‘Şahsiyet’ dizisi için, tek cümleyle özetlemeye kalksak, bir intikam filmi demek yeterli olur. Ama intikam sonuç olarak sermaye devletinden alınıyor. İntihar eden kız çocuğuna tecavüz edenler içinde savcı da var; o savcı öldürüldüğünde ağır ceza hakimi. Sadece bu değil, küçük kızın intiharı devletin dosyalarına “ruhi bunalım” olarak geçiyor.
Babaannesinin, küçük kızın tuttuğu günlüğü savcılığa getirmesine rağmen defter kale alınmıyor ve olayın üstü örtülüyor. Defter yıllar sonra küçük kızın intikamını alan Agah'ın eline geçiyor.
İntikam çözüm olmuyor
Alzheimer hastalığı teşhisi konulunca Agah, defterde yazan tecavüzcüleri öldürmeye başlıyor. Dizide en fantastik görüntü, Agah'ın intikam alırken kedi kostümü giymesi. Deyim yerindeyse baş tecavüzcü olan ve olayın üstünün örtülmesini sağlayan kişi dışında, defterde yazan bütün tecavüzcüleri öldürüyor Agah.
Dizide idealist polisler de var. Bu polisler küçük kızı “pazarlayan” ahlak yoksunu zatı “ziyarete” gidiyorlar. Bu zat geçmişte yaptığı pisliği itiraf ediyor. İtirafı zatın sadece dayak yemesine yol açıyor. Gözaltına bile almıyorlar. Biliyorlar çünkü; gözaltına alsalar da serbest bırakılacak.
Sonraki sahnede bu zat yarım ekmek içine domates, peynir koyuyor. Yarım ekmeği bu kez elleri zincirle bağlanmış başka bir küçük kıza götürüyor. Bir küçük kızın intikamı alınsa da organize tecavüzler sürüyor.
Kirli işleri “derin devlet” değil devlet yapıyor
İdealist polislerden biri de baş komiser. (Baş komiserle birlikte üç idealist polis var) “Seri katil”i ararken cinayetlerin nedeni olan tecavüz durumunu buluyorlar. Bunun üzerine gitmeye çalışıyorlar. Önce olayın üstüne giden iki polisin o dosyadan çektirilmesi için uyarılıyor baş komiser. Baş komiser doğru bildiğine devam edince açığa alınıyor ve yerine baş tecavüzcünün satın aldığı komiser getiriliyor.
Açığa alınan baş komiser diğer idealist polisle konuştuğu bir sahnede, idealist polis, açığa alınan baş komisere hakkını araması için yapması gerekenleri hatırlatır. Açığa alınan; asansördeki panik butonları örneğinden yola çıkarak, bunların hepsinin kandırmaca olduğunu vurgular. “Asansöre binerken panik butonuna güvenirsin” der ve devam eder: “Asansör bozulduğunda panik butonuna basarsın. Ses gelmez. Defalarca basarsın yine ses gelmez. Sonra telaşla kurcalarken bakarsın ki panik butonu hiçbir yere bağlı değil. Seni kandırmak için konmuş oraya.”
Bu şekilde birkaç kötü kişiye mal edilerek anlatılan “derin devlet”in bir kandırmaca, kirli işlerin asıl failinin de devlet olduğunu ortaya koyuyor. “Derin devlet”, devletin kirli işlerde kullandığı maşasından başka bir şey değil.
“Toplum Alzheimer”
Yakalanan Agah'ı, kendini satın alan baş tecavüzcüyü öldürmesini isteyerek serbest bırakır komiser. Agah “O kadar kişiyi öldürdüm nasıl açıklayacaksınız bunu” diye sorar. “Sen sanıyorsun ki sadece sen Alzheimer’sın” diyerek açıklamaya başlar komiser “Toplum Alzehimer. Neleri unutmadı ki! Hele milli maç olsun her şeyi unutur toplum. Senin cinayetlerini mi hatırlayacak!” der.
H. Ortakçı