Aroma işçilerinden açıklama

"Bıçak kemiğe dayandı, söz sırası işçide!"

Aroma işçileri yaptıkları açıklamada “İşçiyi tanımayan, sesini duymayan, iradesini hiçe sayan kim varsa karşısında bizi bulacak! Korkmuyoruz! Susmuyoruz! Boyun eğmiyoruz!”

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 26 Haziran 2025
  • 19:25

Bizler, yıllardır Aroma Meyve Suları fabrikasında çalışan, emeğiyle bu üretim tesisini ayakta tutan işçileriz.

Bugüne kadar tüm zorluklara rağmen dişimizi tırnağımıza takarak, her gün daha da ağırlaşan koşullarda çalışmayı, işimizi ve ekmeğimizi korumayı görev bildik.

Fabrikamız konkordato sürecine girip ödemelerimizi aksattığında da…

Toplu işçi çıkışları yaşandığında da…

Yöneticiler sessizliğe gömülüp, yük işçinin sırtına yıkıldığında da…

Biz üretime devam ettik, biz fedakârlık ettik, biz sustuk.

Ama bu sessizliğimiz, bazıları için fırsat oldu.

Ve biz artık susmayacağız.

İşçiden gizli protokol, ihanettir!

2025 Ocak ayından bu yana toplu iş sözleşmesi bekleyen biz işçiler, öğrendik ki:

İşçiyi temsil etmesi gereken Tek Gıda-İş Sendikası ile Aroma yönetimi, bizlerden habersiz şekilde gizli bir protokol imzalamıştır.

İçeriğini bilmediğimiz, söz hakkı tanınmadığımız, hayatımıza doğrudan etki eden bir anlaşma…

Bizim adımıza ama bize rağmen yapılan bir sözleşme…

Bu işçiyi temsil etmek değil, satmaktır.

Bu emek hırsızlığıdır.

Bu ihanettir.

Bu kabul edilemez durumu duyduktan sonra, uzun süredir susan biz işçiler artık yeter dedik.

27 Mayıs 2025 1. Vardiya işçileri olarak oy birliği ile üretimden gelen gücümüzü kullanma, iş yavaşlatma ve üretim alanımızı terk etmeme kararı aldık ve hakkımız olanı istedik.

Ancak karşımızda işverenden önce, onun adına konuşan konkordato komiseri vardı.

Verdiği sözleri tutmayan, taleplerimizi hiçe sayan, baskı ve tehdit diliyle hareket eden bu kişi, eylemimizi ikinci güne uzattı.

İkinci günün sonunda yoğun baskı ve tehditler sonucu işbaşı yapmak zorunda bırakıldık.

Ama asıl darbe bundan sonra geldi.

Ortak kararımız ile gerçekleştirdiğimiz bu sürecin faturasının hiç bir işçiye kesilmeyeceği sözü verilmesine rağmen hiçbir açıklama yapılmadan ve hiç bir suçu olmamasına rağmen,

On yılı aşkın süredir fabrikada çalışan, Sessizliğiyle, çalışkanlığıyla tanınan arkadaşımız İbrahim Gül,

Tüm bu sürecin faturası ona kesilerek, tazminatsız olarak işten çıkarıldı.

Biz bu kararı çok iyi tanıyoruz:

Bu bir gözdağıdır.

Bu bir tehdittir.

Ama bilin ki:

İbrahim Gül yalnız değildir!

Bu saldırı hepimizedir.

Ve biz boyun eğmeyeceğiz!

Sözleşme yok, cevap yok… Ama terfiler var!

Konkordato komiseri tarafından iş bırakma süreci görüşmelerinde “bu hafta imzalanacak” denilen toplu iş sözleşmesi hâlâ ortada yok.

Verilen sözler bir yana yasal süresi dolmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmadı.

Ne sendikadan ses var…

Ne fabrika yönetiminden…

Ne de her sürece baskıyla müdahale eden komiserden...

Ama ne var biliyor musunuz?

Beyaz yakalı personelin terfileri, zamları ve yeni pozisyon mail’leri…

Bizim haklarımız askıya alınırken, onların maaşları yükseltiliyor.

İşçiye gelince kriz, onlara gelince ödül!

Söz verildi, geri alındı: Artık kandırılamayız!

Toplu iş sözleşmesi sonrası ödeneceği vaat edilen geriye dönük farklar için şimdi deniyor ki:

“Kasım’da başlarız, işverenin durumuna göre taksitle öderiz.”

Yani bizim alın terimiz bile taksite bağlanıyor!

Üstelik, hiç ihtiyaç olmadığı hâlde yeni mavi yaka alımları yapılmakta.

Bu da yeni kıyımların, yeni sürgünlerin, yeni işten çıkarmaların habercisidir.

Biz buradayız! Ve artık susmayacağız!

 Bu fabrikanın yükünü sırtlayan biziz.

 Bu üretimi ayakta tutan biziz.

 Ve bu mücadeleyi büyütecek olan yine biziz! 

Açıkça söylüyoruz!

Bu yönetim işçiyi değil, kârı düşünüyor.

Bu sendika işçiyi temsil etmiyor, işverene vekâlet ediyor.

Bu komiser sözüne sadık kalmıyor, tehdit diliyle süreci yönetiyor.

Ve artık bıçak kemiğe dayanmıştır!

“Yönetim, sendika ve komiserin kurduğu çıkar üçgenini parçalayıp, direnişin halkasını kuracağız!”

Son sözümüz olarak diyoruz ki:

Biz işçiler açlıkla boğuşurken, siz prim almayacaksınız!

Biz sefaletle yaşarken, siz lüks içinde oturamayacaksınız!

İşçiyi tanımayan, sesini duymayan, iradesini hiçe sayan kim varsa karşısında bizi bulacak!

İşverenin cebini doldurup, bizleri açlığa mahkûm etmenize izin vermeyeceğiz!

Korkmuyoruz! Susmuyoruz! Boyun eğmiyoruz!

Haklıyız, güçlüyüz, hakkımızı alacağız!

Aroma meyve suyu fabrikası işçileri