Liberal cehalet mi, komünizm düşmanlığı mı?

Bu liberalin kendini Menşeviklere benzetmesine gülünüp geçilebilir. Gerçi Menşevikler AKP’ye hizmet eden liberallerden çok daha sol bir çizgiyi temsil ediyorlardı da... Ancak AKP ile Bolşevikler arasında paralellik kurma aymazlığı ise, bilinçli bir riyakârlık değilse eğer, ancak süzme kara cehalet olarak değerlendirilebilir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Aralık 2018
  • 08:18

“Dönek liberal” sıfatıyla uzun yıllar AKP’ye hizmet ettikten sonra HDP listesinden İstanbul Milletvekili seçilen Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda partisini temsil ediyor. HDP’nin adı geçen komisyona bir liberali ataması tesadüf mü özel tercih mi? Bunu bilemeyiz ama Prof. Dr. titri olan Katırcıoğlu’nun tam bir anti-komünist ve devrimler tarihi konusunda ultra cahil olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.

Güya AKP’yi eleştirmek için üyesi olduğu komisyonda konuşan E. Katırcıoğlu, şöyle diyor: “Ben sol siyasetten gelen bir insan olarak sizleri şöyle görüyorum: Sizler bu ülkede bir tür Sovyetler Birliği kurmaya çalışıyorsunuz gibi geliyor bana yani -gerçekten tuhaf ama- sizler Bolşevik’siniz, bizler de Menşevik gibi kendimi hissediyorum burada (…) Adalet ve Kalkınma Partisini bir tür Sovyetler Birliği, Sovyetler Birliği Komünist Partisine benzettiğimi söylüyorum.

AKP neye paralel düşüyor?

Bu liberalin kendini Menşeviklere benzetmesine gülünüp geçilebilir. Gerçi Menşevikler AKP’ye hizmet eden liberallerden çok daha sol bir çizgiyi temsil ediyorlardı da... Ancak AKP ile Bolşevikler arasında paralellik kurma aymazlığı ise, bilinçli bir riyakârlık değilse eğer, ancak süzme kara cehalet olarak değerlendirilebilir.

Katırcıoğlu, uzun süre AKP’ye hizmet ettiğine göre, bu partinin Ortaçağ artığı dinci/şoven/mezhepçi bir ideolojiyi temsil ettiğini biliyor olmalı. Bu partinin işçi sınıfının, yoksul köylülüğün değil, kapitalistlerin partisi olduğunu gözden kaçırmış olamaz. İzlediği politikanın ise neo-liberalizmin en vahşi versiyonuna tekabül ettiğini de ‘titri’ gereği biliyordur. Yanı sıra AKP’nin temsil ettiği ideolojiye uygun olarak Ortaçağ artığı zihniyetini ve bunun ürünü olan yozlaşmış siyasal İslam’ı yaymak için iktidar olmanın bütün olanaklarını kullandığından habersiz olması da mümkün görünmüyor.

Bolşevikler ise Rusya işçi sınıfının devrimci temsilcileriydi. Bu nitelikleri sayesinde halen tarihin tanık olduğu en ileri sosyalist devrime önderlik ettiler. Devrimci çizgiyi hayata geçirmeleri sayesinde o yıllarda Rusya toplumunun ezici çoğunluğunu oluşturan yoksul ve topraksız köylülüğün desteğini kazanabildiler. İktidarı aldıklarında ilk işleri kapitalist işletmeleri kamulaştırmak, emperyalist savaştan çekilmek, gizli anlaşmaları halklara açıklamak, feodallerin topraklarına bedelsiz el koyup tasarruf hakkını köylülere devretmek oldu.

İdeolojileri, programları, tarihleri, hedefleri, kültürleri, icraatları, gelecek idealleri kısacası her şeyleri birbirine bu kadar zıt olan iki parti arasında neye göre paralellik kuruluyor? Rusya’nın o döneminde AKP ile paralellik kurulabilecek bir siyasi anlayış aranacaksa eğer bu, ancak dinci-faşist Karayüzler olabilirdi.

Az-buçuk tarih bilgisi olan herkes için açık olan bu duruma rağmen, Prof. Dr. Katırcıoğlu neye göre böyle bir paralellik kuruyor? Bu liberal cehalet mi, komünizme düşmanlık mı?

Bu vesileyle belirtelim ki, HDP çatısı altında toplanan ama halen kendilerini sosyalist, devrimci diye niteleyenlerin bu gelişmeye dair tutumları merak konusu… İddialarını mı gözden geçirecekler, anti-komünist liberallerle aynı çatı altında olmaktan hicap mı duyacaklar?

Diz boyu cehalet

Aynı konuşmada Katırcıoğlu şunları da söylüyor: “Bolşevikler de Duma’da çoğunluktaydı ve onların istediği oldu, onların isteği üzerinden sistem belirlendi ve sistem özü itibarıyla devletçiydi…”

Görünen o ki, bu liberal Prof. Menşevik/Bolşevik ayrışmasının nasıl, nerede gerçekleştiğinden de mahiyetinden de habersizdir. Parti kongresinde gerçekleşmiş ayrışmayı Bolşeviklerin Duma’da çoğunluk olmasıyla izah ediyor. Oysa Duma’daki toplam Bolşevik vekil sayısı 5’i aşmıyordu. Belli ki kast edilen Duma değil Sovyetlerdir. Yine de dinci-faşist AKP ile komünist Bolşevikler arasında paralellik kuran bir zihniyetin, Duma’yı Sovyetlerden ayırt edebilmesinin kolay olmadığını kabul etmek gerek…