Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm (TDKP Eleştirisi)

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Eylül 2015
  • 20:46

BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ

Bu kitap Ekim'in 19. sayısından itibaren yayınlanan ve beş sayı süren (Nisan-Ağustos 1989) eleştirinin toplu yayınından oluşmaktadır. Dizi yayındaki dizgi yanlışlarının düzeltilmesi ve bir kaç anlatım değişikliği dışında ilk biçim olduğu gibi korunmuştur.

Daha başlangıçta (Giriş) belirtilen bir gerçeği, eleştirinin bütünü tarafından doğrulanmış bulunduğu inancıyla, burada yinelemek gerekiyor. Kitabın alt başlığı yanıltıcı olmamalı; bu yalnızca bir “TDKP Eleştirisi” değildir. TDKP şahsında yapılmış olmakla ve buna bağlı olarak onun özgünlüklerini kapsamakla birlikte, gerçekte bu eleştiri, “devrimci demokrasi”nin tümünü hedeflemektedir. Bir çok defa ifade ettiğimiz gibi, “'60'ların ortasından '80'lerin ortasına çeşitli evrelerden ve iç değişimlerden geçmiş devrimci hareket, temel özellikleriyle bir bütündür.” Bu bütünü temel özellikleriyle ele almak, değerlendirmek ve eleştirmek olanaklı olduğu gibi, bu aynı şeyi bütünü oluşturan ana gruplardan birini ele alarak yapmak da(7)olanaklıdır. Bu kitapta ikinci yol tutulmuştur. Devrimci harekette belli bir kesimin önplandaki temsilcisi olarak TDKP'den hareket edilmiştir. (Özellikle belli bir kesimin ve bu kesimin temsilcisi olarak da TDKP'nin seçilmiş olmasının hareketimize özgü nedenlerini tahmin etmek güç olmasa gerek.) Ama öte yandan, kitabın kendisi birinci yolun öğelerini de içermektedir. Şu anlamda ki, TDKP'nin bazı konulardaki görüşlerinin eleştirisine varabilmek için, önce bu konuda devrimci hareketin geneline hakim kavrayıştan hareket edilmiştir.

Dolayısıyla, devralınan miras bakımından olsun, yöntem sorunları bakımından olsun, özellikle devrim sorununa ilişkin olmak üzere temel bazı teorik görüş ve anlayışlar bakımından olsun, bu kitap, özünde özgün bir örnek üzerinde yapılmış genel bir eleştiridir.

Okurların kitabı bu gözle incelemesi gerekiyor.

H. Fırat
Ağustos 1989

***

İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ

Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm kitabının ilk baskısı 1993 sonbaharında tükendi. İkinci baskı hazırlığı Mart 1994’te okura duyurulmasına rağmen, bu ancak şimdi gerçekleşebiliyor.

Ekim’deki dizi yayının hemen ardından bu çalışmanın ilk toplu kitap yayını yurtdışında yapıldı. Ardından Mart 1990’da Eksen Yayıncılık tarafından ilk Türkiye baskısı gerçekleştirildi. Yayınevi­nin en çok sayıda basılan, fakat en erken tükenen kitabı oldu. 4500 adetlik ilk baskı, Ekim 1993’te, yayınından yaklaşık üçbuçuk yıl son­ra, yayınevinin elinde artık yoktu. Devrimci okura hitabeden, onun ilgi alanı içine giren bir kitap için, devrimci yayın piyasasının hala da sürmekte olan kısır ortamında, bu sonuç kuşkusuz önemlidir. Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm’in beklenen ilgiyi gördüğünü göstermektedir. Kitaba olan yeni talep ise bu ilginin hala sürmekte olduğuna, hatta denebilir ki, girmekte olduğumuz yeni evrede artarak süreceğine bir göstergedir.

Fakat yine de, bu kitabın ilk baskısının tartışma gündemi(9)bakımından önemli bir talihsizliğe uğradığı da burada hatırlatılma­lıdır. Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm, devrimci hareketimizin son otuz yıllık yakın geçmişini değerlendirme ve tartışmaya çok özel bir ilginin hala sürmekte olduğu bir tarihte, 1989’un Nisan-Ağustos’unda kaleme alınmıştı ve kuşkusuz gündeme çok iyi oturmaktaydı. Ne var ki ilkin Ekim'de yayınlandı ve Ekim o tarihte, henüz çok yeni olan bir hareketin doğal olarak çok sınırlı dağıtılabilen bir yayın organıydı. Çalışmanın geniş devrimci okur çevrelerine ulaştırılması ancak 1990 Mart’ında gerçekleşen baskı ile olanaklı olabildi. Fakat bu tarih, tam da Doğu Avrupa’da 1989 sonbaharında başlayan çöküntünün hızla ilerlediği ve elbette tüm dünyada olduğu gibi bizde de sol hareketi derinden sarstığı günlerle üstüste düştü. Devrimci kadroların ilgi alanı ve solun tartışma gündemi hızla değişti. Daha 1987’den itibaren, Gorbaçovculuk rüzgarı, “Sosyalizmin Sorunları” üzerine liberallerin başını çektiği bir tartışmayı zaten hep gündemde tutmuştu. Bu son olaylar ise, dikkatleri bir süre için neredeyse tümden, Türkiye solunun yakın geçmişinden uluslararası sosyalizmin 70 yıllık tarihine kaydırdı. Böylece geleneksel örgütlerin tutucu yöneticileri de hiç değilse içe dönük sorunlarda rahat bir nefes aldılar. Yakın geçmişi değerlendirme yakıcı ihtiyacı unutuldu ve unutturuldu. Doğ­rusu bu konuda en cin fikirlisi de bir kez daha bu kitaba alt başlığını veren hareketin yöneticileri oldular. Uluslararası devrimin mesele­leri tartışılıp bir açıklığa kavuşturulmadan Türkiye devriminin meseleleri mi tartışılırmış dediler; uluslararası devrimin meseleleri ise, hele “40 yıllık teorik boşluk” da düşünüldüğünde, öyle kısa zamanda çözülebilecek meseleler olmadığına göre, sabredip bekle­mekten başka çare yok diye ekleyerek işin içinden sıyrıldılar.

