Hidromek patronu ve sendika bürokratları arasında aylardır süren toplantılardan sonra, işçilere danışılma ihtiyacı duyulmadan satış sözleşmesi imzalandı.
13 Haziran Cuma günü Ankara fabrikasında, 16 Haziran'da ise İzmir'de sözleşme işçilere duyuruldu. Sendikacılar İzmir fabrikasına gelmeden önce amirler, toplantılarda "soru sormak yok, kargaşa çıkarmak yok" diyerek işçileri içten içe korkutup sindirmeye çalıştı. Bu danışıklı döğüşten işçiler payına hayırlı bir şey çıkmayacağı zaten belli idi.
Gösterilecek tepkiden korkan sendikacılar her zamankinin aksine işçilere grup grup açıklama yaptılar. Açıklamaya göre saat ücretleri Ankara’da 44 TL, İzmir’de ise 37,40 TL zamlandı. Enflasyon farkının sözleşmeye eklenmesiyle şişirilen bu rakamların gerçekte ne olduğunu maaşlar yatırılınca hep birlikte göreceğiz.
Açıklanan sefalet ücretleri bir yana sözleşme süreci bizlere Türk Metal’in nasıl bir sendika olduğunu bir kez daha göstermiştir. Sendikacıların “sözleşme imzalanmadan işçilerin onayına sunacağız” vb. söylemlerinin tümden yalan ve kandırmaca olduğu görülmüştür. Türk Metal yine baskıyla, tehditle işçileri sözleşme sürecine dahil etmemek için uğraşmış, sizlerin iradesini görmezden gelmiş, her türlü sendikal temayülü çiğnemiştir.
İşçi kardeşler;
Şimdi yılgınlığa, umutsuzluğa kapılmanın vakti değil. Ne mücadele ne de işimiz henüz bitmiş değil.
İzmir'de iş çıkışı yaptığımız eylem sonrası şunu çok net gördük: Hem sermaye hem de sendika hızla bir şeyler yapmak zorunda kaldı. Ertesi günün sabahı o ana kadar sözleşme ile ilgili tek söz etmeyen sendikacılar koşarak fabrikaya geldi. Birkaç gün sonra da aceleyle sözleşme imzalandı. Bu durum bizim gücümüzün göstergesidir. Gücümüzün farkına varmalı, Türk Metal ağalarının ve sermayenin baskılarına boyun eğmemeli, hızla örgütlülüğümüzü güçlendirmeliyiz. Bu sözleşme süreci Hidromek’teki mücadele için bir son değil başlangıç olmalıdır.
Ege İşçi Birliği ve Sincan İşçi Birliği, haklı ve onurlu mücadelenizde hep yanı başınızda olacaktır.