İspanya: Kâr hırsı elektrik kesintisine yol açtı

İber Yarımadası: Elektrik kesintisinin maliyet düşürme çabalarından kaynaklandığı belirtiliyor. Muhalefet, enerji şirketlerinin kamulaştırılmasını talep ediyor.

  • Çeviri
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 04 Mayıs 2025
  • 13:30

Hafta başında yaşanan büyük elektrik kesintisinin ardından, İspanya’daki enerji ağı yeniden işler hale getirildi. Şimdi ise, İber Yarımadası’nı saatlerce karanlıkta bırakan bu kesintinin nedenleri konusunda yetkililer ve siyasi partiler arasında yoğun bir tartışma yaşanıyor. Tartışmaların merkezinde, “İspanya tarihinin en büyük elektrik kesintisi” olarak nitelendirilen olayın sorumluluğunun kimde olduğu yer alıyor. Başlangıçta gündeme gelen bir siber saldırı olasılığı neredeyse tamamen dışlandığından, şimdi özel elektrik üretim ve iletim şirketleri eleştirilerin odağında bulunuyor.

Kesinti aniden başladı. Pazartesi günü saat 12.33’te her şey durdu. Elektrik arzı bir anda çöktü. Başbakan Pedro Sánchez, sadece beş saniyede 15 gigawatt’lık enerjinin kaybolduğunu söyledi. “Bu, daha önce hiç yaşanmadı,” dedi Sánchez Pazartesi akşamı. Ancak çöküşün sebebiyle ilgili somut bir açıklama yapmadı.

Kesintinin ilk anlarında, olayın ne kadar yaygın olduğu kimse tarafından tam olarak anlaşılamadı. Madrid’in mahallelerinde haberin yayılması zaman aldı. Komşular, Getafe gibi banliyölerde de elektrik olmadığını belirtti. Sokaklarda ise yalnızca İspanya ve Portekiz’in değil, “tüm Avrupa”nın elektriksiz kaldığına dair söylentiler yayıldı. Bazıları hemen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i suçladı; diğerleri ise bir anda oluşan boş vakti ve güneşli havayı Madrid’in meydanlarında değerlendirmeye karar verdi.

Pazartesi günü, sağcı çevreler ve uluslararası basının öne sürdüğü gibi bir kaos ortamı yaşanmadı. Trafik lambaları çalışmadı, metro ve trenler durdu, telefon ve internet bağlantıları kesildi. Ancak Madrid ve diğer büyük şehirlerde insanlar, açık havada pille çalışan radyoların etrafında toplanarak bilgi almaya çalıştı. Komşular birbirine yardım etti. Bazılarının iddialarının aksine, suç oranı artmadı – resmi verilere göre Madrid’deki suç oranı o gün ortalamanın yüzde 70 altındaydı.

Salı günü, İber Yarımadası’nda elektrik yeniden verildiğinde, medyada kesintiye bağlı olarak beş kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Bunlardan üçü, Galiçya’da karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu gelişmenin ardından Başbakan Sánchez’in liderliğindeki sosyal demokrat hükümet, spekülasyon yapılmaması yönünde uyarıda bulundu; aynı zamanda “tüm olasılıkların araştırılacağını” da belirtti. Sánchez, “Dün yaşananlar tekrarlanmamalı. Elbette özel işletmelerden hesap soracağız,” dedi. Resmi bir açıklama yapılmasa da Başbakan’ın bu sözleri, altyapı eksikliklerine veya olayla ilgili iletişim yetersizliğine işaret olarak yorumlandı.

Hükümet, ülke çapındaki elektrik şebekesini yöneten yarı özel şirket Red Eléctrica’dan da bağımsız bir “bağımsız soruşturma” başlatıldığını duyurdu. Red Eléctrica’nın yaklaşık yüzde dördü ABD merkezli yatırım şirketi Blackrock’a, yaklaşık yüzde beşi ise İspanya’nın en zengin kişisi ve Inditex’in sahibi Amancio Ortega’ya ait.

Sánchez, Salı günü özel elektrik şirketleri Iberdrola, Endesa, EDP, Acciona Energía ve Naturgy temsilcileriyle bir araya gelerek sorumlulukların netleştirilmesini istedi. Red Eléctrica, sosyal medyada ve hatta İspanya istihbarat servisi CNI tarafından da gündeme getirilen iddiaların aksine, kesintinin siber saldırı olmadığını açıkladı.

İspanya Ulusal Araştırma Konseyi’nden (CSIC) enerji uzmanı Antonio Turiel, kesintinin nedeninin yetersiz altyapı yatırımları ve özel aktörlerin kar odaklı kararları olduğunu ifade etti. Daha önce de bu konuda uyarılarda bulunduğunu belirten Turiel, “Biraz daha fazla kâr elde etmek için ülkeyi karanlığa gömdüler,” dedi. Solcu televizyon kanalı Canal Red’e konuşan Turiel, “Bir sonraki sefer böyle bir durumun düzelmesi günler, hatta haftalar sürebilir,” ifadelerini kullandı.

Turiel’e göre sorun, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim yapan santrallerin yeterli şebeke dengelemesi olmadan, sadece maliyet tasarrufu amacıyla kurulmuş olması. Ayrıca doğal gazla çalışan santrallerin acil durumlar için hazırda tutulması gerekirdi, ancak elektrik fiyatlarının çok düşük olması nedeniyle bu santraller kapatılmış ve böylece sistem esnekliği kaybedilmişti.

Yaşananların ardından sol görüşlü Podemos partisi, enerji ve telekomünikasyon şirketlerinin kamulaştırılmasını ya da devlet kontrolüne alınmasını talep etti. Parti lideri Ione Belarra, “Enerji ve telekomünikasyon sektörleri üzerinde kamusal denetim ülkemiz için mutlak bir öncelik olmalıdır,” dedi. Belarra’ya göre, bu tür krizlerde yalnızca kamu hizmeti anlayışı güvence sağlayabilir. Hükümetin önceliği, bu güvenliği sağlamak olmalı; askeri harcamalardan vazgeçilmelidir. Ayrıca nükleer enerjinin bir alternatif değil, tam tersine bir engel olduğunu vurguladı. Zira kritik bir anda, nükleer santrallerin stabil kalabilmesi için büyük miktarda enerji sisteme verilmek zorunda kalınmıştı.

Portekiz'deki sol parti Bloco de Esquerda’nın koordinatörü Marina Mortagua da elektrik şebekelerinin özelleştirilmesini “bir hata” olarak nitelendirdi. Şimdi bu şebekeler yabancıların elinde bulunuyor. Mortagua, “Bu olay bir kez daha gösterdi ki, Portekiz’in egemenliği, elektrik şebekelerini yönetme ve denetleme yeteneğine bağlıdır. Elbette kamusal bir ağ her sorunu çözmez, ama bu olay, bu tür hayati altyapıların ülke çıkarları yerine özel çıkarlar doğrultusunda yönetilmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu göstermiştir,” dedi.

Çeviri: Kızıl Bayrak

Carmela Negrete ve Frederic Schnatterer, (Madrid)- Junge Welt / 03.05.2025