4857 sayılı İş Kanunu’nda değişiklik yapan AKP-MHP iktidarı, turizm sektöründe çalışan işçilerin dinlenme hakkına göz dikti. “Hafta tatili düzenlemesi” adı altında gündeme getirilen bu saldırı ile işçilerin uzun süre dinlenmeden çalıştırılmasının önü açılıyor.
Değişiklikte neler var?
Yapılan değişiklikle birlikte turizm sektöründe çalışan işçilerin en temel hakkı olan hafta tatili açıkça gasp ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belgelenmiş konaklama tesislerinde çalışan işçiler, artık haftada bir değil, ancak 10 gün çalıştıktan sonra 1 gün dinlenebilecekler.
Peki bu düzenleme ne için yapılıyor? Turizm sektöründen yüksek kârlar elde eden kapitalistleri ihya etmek için! Turizm sektöründe esnek, kuralsız çalışma düzeni egemen kılınmak isteniyor. Zaten düzensiz olan turizm işçilerinin çalışma koşulları daha da ağırlaştırılıyor.
Düzenleme, işçilerin hafta tatilinde çalıştırılmaları durumunda fazla mesai ücreti almasına da izin vermiyor. Yani işçi hem hafta tatilinde çalışacak hem de karşılığında hiçbir ek, fazla mesai ücreti alamayacak.
Bu düzenleme, Anayasa’nın “dinlenme hakkını” güvence altına alan hükümlerine aykırıdır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin dinlenme hakkına ilişkin hükümlerini yok saydığı için İLO hükümlerini de yok sayıyor. Oysa dinlenme sadece anayasal bir hak değil, en temel insan hakkıdır aynı zamanda!
Bu düzenleme yalnızca turizm işçisini değil, işçi sınıfının tüm kesimlerini ilgilendirmektedir. Bugün turizm sektörüyle sınırlı görülen, işçinin dinlenme hakkını gasp eden bu düzenleme, yarın başka sektörlere de yayılabilir. Nitekim inşaat sektörü baronlarından benzer talepler gelmeye başladı bile. AKP-MHP gibi işçi düşmanı bir rejim işbaşındayken, diğer kapitalistlerin de aynı talebi dile getirmeleri şaşırtıcı olmayacaktır. Bu kokuşmuş rejim ise sermayenin bir dediğini ikiletmiyor…
Dinlenme hakkının gaspı turizm sektöründe çalışan işçilerin haklarına dönük ilk saldırı değil. Daha önce de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. Maddesi değiştirilmiş, turizm sektöründe denkleştirme süresi 2016 yılında iki aydan dört aya çıkarılmıştı.
14 Temmuz 2025’te yürürlüğe giren yeni düzenleme işçilerin haftalık dinlenme hakkını ortadan kaldırmıştır. Bununla, “kölelik benzeri bir düzen olan uzun süreli ve yoğun çalıştırmaya” yasal kılıf giydirilmiştir.
Bu düzenlemeyle, sezon boyunca işçilerin günde 11 saate kadar çalıştırılmasının da önü açılmaktadır. Pratikte ise çalışma süresi 11 saati bile aşmaktadır. Üstelik yapılan fazla mesailerin karşılığı olan ücret, çoğu zaman gasp edilmektedir. Dinlenme süreleri ise genelde kullandırılmamakta ya da sezon sonunda işçi işten çıkarılarak yükümlülüklerden kaçılmaktadır. Turizm sektöründe işçilerin önemli bir bölümü güvencesiz ve kayıt dışı çalışıyor. Bu düzenmeyle iş kazaları ve kayıtdışı çalıştırma da artacaktır.
Bu durum kabul edilemez. Yapılan düzenleme derhal geri çekilmelidir!
Dinlenme hakkının gaspına karşı mücadeleyi büyütmek, işçi sınıfının kollektif, ortak sorumluluğudur. Anayasal güvence altındaki dinlenme hakkının pazarlık konusu yapılmasını reddetmek her işçinin ortak tutumu olmalıdır.
Sonuç yerine...
Saray rejimi tarafından onaylanan bu düzenleme, turizm baronlarının işçilerin haklarını gasp etmesine alan açmaktadır. Dahası, turizm işçilerinin kölelik koşullarında çalıştırılmasına “yasal kılıf” sağlamaktadır.
Dinlenme hakkı pazarlık konusu yapılamaz; bu hak, işçi sınıfının sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için vazgeçilmezdir. Anayasa’ya ve Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olan bu değişikliğin önüne geçilmesi, turizm işçilerinin çalışma ve yaşam koşulları açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Bunun için bir bütün olarak işçi sınıfı dinlenme hakkına sahip çıkmalı, turizm işçileriyle dayanışmayı güçlendirmeli, sermayenin kölece çalışma dayatmasına karşı eyleme geçmelidir.