“Sendika.Org susmayacak!”

Sendika.org emekçilerinin de aralarında olduğu gazetecilerin gözaltına alınmasına karşı Sendika.org açıklama yaptı ve “Sendika.Org susmayacak!” dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 13 Haziran 2025
  • 19:00

Sendika.org emekçilerinin de aralarında olduğu gazetecilerin gözaltına alınmasına karşı Sendika.org açıklama yaptı ve “Gözaltına alınan gazeteciler yalnız değildir, susturulmaya çalışılan bütün bir ülkedir!” dedi. Sendika.org’un açıklaması şu şekilde:

“Güne yine şafak baskınlarıyla uyandık ve Sendika.Org emekçisi Ozan Cırık’ın da aralarında olduğu beş gazeteci sabah erken saatlerde gözaltına alındı. Gerekçe, Artvin merkezli yürütülen bir soruşturma. Ancak dosyada gizlilik kararı olduğu için yöneltilen suçlamayı bilmiyoruz. Evi basıldığında adresinde olmadığı için gözaltına alınmayan gazeteci arkadaşımız Metin Yoksu da aynı soruşturmadan aranıyor. Ozan Cırık, Semra Pelek, Dicle Baştürk, Melisa Efe ve Eylem Emel Yılmaz jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra bir günü bulacak bir otobüs yolculuğuyla Artvin’e gönderildi. Arkadaşlarımızın Artvin’e ulaşması haftasonuna denk geleceği için, gözaltı sürecinin uzaması ve ifade işlemlerinin hafta başına kalması muhtemel. Böylece bir şafak baskını, İstanbul’dan Artvin’e eziyetli bir yolculuk ve uzun bir gözaltı süreci ile peşinen cezalandırılmış olacaklar.

Soruşturma dosyasının içeriğinde ne yazdığını bilmiyoruz ama aslında bunun pek bir önemi olmadığını biliyoruz. Tayyip Erdoğan liderliğindeki iktidar koalisyonu, muhalefete ve iktidar kontrolünde olmayan medyaya karşı topyekûn savaş haline geçtiği Temmuz 2015’ten bu yana en temel yurttaşlık haklarımızı dahi tanımadığı gibi, pek çok saldırıyı hukuki olarak gerekçelendirme gereği dahi duymadı. O dönem rekor sayıda erişim engeliyle karşılaşan Sendika.Org “önce cezalandırma, sonra mahkeme kararı” şeklinde bir işleyişe pek çok kez muhatap oldu. 19 Mart itibariyle bu kez de ana muhalefet partisi yönetimindeki belediyelere yönelik operasyonlarda gördüğümüz gibi, suçtan hareketle yargılama yapan değil, muhalefeti yok etme ve halkı susturma hedefinden hareketle suç arayan ve uyduran iktidar aparatı bir yargı ile karşı karşıyayız.

19 Mart’ta halk isyan edince sosyal medya hesaplarına, sokak muhabirlerine ve sokağın sesini duyuran gazetecilerle bağımsız medya organlarına yönelen baskı ve saldırıların şimdi yeni bir safhaya geçtiğini görüyoruz. Yıllardır süregiden baskılar hız kesmezken, 10 Haziran’da Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu hakkında yakalama kararı çıkarılması ve bugün de farklı mecralarda çalışan ve muhalif kimlikleriyle bilinen çok sayıda gazetecinin gözaltına alınmasını kanıksama ile, olağanlaştırma ile, bir hukuki süreç işlediği ya da baskı atmosferinin bir aşamada kendiliğinden hafifleyeceği varsayımı ile karşılayamayız.

İktidar son 10 yıldır içeride ve dışarıda süren savaş atmosferini muhalefete, bağımsız medyaya ve nihayetinde halka karşı açtığı savaşı tırmandırmak için kullandı. Bugün de bölgedeki savaş yangını büyür ve halk bir kez daha isyan hakkına başvururken muhalefete yönelik saldırıların tırmanmasının ve gazetecilerin hedef alınmasının rastlantısal olmadığını görüyoruz. Halkın sesi olmanın, halkın haber alma hakkını ve hakikati savunmanın başlı başına bir direniş olduğunu, topyekûn saldırı karşısında topyekûn direnmek gerektiğini, direnişten ayrı bir gazetecilik olmadığını da biliyoruz. Gazetecilere yönelik tırmanan baskıların bütün bir ülkeyi susturma çabasının parçası olduğunu bir kez daha vurgularken, isyanın ve direnişin sesi olmaktan vazgeçmeyeceğimizi söylüyor, herkesi baskılar karşısında omuz omuza durmaya, halkın haber alma hakkını ve hakikati hep birlikte savunmaya çağırıyoruz.

Emeğin, isyanın ve direnişin sesi Sendika.Org susmayacak!”