Zorbalığa karşı eylemlerde tutuklanan 36 kişinin duruşması 25 Nisan günü Çağlayan’da İstanbul Adliyesi’nde görülecek. DGB’li Ulaş Uslu’nun da aralarında olduğu öğrenciler görüş yaptı.
Aileler görüş gününde dayanışma çağrısı yaptı
DGB’li Ulaş Uslu’nun da aralarında olduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu L tipi 3 No’lu B-5 koğuşunda kalan üniversiteliler dün (8 Nisan) aileleriyle görüştü.
Aileler görüşlerin ardından çocuklarının moralinin iyi olduğunu söyledi. Üniversitelerde sınav haftası olduğunu hatırlatan bazı aileler çocuklarının eğitim hayatı için endişeli olduklarını da ifade etti.
Çocuğu İstanbul Üniversitesi’nde okuyan eylemlere katıldığı gerekçesiyle ev baskını ile tutuklanan bir öğrencinin annesi şunları ifade etti:
“Hiçbir suçları yok. Bir anda evimizi gelip bastılar sahur vakti. Benim oğlum hiçbir suç işlemedi, işlemez de. Sınavları başlayacak şimdi son senesiydi. Ne olacak bilmiyorum sınavlarına dair hiçbir bilgilendirme yapmıyorlar.”
DGB’li Ulaş Uslu’nun ailesi ise çocuklarının moralinin ve sağlığının yerinde olduğunu, herkese çok selam söylerken, 1 Mayıs sürecinin hazırlıklarında kolay gelsin dileklerini ilettiğini ifade etti.
Çocuğunu bekleyen bir başka baba ise şunları ifade etti:
“Biz çocuklarımızı yalnız bırakmayacağız. Onlarda pişman değiller gayet bilinçliler. Var olan hukuksuzluğa karşı, zulme karşı çocuklarımızın tavrı nettir. Biz de onların yanındayız. Onların fikirlerini ve eylemlerini biz de kabul ediyoruz. Aynı sürecin parçasıyız. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”
36 kişinin mahkemesi 25 Nisan’da
Saraçhane’de ve ev baskınları ile tutuklananların 18-25 Nisan tarihleri arasında davaları görülecek. DGB’li Ulaş Uslu’nun da aralarında olduğu 36 kişinin duruşması ise 25 Nisan günü Çağlayan’da İstanbul Adliyesi’nde görülecek.
İstanbul 74. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 7 Nisan’da iddianamesinde şu bilgiler yer verildi:
“Sanıklara yüklenen suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, dosyadaki bilgi ve belgeler çerçevesinde suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların saptanması, suçun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100/3 maddesinde sayılan katalog suçlardan oluşu, suç için yasada belirlenen cezanın alt ve üst sınırı nazara alındığında kaçacağına yönelik somut olgunun varlığı, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması, bu aşamada adli kontrolün yetersiz kalacağı değerlendirildiğinden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100, 101 ve devam eden maddeleri gereğince TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA,
2-Sanıklarıntutukluluk halinin devamı kararına iki hafta içinde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolunun açık olmasına,
3-Tutuklu sanıklara duruşma günü ve iddianamenin bir örneği ile sanığın duruşmada kendisini savunması için bir istemde bulunup bulunmayacağı ve bulunacak ise neden ibaret olduğunu bildirmeleri hususunun kendisine cezaevi katibi tarafından bildirilmesine ayrıca "tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde müdafii bulunup bulunmadığını bildirmesi, bildirimde bulunmadığı takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesinin isteneceği" hususunun kendisine meşruhat olarak hatırlatılmasına ve bu hususta tutulacak tutanağın duruşma gününden evvel mahkememize gönderilmesi için sanığın tutuklu bulunduğu Cezaevi müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
4-Tutuklu sanıkların duruşma gün ve saatinde FİZİKEN hazır edilmesi için ilgili ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına,
5-Sanıklara barodan müdafi tayinine
6- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında yakalama emri çıkarılan sanıkların yakalama emirlerinin kaldırılarak haklarında yeniden mahkememizce yakalama emri düzenlenmesine,
7-Hakkında yakalama emri bulunmayan sanıklar hakkında işin tutuklu oluşu dikkate alınarak zorla getirme emri düzenlenmesine(…)”
Kızıl Bayrak / İstanbul