“İşçiler, emekçiler, kardeşler,
1 Mayıs günü, dünyadaki ve ülkedeki sınıf kardeşlerimizle birleştiğimiz gün yaklaşıyor.
Kapitalizmin çürüyen düzeni ve kanlı dişlileri altında ezilen milyonlarca işçi, emekçi her gün alın teriyle zenginleri beslerken, sefalet içinde yaşamaya mahkûm ediliyor. Ezenlerin zenginlikleri bizlerin, çocuklarımızın kanı üzerinden kuruluyor.
İşçi sınıfının kanıyla, canıyla beslenen kapitalist patronlar, tek adam rejiminin de, baskı aygıtlarının da, rantçı-talancı sermayenin iktidarını sürdürmek için de azgın sömürü koşullarını dayatıyor, savaşlar çıkarıyor, halkları birbirine kırdırıyor.
Her gün alın terimizi çalıyor, gençliğimizi tüketiyor. Biz çalışıyoruz, onlar çalıyor. Biz açlık çekiyoruz, onlar sefahat içinde yüzüyor.
Fakat sabır taşı çatladı!
Sömürüye son!
Baskıya son!
Savaşa son!
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor.
Bugün, 1 Mayıs günü, dünyanın ve ülkenin dört bir yanındaki işçiler, emekçiler, ezilen halklar tek bir ses olarak haykıracak.
1 Mayıs, sınıf mücadelesinin ta kendisidir!
Bugün, iki sınıf karşı karşıya gelecek.
Günlerdir direndiğimiz alanlardan, meydanlardan korkanlara karşı fabrikalardan, işyerlerinden gelerek, asıl gücümüzü, öfkemizi, dayanışmamızı ve mücadeledeki kararlılığımızı göstermemiz gereken bir gün olacak.
Emperyalizme, ezilen mazlum halkların düşmanı olan ırkçı-siyonist rejimlere karşı dünyanın dört bir yanında bir araya gelecek işçilerin sesine ses katacağız.
Doğayı, insanlığı yok etmeye yeminli bu kapitalist düzene karşı geleceğimizi kurtarmak için bir adım atacağız.
1 Mayıs, onlara korku salacak, bize güç verecek bir gündür!
Bizler, alın terimizle dünyadaki tüm toplumsal zenginlikleri yaratanlarız.
Bizi yenemezler, çünkü zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yoktur. Zincirlerimizi kırmak için birleşiyoruz.
1 Mayıs, eşitliğe, özgürlüğe kavuşacak günlerin habercisidir!
1 Mayıs’ı canları pahasına bize armağan eden Amerika’lı işçi yoldaşlarımızı unutmadık.
Bu topraklara 1 Mayıs’ın tohumunu eken amelelerin, kapitalist patronların korkulu rüyası olan şanlı ve kitlesel Taksim 1 Mayıs’larını yaratanların, Taksim başta olmak üzere tüm meydanları özgürleştirmek için yola düşen 1996 Kadıköy 1 Mayıs şehitlerinin anısına ve mücadelesine sahip çıkıyoruz.
1 Mayıs, sadece bir yas günümüz değildir.
Kadın işçiler, genç işçiler, bütün emekçiler! Sıra bizde!
Sadece üretimi değil, hayatı da biz yaratıyoruz. Bu ülkeyi ve dünyayı da yeniden kuracak olan biziz.
Ücretli kölelik düzenine son vermek için işçi sınıfının devrimci mücadelesini büyütmek,
İktidarın zorbalığının, baskı ve şiddet aygıtlarının karşısına daha güçlü direnişler ile çıkmak,
Ülkede ve dünyadaki işçi sınıfı hareketini tüm gerici-ırkçı-şoven zehirlerden arındırmak için enternasyonal dayanışmayı savunmak için;
1 Mayıs, direniş, mücadele ve örgütlenme günüdür!
Sınıf bilincimizi kuşanalım, mücadele bayrağını daha yükseğe taşımak için birleşelim.
Bu mücadelede zafer, sınıf bilinciyle kuşanmış, kapitalist patronlar ve onların temsilcisi olan iktidarlara karşı sınıf kini ve öfkesiyle tek yürek, tek yumruk olmuş işçi sınıfının olacaktır!
Daha bilinçli, daha örgütlü ve daha kitlesel mücadelelerimizin yolunu açmak için bir adım ileri…
Bugün, bizlerin mücadelesi, sadece daha yüksek ücretler, daha kısa çalışma saatleri için değil, aynı zamanda kapitalizmin sömürüsüne, baskısına ve savaş düzenine son verdiğimiz bir geleceğin kurulması içindir.
Çağrımızdır;
Türkiye işçi sınıfının tarihsel ve politik iradesi olan Taksim mücadelesinde zaferin taşlarını örmenin, yeniden zaferle çıkabilmenin, “işçi sınıfı kitleleri ile buluşmuş emek örgütlerinin, sınıfın siyasal örgütlenmelerinin asgari birlikteliğinin” ve bu birlikteliğin dolaysız sonucu olacak “1 Mayıs’ın tarihsel ve sınıfsal özüne uygun politik-pratik mücadelenin öneminden” geçtiğinin bilinciyle davrandık, davranıyoruz. Dolayısıyla, gelinen aşamada sözünü ettiğimiz birlikteliklerin ve ona uygun bir mücadelenin yokluğunda vakit kaybetmeden birleşik, kitlesel bir 1 Mayıs’ı örgütleme sorumluluğuyla karşı karşıyayız.
Sendika bürokratlarına ait olmayan 1 Mayıs kürsülerini direnenlerin kürsüsüne çevirmek için 1 Mayıs’ta Kadıköy’deyiz. Ağır baskı ve sömürü koşullarında demokratik hak ve özgürlükleri ellerinden alınan, sermaye için zorla çalıştırılan, ezilen, horlanan, her geçen gün daha çok yokluğun, yoksulluğun ve güvencesiz-geleceksiz bir yaşamın pençesine atılan işçi sınıfının mücadelesini ve örgütlülüğünü büyütme zamanıdır.
Karşımızdaki hiçbir güç yenilmez değildir. Yenilecektir de mutlaka!
DEV TEKSTİL- TOMİS”