Marx'ın deyimiyle tüm toplumların tarihi sınıf savaşımlarının tarihidir. Bu sınıflı toplumlar var olduğundan beri böyle gelmiştir. Spartaküs köle sahiplerine, Bedreddin sömürücü Osmanlı devletine karşı savaşmıştır. Bugün ise işçi sınıfı sermaye sınıfına karşı emeğin özgürleşmesi için mücadele vermektedir.
Yengilerle ve yenilgilerle onlarca savaş verilmiştir ve veriliyor. İşçi sınıfı tarihinde bir kilometre taşı olan Paris Komünü bu muzaffer mücadele örneklerinin en önemlilerindendir. 72 gün süren Komün, birçok işçi eyleminde olduğu gibi işçi sınıfının yaratıcı bilincinin açığa çıkmasını sağlamış; askeri, sanatsal birçok alanda işçi sınıfının neleri başarabileceğini canlı bir şekilde göstermiştir.
Enternasyonal Marşı’nın sözlerini yazan Eugene Pottier Komün barikatlarında kendi sınıfının iktidarı için savaşmış bir militandır. Pottier 12 yaşından itibaren işçilik yapmaya başlayan biriydi. Sandık yapımı işi yapan babasının yanında başladığı işçilik yaşamı kâğıt işçiliği ve ayakkabı tamirciliği ile devam etmiştir. Pottier’e Enternasyonal Marşı’nı yazdıran, sömürü düzeninin ta kendisidir. Kendi sınıfının temsilcisi olmayı mücadele alanlarında layığı ile yerine getiren devrimci işçi Pottier, burjuvazinin sanat-edebiyat anlayışına karşın şiirler yazmıştır. İşçi sınıfının sadece sermaye için üreten değil, kendi iktidar mücadelesi uğruna bütün yeteneklerini seferber edebileceğini yaşamı ile kanıtlamıştır.
Bu kanıt kristalize bir şekilde kendini Enternasyonal Marşı olarak göstermiştir.
Bir savaş çağrısı: Enternasyonal
İsyan ateşini körükle
Zulmü rüzgâra savur
Kollarının bütün gücüyle
Tavı gelen demire vur
Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık
Enternasyonalle kurtulur insanlık
İşçi sınıfının uluslararası marşı olan 'Enternasyonal', işçi sınıfını birtakım demokratik hakları için mücadele saflarına çağırmakla yetinmemiş adeta sınıfı iktidara çağırmıştır. Bu yönü ile sınıfı devrim için sınıf savaşına davet eder niteliktedir. Bu marş “Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!” şiarının sanatsal bir dilde ifadesinden başka bir şey değildir. Savaş içerisinde doğan bir savaş çağrısıdır.
Marşın bu niteliği SSCB’nin onu ‘ulusal marş’ olarak kabul etmesini sağlamıştır. 1917-1941 yılları arasında SSCB marşı olarak kullanılmıştır.
Pottier’in Enternasyonal’i, Avrupa’da ve dünyanın birçok yerindeki komünist partilerin kongrelerinde ve kitlesel etkinliklerinde, komünist enternasyonal toplantılarında, şenliklerde, kavgada yitirdiğimiz devrimcilerin cenazelerinde kitlesel bir şekilde söylenmektedir. Türkiye’de de sınıf devrimcileri etkinliklerinde bu marşı hep bir ağızdan söylemektedirler.
Onlarca dilde söylenen bu marşı yaratan Eguene Pottier, müziğini yapan ise Pierre Degeyter’di. Bu devrimcileri yaratan ise Komün’deki savaş barikatlarıydı. Lenin’in de bir makalesinde andığı Pottier, 6 Kasım 1887’de Paris’te Lariboisière Hastanesi’nde hayata gözlerini kapadı. Cenazesi 9 Kasım’da binlerce kişinin katılımıyla kaldırıldı. “Yaşasın Komün!” sloganlarıyla ve yer yer polisle çatışmalarla topluluk Pottier'in cenazesini Père-Lachaise Mezarlığı’na getirdi.
Pottier, 6 Kasım’da ölse de ardında yüzlerce yıl yaşayabilecek nitelikte bir eser bıraktı. Kongrelerden cezaevi direnişlerine, işçi eylemlerinden barikat savaşlarına kadar sermayeye meydan okumanın nağmesi olan marşımız, Pottier’in sınıf bilinçli beyninden çıktı. Ve yine kendisi gibi sınıf bilinçli devrimci işçiler tarafından kızıl bayraklar eşliğinde bir savaş çağrısı olarak haykırılmaya devam edecek. Enternasyonal Marşı yüzlerce yıl söylenmeye devam edecek, Pottier de eseriyle beraber yaşamaya…