Bursa'da 15-16 Haziran söyleşisi

Bursa'da Emeğin Kurtuluşu 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'nin 55. yıl dönümü vesilesiyle söyleşi gerçekleştirdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 16 Haziran 2025
  • 08:00

Bursa'da Emeğin Kurtuluşu 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'nin 55. yıl dönümü vesilesiyle söyleşi gerçekleştirdi.

Yapılan hoş geldiniz konuşmasının ardından, Emeğin Kurtuluşu tarafından sunum yapıldı. Sunumda 15-16 Haziran Direnişi’nin birdenbire ortaya çıkmadığı vurgulandı. İşçi sınıfının Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren kendini gösteren mücadele ve örgütlenme arayışının, 1950’li yıllardan itibaren güç kazanmaya başladığı ve 1960’lı yılların başında daha militan biçimlere büründüğü ifade edildi. Grev hakkının kazanılmasının ardından işçi hareketinin yaygınlaştığı, Türk-İş’in uzlaşmacı ve işbirlikçi sendikal çizgisinin içine sığmadığı bu sürecin ise DİSK’in kuruluşuna yol açtığı anlatıldı. DİSK’in kuruluşunun, işçi hareketine yeni bir düzey kazandırdığı, DİSK ile tabandan gelişen işçi hareketinin birbirini şekillendirerek ilerlediği ifade edildi. Sermaye sınıfı ve siyasal iktidarın, işçi hareketini kontrol altına almak için DİSK’i etkisiz kılmaya çalıştığı, bunun için hazırlanan yasa tasarısının görünüşte DİSK’i hedef alırken, esas amacın gelişen işçi hareketini bastırmak olduğu söylendi.

Yasa tasarısının kabulünün ardından, DİSK’in 17 Haziran’da Taksim’de miting yapma kararı aldığı, ancak bu mitinge hazırlık ve yasaya tepki göstermek için 15-16 haziranda gerçekleşen eylemlerin yapılan planlamaların ve alınan kararların çok ötesine geçtiği anlatıldı. Eylemlerin nasıl örgütlenip, kitlesel bir direnişe dönüştüğü konusunda bilgiler verildi.

Sunumda eylemlerin düzenin teyakkuz hali ve orduyu devreye sokmasına rağmen bastırılamadığı belirtildi. Eylemlerin, iki günün sonunda ancak sendika yöneticilerinin çağrıları ve ilan edilen sıkıyönetimle dindirilebildiği buna rağmen birçok fabrikada işçilerin uzun süre iş başı yapmayarak direnişi sürdürdüğü vurgulandı.

Yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin, direnişin basıncı ile gerçekleştiği belirtilen sunumda direnişten kısa bir süre sonra gerçekleşen 12 Mart darbesinin ardından, işçi hareketinin kısa bir duraksama yaşadığı, ancak hemen ardından daha güçlü ve daha politikleşmiş bir biçimde yeniden kendini ortaya koyduğu ifade edildi.

Bu dönemde -1974-1980 yılları arasında- gerçekleşen işçi eylemleri ve bu eylemlerin niteliği hakkında bilgi verilen sunumda, 12 Mart'ın yapamadığını, 12 Eylül darbesinin başardığını söylendi. 12 Eylül darbesine direnemeyen işçi sınıfının, Bahar Eylemleri ile bir kez daha siyasal sahneye çıktığı, büyük madenci yürüyüşünün bu hareketin doruk noktası olduğunu ancak yine, sendikal bürokrasinin ihanetiyle, bu yeni yükseliş döneminin kontrol altına alındığı vurgulandı.

1991-1994, 1995-1999 yılları arasında gerçekleşen işçi eylemlerine de değinilen sunumda 1999’daki "Mezarda Emeklilik" ve "Tahkim Karşıtı" eylemlerinin ardından işçi hareketinin iyice parçalı bir yapıya büründüğü ve 2000’li yıllarda gerçekleşen önemli eylemlere rağmen bu durumun halen sürdüğü söylendi.

15-16 Haziran Direnişi’nin her şeyden önce işçi sınıfının gücünü ortaya koyduğu belirtilen sunumda o günden bugüne kalan esas mirasın, işçilerin birleşirse ve mücadele ederse, önlerinde hiçbir gücün duramayacağı gerçeğini göstermesi olarak tanımlandı. Bu büyük direnişin daha ötesine ulaşmasının önündeki en temel iki engelin devrimci bir sendikal örgütlenmeden  ve buna yön verecek, sınıfla et ve kemik gibi kaynaşmış, ona güç veren devrimci bir siyasal parti ve önderlik mahrumiyet olarak tanımladı. İşçi hareketinin ilerletilmesi için bu iki sorunun çözülmesi gerektiği vurgulanarak sunum sona erdirildi.

Verilen aranın ardından, işçi hareketinin bugünkü durumu ve yapılması gerekenler üzerine tartışmalar yürütüldü. Aroma grevi ve İzmir Belediye grevi üzerine yapılan somut tartışmalarda, işçi sınıfını bölüp parçalayan neden ve faktörler ele alındı. Bu faktörlere nasıl yaklaşılması gerektiği üzerine anlamlı tartışmalar yapıldı ve öneriler geliştirildi. Sınıfın maddi var oluşu ve buna dayalı çıkarlarıyla bilinci arasında fark ve bunun nedenleri ele alındı.

Tartışmalar içerisinde gerçek bir sınıf hareketinin tekil talep ve sorunları küçümsemeden ancak onları aşarak sınıfın bütünlüklü çıkarlarının savulmasıyla mümkün olabileceği ve bununda ancak ona yapılacak siyasal müdahaleyle gerçekleşeceği vurgulanarak tartışmalar toparlandı. Yapılacak diğer eylem ve etkinliklerde buluşma çağrısıyla etkinlik sona erdirildi. 

Kızıl Bayrak / Bursa