Cihatçı terör rejimi namluları Dürzilere çevirdi

Suriye’nin eski IŞİD şeflerinden Colani’nin başında bulunduğu cihatçı terör örgütlerine teslim edilmesi, Ortadoğu halklarının başına büyük bir bela sarmıştır. “ABD-İsrail patentli” planın “esas uygulayıcısı” olan AKP-MHP rejimi Suriye başta olmak üzere bölge halklarını sırtından hançerlemiştir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 08 Mayıs 2025
  • 19:00

HTŞ’nin başında bulunduğu Şam’daki cihatçı terör rejimi, sahilde Alevi katliamına devam ederken, Dürzileri hedef alan saldırılara da başladı. Hama üniversitesi öğrenci yurdunda başlayan gerilim Şam kırsalında bulunan Ceramana kenti ve çevresine da taşındı. Üniversite kampüsünde silahlı dolaşan cihatçı kılıklı “öğrenciler”, Dürzi öğrencilere saldırdı, yurtta odalarını bastı, şeriat yasalarına göre cezalandırmakla tehdit ettiler. Cihatçı çetelerle bağlantılı “öğrenciler”, saldırıya karşı koyan Dürzi gençleri üniversiteden uzaklaştırmak istedi.

Sahte ses kaydı ile saldırının startını verdiler

Olaylar, Dürzi bir din adamına atfedilen bir videonun 28 Nisan’da sosyal medyaya servis edilmesiyle başlatıldı. Videoda peygamber Muhammed’e hakaret eden ifadelerin yer aldığı gerekçesiyle cihatçı katil sürüleri ortalığa çıkıp Dürzilere karşı soykırım çağrısı yapmaya başladılar. Hama, Homs, İdlib gibi kentlerde sokaklara çıkan cihatçılar, kılıç sallayarak tüm Dürzilerin kafasını uçurmaktan söz ettiler. Oysa videoda görüntüsü kullanılan din adamı Mervan Kivan sesin kendisine ait olmadığını ve amacın toplumsal gerilim yaratmak olduğunu söyledi. Dürzi ileri gelenleri, Muhammed’e hakaret edilmesine karşı olduklarını, kendilerinin de Muhammed’i kutsal peygamber kabul ettiklerini ifade ettiler.

Elbette ses kaydı bir bahane idi. 8 Aralık 2024’ten beri savunmasız Alevileri katleden, kaybeden, vahşi işkenceler yapan, genç kadınları kaçıran, evlerini-araçlarını-işyerlerini-ormanlarını yakan, 6-9 Mart tarihlerinde katliamı soykırım boyutuna vardıran cihatçı-faşist kudurganlar, bu defa namluları Dürzilere çevirme kararı almış ve sahte bir gerekçe ile saldırıya geçmişti. Videonun sahte olduğunu kabul etmek zorunda kalan HTŞ rejimi, buna rağmen Ceramana kentine saldırı emri verdi.

Dürziler cihatçı teröristlere karşı direniyor

Erdoğan rejiminin koruması altındaki cihatçı-faşistler, Ceramana’da beklemedikleri bir direnişle karşılaştı. Silahlarını teslim etmeyi reddeden Dürziler, saldırıya karşı koyarak cihatçılarla çatışmaya girdi. Her iki taraftan 8’er kişi öldü. HTŞ Ceramana’daki Dürzi ileri gelenleriyle bir anlaşmaya varmak zorunda kaldı.

Ancak ertesi gün yine Şam kırsalında bulunan Eşrefiye Sahnaya’ya saldırı düzenlendi. Sahnaya’yı kuşatan cihatçı teröristler, buradaki Dürzilere saldırdı. Olayın boyutu gizlenirken, yansıyan haberlere göre öldürülenlerin sayısı 70’i aştı. 1 Mayıs sabahı itibarıyla çatışmalar devam ettiği için, olayların gerçek boyutu tam bilinmiyor. Oysa Sahnaya’da da anlaşma sağlandığı açıklanmış, ancak başını HTŞ’nin saldırıları devam ediyor. Yansıyan haberlere göre silahlı direnişle karşılaşan HTŞ güçleri de onlarca kayıp verdi.

