Kamu Çerçeve Protokolü konusunda (yansıdığı kadarıyla) Türk-İş, Hak-İş ile AKP arasında büyük oranda anlaşma sağlandı. Detayları görüşmeye başladılar. Bu masadan kamu işçisini mutlu edecek bir sonuç çıkmaz.
Türk-İş ve Hak-İş ağaları son yaptıkları açıklamalarla satışa hazır olduklarını gösterdiler. Dahası, kamu işçisini günlerdir yürüttükleri çalışmalarla “sözleşme bitti” noktasına getirmeye çalışıyorlar. Büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde satış sözleşmesini imzalayacaklar.
Kamu sözleşmelerinde son durum
AKP iktidarı, son olarak taban ücrete 40 TL artış ve bunun üzerine ilk 6 ay için yüzde 24 artış teklif etti. İkinci, üçüncü ve dördüncü altı ay için ise gerçekleşen enflasyon oranında zam teklifinde bulundu.
AKP iktidarının teklifine göre Ocak 2025’ten itibaren geçerli olacak toplu iş sözleşmelerinde ikinci 6 ay zammı yüzde 16,7 olacak. 2025 yılı ilk 6 ayı için teklifi ise kesin olmamakla birlikte yüzde 27,4, yıllık birikimli zam teklifi yüzde 48-49, yıllık ortalama zam teklifi ise yüzde 38 olacak.
Türk-İş ve Hak-İş ağaları yoksulluk sınırının çok altında kalan ücret artışı teklif etmişlerdi. Taban ücretin 1800 TL’ye çekilmesini (yaklaşık 325 TL artış) ve bunun üzerine yüzde 50 zam yapılmasını istemişlerdi. Bu teklif 2025 yılının ilk 6 ayı için yüzde 83 zammı içeriyordu. 2’nci 6 ay için ise yüzde 25 zam teklif etmişlerdi. Sendika ağalarının 2025 için yıllık birikimli talebi ise yüzde 129, yıllık ortalama talepleri ise yüzde 106 civarındaydı.
Türk-İş ve Hak-İş ağaları 2025 yılında yaklaşık 1900 TL zam talep ederken AKP iktidarı son olarak 717 TL zam teklif etti. 2025 yılı için günlük ücret teklifi ise toplamda 2192 TL oldu. Türk-İş ve Hak-İş’in teklifi 3375 TL oldu. Aylık çıplak brüt ücret teklifi 101 bin TL iken, AKP iktidarı ise kamu işçisine 65 bin 700 TL’yi reva gördü.
Eğer sözleşme bu civarda biterse, taban ücretine 325 TL zam isteyen sendika ağaları 40 TL’ye evet diyecekler. İlk 6 ay için yüzde 83 zam talep ettikleri halde iktidarın dayattığı artışa rıza gösterecekler. Yıllık yüzde 129 zam talebine karşılık yüzde 49 artışa onay verecekler.
İkinci 6 ay itibariyle 101 bin TL brüt ücret teklifi yapan sendika ağaları 65 bin TL ücrete evet diyecekler. Sendika ağalarının teklifi ile anlaşma arasındaki fark tam 35 bin TL! Vergi dilimleri nedeniyle ele geçen net çıplak ücret Temmuz 2025 itibariyle 45 bin lira civarında olacak. Bunun üzerine ikramiyeler ve düzenli sosyal haklar eklendiğinde net giydirilmiş aylık ücretler ortalama 58-60 bin lira civarında olacak.
Sendika ağaları AKP iktidarına hizmet ediyor
Sendika ağalarının yıllık yüzde 130 civarında zam isteyip toplu iş sözleşmesini yüzde 48-49 civarında bağıtlama noktasına gelmesi ihanettir. Normal şartlarda işçiye kabul ettirilemez ve başarı olarak sunulamaz. Zira toplu pazarlıkta tarafların teklifleri arasında bu kadar fark olamaz.
Sendika ağaları masaya otururken işçiyi beklentiye sokmak için yüksek zam talep etmişlerdi. Ama şimdi tekliflerin çok altında kalan toplu sözleşmeye imza atacak kıvama geldiler. Yani yıllık ortalamada 100 isteyip 36’ya onay vermeye hazırlar.
Bu tablo ortaya nasıl çıktı?
