“Esnek çalışma” adı altında hak gaspı!

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları, “müjde” olarak sunulan kamuda yarı-zamanlı çalışma yönetmeliğine dair yaptığı açıklamada “esnek çalışma adı altında hak gaspı” dedi.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 19 Temmuz 2025
  • 12:30

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan “müjde”sini vermişti. “Memurlar çocukları ilköğretime başlayana kadar yarı zamanlı çalışabilecek”. Dün Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelik, alışıldık bir senaryonun yeni perdesi oldu. Sekiz yıldır aralıklarla ısıtılıp önümüze getirilen “esnek çalışma” kamu alanında uygulamaya geçti. İktidarın kadınlara bahşettiği bu yeni “hak”, aslında kadın emeğine dönük gerçekleşen kapsamlı saldırıların yeni bir ayağı oldu.

Yönetmeliğe göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi kadın ve erkek tüm devlet memurları, çocuklarının doğumundan itibaren ilköğretim çağına başlayana kadar yarı zamanlı çalışabilecek. Çalışma, 3 günden az olmayacak.

Düzenleme, kadınlara “Çocuğunu büyüt ama maaşını yarı al, sosyal haklarından feragat et, emekliliğini unut” demektedir.

Devlet kamuda çalışan kadınlara adeta demektedir ki: “Kreş sunmam, bakım desteği vermem, kamusal hizmet sağlamam ama anne olarak çocuğuna sen bak.” Evde çocuğuna iyi anne ol, iyi eş ol, ucuz emek, yedek iş gücü ol, sana kader gibi giydirilen bu elbiseyi kendi tercihin gibi kabul et. Bunun için bazı haklarında feragat ederek yarı zamanlı çalış.

Cinsiyet eşitsizliği üretmenin kamusal versiyonu

Kadın-erkek ayrımı yapılmadığı söylense de bu düzenlemenin gerçek muhatabı açıktır: Kadınlar. Çünkü çocuk bakımı bu toplumda hâlâ kadınların üzerine yıkılmaktadır. Ve devlet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini değiştirmek yerine üzerine oturmakta, onu pekiştiren politikalarla sürdürmektedir.

Kadının istihdamdan daha da dışlanmasına kapı açan bu model, kadını eve döndürmenin, emeğini ucuzlatmanın modern kılıfıdır.

Kamusal bakımın çöküşü:

Kreşler değil, kadının geleceği kapatılıyor!

2008’de kamuya bağlı 497 kreş vardı. Bugün bu sayı 50’nin altına düştü. Ege Üniversitesi Hastanesi’nden tutun, bakanlıkların kendi personeline kadar kreşler bir bir kapatılıyor. Aile Bakanlığı’nda çalışan bir emekçi bile bugün çocuğu için 13 bin TL kreş parası ödemek zorunda. Kamuda tasarruf denince ilk el atılan şey yine kadının yaşamı oluyor: Kreşler kapatılıyor, servisler kaldırılıyor, ücretsiz izin hakkı keyfî uygulanıyor. Bu tablo, çocuk bakımı gibi bir toplumsal yükü kamunun değil, bireyin (daha doğrusu kadının) sırtına yıkan bir ideolojik-politik tercihtir. Yeni yönetmelik, bu sıkışmışlık içinde kadınlara sunulan yalnızca sözde bir tercihtir.

Kadını güçlendirmek değil, eve mahkûm etmek

Bu yönetmelik, “Kadının Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu” toplantısıyla aynı gün ilan edildi. İktidarın kadını güçlendirmekten ne anladığı bir kez daha böylece ortaya çıktı. Kadını güvencesiz çalışan, itaatkâr bir hizmetkâr olarak gören zihniyet, “hak” adı altında önemli bir hak gaspına imza attı.

Kadının güvenceli istihdamı, eşit toplumsal konumu yerine; kadını eve hapseden, sosyal haklarını kırpan, aileye ve eşe bağımlı hâle getiren bu “reform”a karşı yalnız kamuda çalışanlar değil, tüm işçi kadınlar mücadele etmelidir.

Başta “kreş hakkı” olmak üzere çocuk bakımının toplumsal sorumluluk olarak görülmesini sağlayacak taleplerin arkasında kararlılıkla durulmalıdır.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları