DYO’da grev okulu

Petrol-İş üyesi DYO işçilerinin grevinin 35’inci gününde grev alanında Emeğin Kurtuluşu temsilcisinin katılımıyla “Türkiye işçi sınıfı hareketi tarihi” başlıklı sunum gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 26 Haziran 2025
  • 08:00

Petrol-İş üyesi DYO işçilerinin grevi 35’inci gününde dün (25 Haziran) Çiğli AOSB’de bulunan DYO’nun önünde düzenlenen grev okulunda Emeğin Kurtuluşu temsilcisi “Türkiye işçi sınıfı hareketi tarihi” başlıklı sunum gerçekleştirdi.

Grev okuluna aileleriyle gelen DYO işçilerinin yanı sıra TPİ işçileri de katıldı. Etkinlikte ilk sözü alan Petrol-İş İzmir Şube Başkanı Cem Turan kazanana kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Ege İşçi Birliği’nin (EİB) grevi güçlendirmeye dönük emek ve çabasına teşekkür eden Turan sözü Emeğin Kurtuluşu temsilcisine bıraktı.

Grevci işçilerin mücadelesinin selamlanmasıyla başlayan konuşmada DYO ve TPİ işçilerinin grev süreci içinde ortaya koydukları eylem ve etkinliklerin anlamı ifade edildi. Gerçekleştirilen sunum “işçi sınıfı mücadele tarihinden neden öğrenmeli?” sorusuyla başladı. İşçi sınıfı mücadelesinin biriktirerek ilerlediği ve ortaya çıkan mücadele deneyimlerinin bilince çıkartılmasının sonraki mücadelelerin gelişimi için önemli bir dayanak noktası olduğu söylendi. İşçi sınıfının büyük öğretmenleri Marks ve Engels’in “tarih sınıf mücadeleleri tarihidir” sözü aktarılarak, bu tarihin deneyimlerinin yol gösterici içeriğine duyulan ihtiyaç belirtildi. 

Sunum Osmanlı’dan bugüne Türkiye kapitalizminin gelişim aşamalarını, bu gelişim sürecinde ortaya çıkan işçi sınıfı mücadelesi aktarılarak devam etti. Kısaca özetlenen Osmanlı döneminde sınıf mücadelesinin savaş yıllarının ardından kurulan burjuva cumhuriyete aktarılamadığı söylendi. Kurulan burjuva düzenin bugüne kadar yaşadığı süreçler içinde sınıf mücadelesi temel yönleriyle ve özgün dönemlendirmeler üzerinden ifade edildi. 1923-60 arası dönem, 1960-80 arası dönem ve 1980 askeri darbesinin ortaya çıkarttığı ekonomik, sosyal ve siyasal koşullardan bugünlere kadar uzanan süreç genel hatları ve öne çıkan yanlarıyla özetlendi.

1980 darbesinin yarattığı ezici etkinin sınıfın mücadelesine yansımaları ve gerileyen işçi sınıfı mücadelesinin, buna eşlik eden ideolojik-politik ve kültürel saldırı dalgasının kötürümleştirici etkisinin bugünlere uzanan yanları vurgulandı. Parçalı, dağınık, birleşik mücadele kanallar zayıf, bilinç olarak geri bir konumda bulunan işçi sınıfının AKP’li yıllar ile birlikte içine hapsedilmeye çalışıldığı atmosfer belirtildi. İşçi sınıfının her dönem mücadele ettiği, tepkisini ortaya koymaya çalıştığı, içinde bulunduğu cendereyi aşmak istediği ama bugüne kadar bunu yaratacak koşulları ortaya çıkartamadığı vurgulanarak bugünün görevleri ve ihtiyacı ifade edildi. Birleşik, kitlesel bir işçi sınıfı mücadelesi yaratma çabasının altı çizildi.  Sermaye düzeninin topyekûn saldırısına karşı ancak topyekûn direnerek yanıt verilebileceği söylendi. Var olan mücadelelerin güçlendirilmesi, birleştirilmesi ve giderek işçi sınıfı mücadelesinin önünde bulunan engelleri aşma iradesini de ortaya çıkartma ihtiyacı üzerinde durularak konuşma tamamlandı. 

Sunumun ardından söz alan Cem Turan 27 Haziran’da Yaşar Holding önünde düzenlenecek eyleme çağrı yaptı.

Etkinlik halaylarla, sohbetlerle, bağlama dinletisi ile sona erdi.

Kızıl Bayrak / İzmir