları gibi kurumlarda son derece yaygındır.
Ukrayna’daki yolsuzluk, daha çok “ahlaki bir sapma” olarak tanımlanmakta ve böylece daha derin toplumsal nedenleri göz ardı edilmektedir. Zira yolsuzluk, belirli bir sınıf yapısının ve sömürüye dayalı kapitalist ekonomik düzenin ifadesidir. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Ukrayna, kapitalist dünya ekonomisine entegre oldu. Devlet işletmelerinin bir azınlık tarafından talan edilmesi, kilit sanayilerin özelleştirilmesi ve sosyal güvenlik sistemlerinin çökertilmesi, oligarklar olarak adlandırılan yeni bir kapitalist sınıfın ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Bu sınıf, daha önce devletin elinde olan üretim araçlarını gasp ederek iyice palazlandı.
***
Ülkesini emperyalist savaş arenasına çeviren Zelenski’nin çıkarttığı yasa, özellikle de Kiev, Lviv, Odessa ve Dnipro gibi kentlerde gençlik ağırlıklı kitlesel protestolara yol açtı. Protestocular hem taşıdıkları pankartlarda hem eylemlerde “Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!”, “Yolsuzluk öldürür!” gibi sloganlarla öfkelerini dile getirdi. Zelenski’den yasayı veto etmesini ve yolsuzlukla mücadele makamlarının bağımsızlığını korumasını istediler. Ukrayna’da yolsuzluğun ve kamu fonlarının zimmete geçirilmesinin uzun zamandır yaygın bir sorun olduğunu dile getiren göstericiler, yolsuzlukla mücadelede zorlukla sağlanan ilerlemenin giderek baltalanmasından ve eski ağlara ve mafya yapılarına geri dönülmesinden endişe ediyor.
Ukrayna’daki gelişmelere uluslararası alandan da tepkiler geldi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in de aralarında bulunduğu AB Komisyonu, "şiddetli endişe" dile getirerek Kiev rejiminden açıklama talep etti. G-7 ülkeleri, Fransa, Almanya ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü de bu durumun uluslararası ortakların güvenini ve AB yakınlaşmasını tehlikeye atacağı uyarısında bulundu. AB ile katılım müzakerelerinde daha fazla ilerleme kaydetmesi için yolsuzlukla mücadele makamlarının bağımsızlığının önemli bir ön koşul olduğunu vurguladı. Savaştan zarar gören ülkenin yeniden inşası için vaat edilen milyarlarca Euro’luk mali yardımın da risk altında olabileceği belirtildi.
Sert bir tepki de Yolsuzlukla mücadele kuruluşu Transparency International’dan geldi. Kuruluş, yaptığı açıklamada yasanın, “Ukrayna’da büyük emeklerle inşa edilen yolsuzlukla mücadele sistemini ortadan kaldırmaya yönelik açık bir girişim” olduğunu söylendi. Açıklamada, “Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi yolsuzlukla mücadele kurumlarının bağımsızlığına açıkça bağlı kalmaya, bu yasayı veto etmeye ve NABU ile SAP’nin çalışmalarını siyasi müdahalelerden korumaya çağırıyoruz” denildi.
Ukrayna iç istihbarat servisi SBU ve Başsavcılık’tan da yolsuzluk soruşturmacılarına yönelik “yasadışı baskı ve yıldırma girişimlerini” derhal durdurmaları istendi.
Uluslararası alanda kendini kararlı bir reformcu ve yolsuzlukla mücadeleci olarak pazarlayan Zelenski, Batılı efendileri tarafından da eleştirilerin hedefi haline geldi. Gözlemciler, iç siyasi çatışmanın Ukrayna’nın savaştaki direncini zayıflatabileceği ve ülkeyi uluslararası alanda yalnızlaştırabileceği konusunda uyarıyor. Kiev’deki göstericiler, Zelenski’nin hukukun üstünlüğüne ilişkin net bir taahhütte bulunmasının zamanının geldiğini söyledi.
***
23 Temmuz 2025’teki kitlesel protestolar, savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna’da yaşanan en büyük iç siyasi huzursuzluk olarak değerlendiriliyor. Yolsuzlukla tavizsiz mücadele talep eden Ukrayna halkı ile hükümet arasında endişe verici bir uçurumun ortaya çıkmasından kaygılanan batılı emperyalistler, Kiev’deki uşaklarına önlem alması için baskı yapıyor.