Metal Fırtına’yı unutma… Metal işçilerinin ayağa kalktığında neler yapabileceğini, emeğimizin sömürüsü üzerinden kurulan haramilerin saltanatını nasıl sarsabileceğimizi unutma…
2015’te Bursa’da başlayan metal direnişi, işkolunda elde edilen kârlara karşılık
MESS tarafından metal işçilerinin yoksullaştığı, sefalete ve ağır çalışma koşullarına mahkûm edildiği, sendikal bürokrasiye karşı tepkinin tırmandığı, sınıf ve toplumsal hareketin yükseldiği bir dönemde yaşandı.
Adım adım Metal Fırtına’ya...
2012’de TM’den istifa ederek sendika değiştirme adımı atmasına rağmen işçilerin baskı ve zorla TM’ye dönmek zorunda bırakıldığı Bosch fabrikasında 13 Nisan 2015’te imzalanan sözleşme ile işçilerin ücretleri MESS düzeyinin üzerine çıktı. Zira o yıl MESS ile yürütülen sözleşme sürecinde yetkili sendikalar üç yıllık sefalet sözleşmesine imza atmışlardı.
MESS sözleşmesinde “verilemez” denen zam Bosch işçilerine verilmek zorunda kaldı. Ücret talebi ve sendikal bürokrasiye tepki eylemli sürecin temelini oluşturdu.
Metal İşçileri Birliği’nin rolü...
Fabrikaların içinde ve önünde gerçekleşen eylemler, Metal İşçileri Birliği’nin çabalarıyla örgütlü bir düzeye çıkartılarak önce 26 Nisan’da Bursa Kent Meydanı’ndaki eylem organize edildi, ardından da 5 Mayıs’ta toplu istifa süreci ile adımlar sıklaştırıldı. 5 Mayıs’ta TM çetesinin öncü işçilere, MİB’e ve devrimci basına saldırmaya kalkması metal işçilerinin öfkesini artırdı.
Tüm bu süreçte Metal İşçileri Birliği çok önemli bir rol oynadı. Metal Fırtına’nın patlak vermesini tetikleyen sınıf devrimcilerinin sürece yönelik etkili müdahalesi oldu. Sürecin başından itibaren taleplerin belirlenmesi, eylemlere yön verilmesi, Fabrikalar Arası Kurul dahil olmak üzere farklı fabrikaların ortak davranma pratiğinin örgütlenmesinde oynanan özel rol, 5 Mayıs’ın ardından haftalarca süren eylemli süreçte de devam etti.
Taleplerin karşılanmaması üzerine 14 Mayıs’tan itibaren Renault, Tofaş, Coşkunöz, Mako, Ototrim, Valeo’da fabrikaları terk etmeme eylemleri başladı. Bu dalga Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, İzmir, Sakarya, Bolu, Eskişehir, Ankara gibi kentlere de yayıldı.
Metal Fırtına’nın dersleri...
Sürecin bir evresinden sonra, parçalı bir şekilde yürüyen direnişler farklı biçimlerde ve çok sınırlı kazanımlarla sona erdi. Ancak burada önemli olan, metal işçisinin ne elde ettiği değil, metal direnişinin sınıf hareketine ne kattığıdır.
Metal Fırtına, temel toplumsal bir güç olan işçi sınıfının birleşik eylem gücünü ortaya koydu. Bu direniş, filli meşru mücadele yöntemlerinin işçilerin bilinçlerine kazınmasında özel bir rol oynadı. Metal işçileri, yasaları aşarak gerçekleştirdikleri fabrikaları terk etmeme eylemleriyle çoktan bağıtlanmış olan toplu sözleşmeyi tanımayarak, güncellenmesini sağladılar. Greif Direnişi’nde öne çıkan “işgal, grev, direniş” sloganı, Metal Fırtına’da hayat buldu. Greif Direnişi’nin de öğreticiliğiyle, sınıf mücadelesinin önündeki temel engellerden biri olan sendikal bürokrasiyle açık bir hesaplaşmaya tanık olduk.
Fabrika zeminlerine dayanan örgütlülüklerden ve devrimci öncülerden yoksunluk, “öncü işçiler” dahil olmak üzere metal işçilerinin sınıf bilincinin geriliği Metal Fırtına’nın en büyük eksikliğiydi ve sınırlarını da belirledi.
Bugün de krizin faturasına, baskı ve zorbalığa karşı metal işçileri olarak Metal Fırtına’dan dersler çıkartmalı, mücadelemizin ihtiyaçlarını gidermek için adım atmalıyız. Tüm metal işçilerini emeğin kurtuluşu mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz.
Metal İşçileri Birliği