Part-time hapishane dönemi başlıyor(!)

AKP tarafından hazırlanan yeni “yargı paketi” ile Ceza İnfaz Yasası bir kez daha değiştirilecek. Bu düzenleme ile “ev hapsi”, “geceleyin infaz”, “hafta sonu infaz” uygulamalarda bazı değişikliklere gidileceği öne sürülüyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 10 Mayıs 2025
  • 12:30

Toplumun üzerine bir kâbus gibi çöken rejim, faşist tek adam diktatörlüğünü kalıcılaştırmak için önüne çıkan tüm engelleri temizlemeye çalışıyor. Rejime muhalif kesimleri ezip teslim almayı hedefliyor ve çıkardığı yasa ve düzenlemelerle fiili saldırılarına “meşru kılıf” uydurmaya çalışıyor. Devletin tüm kurumlarını ele geçirmekle yetinmeyen gerici-faşist rejim, yargı alanında yaptığı düzenlemelere yenisini ekledi.

AKP tarafından hazırlanan yeni “yargı paketi” ile Ceza İnfaz Yasası bir kez daha değiştirilecek. Bu düzenleme ile “ev hapsi”, “geceleyin infaz”, “hafta sonu infaz” uygulamalarda bazı değişikliklere gidileceği öne sürülüyor. Hâlen 3 yıl olan ceza sınırı 5 yıla çıkarılacak. Basit suçlardan ceza alanlar da part-time çalışır gibi gündüz işe gidip akşam hapse dönecek.

Hapishaneler dolup taşıyor

İşsizlik, geleceksizlik, sefalet dayatması, ağır çalışma koşulları, sağlık ve eğitim hakkından yoksunluk, toplumsal çürüme, ayrımcılık, gericilik, ırkçılık gibi birçok nedenden kaynaklı olarak toplumda “suç” oranı görülmemiş boyutlarda arttı. Sınıf hareketinin ve sosyal mücadelenin zayıf olduğu koşullarda, çıkışsızlık içindeki kitleler “suça” yöneliyor. Her yanından suç batağına batmış iktidar temsilcileri bu tablonun oluşmasında başrolü oynuyor. Gelinen noktada hırsızların, kaçakçıların, baronların, katillerin en büyükleri, iktidarın çeşitli kademelerinde ve yakın çevresindeyken, cezaevleri “suçlularla” dolup taşıyor.

Sarayın Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı son verilere göre, cezaevlerinde toplam 403.060 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Oysa aynı veriler, cezaevlerinin toplam kapasitesinin 299.881 olduğunu söylüyor. Bu durumda cezaevlerine fazladan 103.120 kişi doldurulmuş. Yani ülke genelinde tutukluların sayısı, cezaevlerinin toplam kapasitesinin yaklaşık yüzde 35’inin üzerinde. Bu “suçluların” bir kısmı adli iken, önemli bir kısmı da iktidara muhalif kesimlerden oluşuyor.

Darbe dönemlerini aratmayan baskı koşullarında, kırıntı düzeyinde kalan demokratik hakları kullanabilmek için bile tutuklanmak dâhil birçok saldırıyı göze almak gerekiyor. Gelinen noktada sayısız sendikacı, avukat, gazeteci, yazar, öğrenci, influencer, YouTuber, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi tutuklu bulunuyor. Yargı, tutuklamak için bir suç gösterme zahmetine bile girmiyor. Kişiler önce tutuklanıyor, sonra suç uyduruluyor. İktidara muhalif kesimlerin bir kısmı hapishanelerdeyken, bir kısmı da “adli kontrol” ile dışarı el altında tutuluyor.

 Hapishanelerde ise eğitim, sağlık, beslenme gibi birçok alanda devasa boyutlara varan sorunlar yaşanıyor. Kapasitenin çok üzerinde doldurulan hapishanelerde mahkûmlar ancak dönüşümlü uyuyabiliyor. Öte yandan, yüksek güvenlikli S, R, Y tipi hapishanelerde devrimci tutsaklar tek kişilik hücrelerde tutulup tecrit edilerek kimliksizleştirilmek isteniyor. “Hapishanelerdeki sorunları çözmek” yerine “her yeri hapishaneye dönüştürme” politikası, tek adam diktatörlüğü tarafından fiilen uygulanıyor.

Baskı politikalarına geçit vermeyelim!

AKP’nin iktidarda olduğu dönemde çok sayıda yeni hapishane inşa edildi. İnşası devam eden birçok zindan da var. Bu kadarı yetmediği için iktidar, infaz biçimlerini çeşitlendirme ve mevcut infaz biçimlerinin kapsamında genişlik yaratma arayışındadır. “Ev hapsi”, “adli kontrol”, “yurt dışı yasağı”na ek olarak “konutta infaz”, “geceleyin infaz”, “hafta sonu infaz” biçimlerinin kapsamını genişletmek isteyen iktidarın bir başka hedefi de tüm toplumu denetim altına alabilmektir. Buna göre, gündüz işe gidip emeği sömürülen kişi gece cezaevine dönecek. “Cezalı” olduğu için işyerindeki hiçbir haksızlığa ve hukuksuzluğa ses çıkaramayacak. Hem kapitalistin hem devletin kölesi olarak uslu uslu çalışacak.

Yeni modelde hamile ve çocuklu kadınların “konutta infaz”dan yararlanacağı iddia ediliyor. Ayrıca tek başına hayatını idame ettiremeyecek durumda olan yaşlı ve ağır hasta hükümlüler için de dışarıda infaz şartlarının genişletileceği öne sürülüyor. Yeni düzenlemeyle, yaşı ilerlemiş veya ağır hastalığı bulunan hükümlülerin cezalarının bitimine 10 yıl kala evlerinde infaz hakkından faydalanabileceği söyleniyor.

Gerici-faşist rejim, ekonomik krizin tüm yükünü emekçilerin sırtına yıkmak için kurduğu diktatörlüğü tahkim ediyor. Bu süreçte kendisine biat etmeyen toplumsal kesimleri baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalışıyor. Demokratik hak ve özgürlükleri ayaklar altına alınıyor. Ölçü/sınır, hukuk/kural tanımayan bu rejimin saldırıları, ancak işçi sınıfı ile emekçilerin örgütlü, meşru-militan mücadelesi ile püskürtülebilir.