AKP iktidarı toplu iş sözleşmesini bilerek geciktirdi. İşçileri yaklaşık bir yıl aynı ücretlerle çalıştırdı. Buna rağmen kamuda örgütlü sendikalarının bir bölümü eylem alanlarında olmaktan özenle kaçındı. Öte yandan, sendika ağaları tabanın basıncıyla eylem kararları almak zorunda kaldılar, ama iş bırakma kararını uygulamamak için ellerinden geleni yaptılar. Kamu işçisinin genel grev, genel direniş talebini yok saydılar. Taban örgütlüklerinden yoksun olan kamu işçilerini daha düşük ücretlere razı etmek için uğursuz rollerini oynadılar.
Türk-İş ve Hak-İş ağaları başından itibaren kamu işçisinin tepkisine rağmen AKP iktidarıyla rol paylaşımı yaptı. Karşı karşıya gelmek bir yana, iktidarın işini kolaylaştırmak için tüm hünerlerini kullandı ağa takımı. Kamu işçisinin değişen profili, yeterli ve etkin eylemler örgütlemek açısından bir dezavantaj oldu. Bu nedenle kamu işçileri sendika ağalarını aşan bir tutum ortaya koyamadılar. Kuşkusuz bu zaaflı tabloyu, sermayenin vurucu gücü AKP-MHP iktidarı iyi okudu. Bu kadar pervasız olabilmesinin bir nedeni de sınıf saflarındaki bu zaafların farkında olmasıdır.
Bu arada verilen zammın geç ödenecek olmasından dolayı da işçilerin kaybı olacak. Toplu iş sözleşmelerinin geciktirilmesi ve farkların ödenme zamanı dikkate alındığında, AKP iktidarının ilk 6 ay için önerdiği yüzde 24’lük artış işçilerin maaşına enflasyon ve gecikmeden dolayı daha düşük oranda yansıyacak. Kamu işçilerinin birikmiş alacaklarının bir bölümü enflasyon bir bölümü de artan vergi dilimleri nedeniyle erimiş olacak. Kısacası işçiler ilk 6 ayda gerçekte yüzde 24’ün çok altında zam almış olacaklar.
2025 yılı ilk 6 ay farkları en iyi ihtimalle Ağustos veya Eylül ayında ödenecek. Böylece birikmiş farklar enflasyon karşısında ciddi bir kayba uğramış ve AKP iktidarı açısından da işçi maaş maliyetleri düşmüş olacak. Kısacası, 6-8 ay sonra ödenen yüzde 24’lük zam oranı gerçekte yüzde 24 olmayacak. Birde tüm kamu işçileri yüzde 27’lik 3. gelir vergisi dilimine girecek. Bu nedenle zammın bir bölümü de vergiye gidecek. Kağıt üzerindeki artışla cebe ve mutfağa giren artış arasında işçinin aleyhine açık bir fark ortaya çıkacak.
Sözleşme süreci, AKP iktidarının toplamda kemer sıkma politikasını, sıkı para politikasını devam ettirdiğinin açık göstergesidir. Sendika ağaları da rejimin kemer sıkma politikasına uygun bir tutum sergileyerek, sermayenin sınıf içindeki Truva atları olduklarını birkez daha ispatladılar.
Sonuç yerine!
Saray iktidarı ve sendikalara çöreklenmiş bulunan ihanet şebekeleri, örgütlü ve greve hazır kamu işçilerini karşılarında görmedikleri sürece işçilere kaybettiren TİS’ler imzalayacak. Sefalet TİS’lerinin panzehiri ise “kazanana kadar grev” kararlılığıdır.
Kamu işçileri daha önceki sözleşme sürecini aşan bir pratik ortaya koydular. Eğer kamu işçileri sendika ağalarını zorlamasalardı Türk-İş ve Hak-İş ikilisi göstermelik de olsa eylem çağrısı yapmayacaktı. AKP iktidarının yer yer eylemler karşısında bocalaması kamu işçilerinin mücadelesinin sonucudur.
Kamu Çerçeve Protokolü henüz bağıtlanmış değil… Ancak sendika bürokratları işçilerin taleplerini çoktan unuttukları gibi, AKP iktidarının sunduğu teklifi işçilere kabul ettirebilmek için günlerdir özel bir çalışma yürütüyorlar. Kamu işçileri daha uzun soluklu ve etkili eylemler yapabilselerdi, genel grev, genel direniş gerçekleşseydi, kuşkusuz ki AKP-MHP iktidarı geri adım atacaktı. O koşullarda kazanılacak zafer özelde kamu işçilerinin genelde işçi sınıfının olacaktı. Yazık ki, bu fırsat birkez daha kaçırılmış oldu.
H. Yağmur