Bu defa “medya kararması” işe yaramadı

Erdoğan rejiminin sağladığı çok boyutlu desteğin yanı sıra emperyalistler ve körfez şeyhlerinin koruyucu tutumları sayesinde, Alevi soykırımı medya karartmasıyla gizlenmeye çalışılmış, soykırım, “eski rejimin kalıntılarını temizlemek” adı altında örtülmek istenmişti. Emperyalist medya tekelleri ve körfez şeyhlerinin kullandığı dev medya ordusu cihatçı katillerin işini kolaylaştırmak için yayın yapmıştı. Bu defa de medya karartması yapmaya çalıştılar ancak olayı örtemediler. Yaşananların boyutu henüz tam bilinmese de olay gizlenemedi.

Dürzilerin silahlı direnişle karşılık vermeleri, örgütlü olması, Süveyde’nin halen HTŞ denetiminin dışında bulunması, Lübnan’daki Dürzilerin gelişmelere dahil olması ve İsrail’in müdahale etmesi gibi sebeplerden dolayı olaylar gizlenemedi. Bu ise emperyalistlere yaranma politikasını esas alan HTŞ rejimini “ön anlaşma” yapmaya zorladı. Elbette cihatçıların anlaşmaya uyacaklarının bir garantisi bulunmuyor. Fırsat buldukları anda katliama devam edecekler. Nitekim anlaşmaya rağmen çatışmalar devam ediyor. Buna rağmen Alevilere yaptıklarını Dürzilere yapamadılar.

Soykırımcı HTŞ soykırımcı İsrail’e alan açıyor

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi(SOHR) Başkanı Rami Abdülrahman, Dürzilere karşı saldırı başlamadan önce bir HTŞ heyetinin Netanyahu rejimiyle gizli görüşmeler yaptığını iddia etti. Görüşme konusunda ayrıntı vermeyen Abdülrahman, İsrail medyasının görüşmeyi yakında ifşa edeceğini savundu. HTŞ saldırısının hemen ardından İsrail’in devreye girmesi, tarafların koordineli çalıştığı kanısını güçlendiriyor.

HTŞ’nin iğrenç mezhepçi kışkırtmaları ve saldırganlığı, Gazze’de soykırım yapan Netanyahu’nun Suriye’de “Dürzilerin hamisi” olarak sahneye çıkmasına fırsat sağladı. “Domuz Dürzilerin kafasını keseceğiz” diye kılıç sallayanlar, Dürzileri İsrail’in kışkırtmalarına alet olmakla suçluyor. Körfez medyası aynı iğrenç söylemle yayın yaparken, o medyanın sahipleri olan krallar ve emirler bölgede emperyalist/siyonist projenin temel ayakları olarak rol oynuyor.

Soykırım çetesinin şefi Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, HTŞ yönetimi “uyarıldı”, Dürzilerin katledilmesine seyirci kalınmayacağı ifade edildi. İsrail’in HTŞ’ye bağlı güçlere bir SİHA saldırısı düzenlediği söylendi. Golan tepeleri ve çevresini işgal eden İsrail bölgede petrol aramaya başlayarak, buraları ilhak edeceğini ilan ederken, HTŞ rejimi halkları katletmekle meşgul. İsrail’in Suriye topraklarını işgal etmesine itiraz bile etmeyen Colani (Eş Şara) rejimi, katliama karşı direnen Dürzileri İsrail işbirlikçisi olmakla suçluyor.

***

Suriye'nin eski IŞİD şeflerinden Colani'nin başında bulunduğu cihatçı terör örgütlerine teslim edilmesi, Ortadoğu halklarının başına büyük bir bela sarmıştır. "ABD-İsrail patentli" planın "esas uygulayıcısı" olan AKP-MHP rejimi Suriye başta olmak üzere bölge halklarını sırtından hançerlemiştir.

AKP şefi Erdoğan, Suriye’yi altın tepside Netanyahu’ya sunan kişi kendisi değilmiş gibi, “İsrail’in Suriye’yi istikrarsızlaştırmasına izin vermeyiz” lafları riyakarlığın dik alasıdır. Alevi soykırımı ve Dürzilerin katledilmesinden HTŞ hamisi Erdoğan rejimi de sorumludur…