Ateşkes imzalamasına rağmen Gazze’de soykırım savaşını yeniden başlatan İsrail’deki dinci-faşist Netanyahu rejimi, Batı Şeria’ya da kesintisiz bir şekilde saldırıyor kuşatma, işgal, katliam, yakıp/yıkma, keyfi tutuklama politikasını azgınca uyguluyor.

Lübnan’da Hizbullah’la ateşkes imzalayan Netanyahu rejimi, yine anlaşmaya uymadı. Sadece sınıra yakın kasaba ve köyleri değil, başkent Beyrut’un Dahiya bölgesini de havadan bombalıyor. Lübnan topraklarını işgal etme histerisi tavan yapan İsrail, ABD ile AB emperyalistlerinden sınırsız destek almanın sağladığı bir rahatlıkla etrafa ölüm saçıyor. 

Siyonist saldırganlığından hedeflerinden biri de Suriye’dir. Beşar Esad döneminde HTŞ ile diğer cihatçı terör örgütlerini destekleyen İsrail, sık sık askeri ve sivil hederleri vurarak, Suriye’ye karşı savaşta aktif rol oynadı. Cihatçı terör örgütlerinin Şam’a bayrak dikmesi için yol düzleyen İsrail, bu konuda Erdoğan rejimi ile yarışamasa da HTŞ’nin başa getirilmesinde etkin bir rol oynadı. 

Emperyalist/Siyonist projenin aparatı olarak hazırlanan HTŞ ile diğer IŞİD artıkları, başa geçer geçmez soykırımcı Netanyahu rejimi ile görüşmelere başladı. İsrail, Suriye ordusuna ait bütün kayda değer askeri tesisleri ortadan kaldırırken, HTŞ konuyla ilgilenmedi. Adeta “Eski rejimin ordusuna ait askeri araç ve altyapıyı yok ederek iyi yapıyorsunuz” demeye gelen bir tutum aldı. Siyonizme yaranarak rejimini tahkim edebileceğini var sayan HTŞ, İsrail ordusunun Şam’a 16 kilometre mesafede askeri yığınak yapmasına bile itiraz etmedi. Cihatçı terör rejimi halen ABD/İngiliz emperyalistleriyle iyi geçiniyor, AB emperyalistlerine yaltaklanıyor, İsrail önünde ise diz çöküyor.

Göründüğü kadarıyla emperyalist/Siyonist güçlere tüm bu yaltaklanmalar HTŞ rejimini İsrail saldırganlığından korumaya yetmiyor. Zira Esad yönetimine karşı savaşta kullanışlı olan HTŞ’nin İsrail için cazibesi azaldı. Şimdi HTŞ’yi de hava bombardımanlarıyla hizaya çekmek, İsrail’in istemediği bir şey yapmasına engel olma zamanı. 

Başkent Şam’da Colani’nin ikamet ettiği Başkanlık sarayı yakınlarında bir hedefi vuran İsrail, cihatçı rejime “her zaman tepende olacağız” mesajı verdi. İsrail Dürzileri koruma bahanesini kullansa da meselenin bununla bir ilgisi yoktur. Zira Gazze’de soykırım yapan Netanyahu çetesinin, HTŞ’nin Dürzileri katletmesinden rahatsız olması için hiçbir neden yok. Tam tersine, bu bahane ile Suriye’ye daha çok karışabiliyor daha geniş bir alanları işgal ediyor, işgal ettiği alanlarda askeri tahkimat yapıyor. HTŞ’nin tüm icraatları bu işgali kolaylaştırıyor.  

Son saldırılarda birçok yeri bombalayan İsrail’in pervasızlığı, Alevi soykırımı, Dürzi katliamı yapan cihatçı terör rejimini korkutmuş görünüyor. siyonistler uzun yıllar boyunca hizmet edenler, Netanyahu çetesinin nezdinde beş paralık bir değerleri olmadığını gördüler.