Fakat en cin fikirli oyalama yöntemleri bile, devrimci kadrola­rın, devrimci hareketin geçmişine ilişkin canalıcı sorunlara duyduğu ilgiyi öyle uzun süre ve tümüyle dizginleyemezdi. Yayınlandığı tarih­te tartışma gündeminde yaşanan ani değişmeye rağmen Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm kitabının gördüğü ilgi bunun kanıtıdır. Bu­nun göstergesi yalnızca 4500 adetlik baskının tükenmesi değil, fakat yanısıra, bir çok tartışmada kitabın şu veya bu biçimde anılması, yararlanılması ya da eleştiri konusu edilmesiydi. Kitaba alt başlığını veren hareketin liderleri bile yarar umdukları “suskunluk fesadı” taktiğine rağmen bundan uzak kalamadılar. Zira kitap bir devrimci örgüt için utanç verici sayılması gereken tüm “önlemler”e rağmen(10)saflara sızdı, “parti içi”ne girdi ve doğal olarak “karışılıklar”a yolaçtı. Şunu da şimdiden kaydedelim ki, kitap, ilgili hareketin resmi dü­zeyde birçok formülü ve sloganı terketmesinde önemli bir rol de oynadı.

Türkiye sol hareketinin “Sosyalizmin Sorunları”na ilgisi çok sürmedi. Buna şaşırmamak gerekir. Sözü edilen ilgi olayların sarsıcı baskısıyla tümüyle kendiliğinden oluştu, saflarda büyük karışıklık­lara, tahribata ve dökülmelere yolaçtı. Fakat ciddi bir tartışmaya ve ileriye dönük sonuçlara yolaçmadan, yine kendiliğinden soğudu gitti. Şimdilerde dikkatler yeniden içeriye yönelmiş durumda. Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm’in böyle bir evrede ikinci bir baskısıyla okur önüne çıkması, bu kez kendisi için muhakkak ki bir şanstır. 

Yayınevinin çok sayıda kitabı içinde bugüne dek tükenen iki kitaptan birinin Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm, ötekisinin ise Devrimci Harekette Reformist Eğilim olması kuşkusuz anlamlıdır. Zira bu iki kitap birbirini bütünlüyor. İlki teorik-programatik sorun­ları, İkincisi ise, bu sorunlarla bağlantılı olarak geleneksel devrimci hareketin yeni dönemdeki taktik çizgisini ele alıyor. Devrimci okurun bu iki kitaba birarada ilgi göstermesini bu açıdan rastlantı saymıyoruz.

Kitabın “Giriş” bölümünde de ifade edildiği gibi, Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm’i önceleyen ve dolaysız olarak bütünleyen bir başka kitap daha var. Küçük-Burjuva Popülizmi ve Proleter Sos­yalizmi. 1987 yılının ilk kopuş aylarında sıcağı sıcağına kaleme alınan ve aynı yılın Ağustos ayında yayınlanan bu kitabın yasal baskısı bugüne kadar yapılamadı. Dolayısıyla kitap, bizim çeşitli metin­lerimizde sık sık anılmakla birlikte, geniş devrimci okur kitlelerine bugüne kadar sunulamadı. 

Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm’in bu İkinci Baskı’sının hemen ardından, anılan kitap da o dönemin bazı başka metinleriyle birlikte, nihayet yeni bir baskıyla devrimci okura sunulacaktır.

***

Bu kısa giriş açıklamalarından sonra, artık Önsöz’ümüzün asıl konularına geçebiliriz. Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm, Türkiye devrimci hareketinin ideolojik-programatik temelini aynı hareketin 30 yıllık gelişme süreçleriyle içiçe ele aldığı için, bu Önsöz vesilesiyle Türkiye devrimci hareketinin kitabın yayınını izleyen dönemdeki evrimini ve bugünkü durumunu ele almak kuşkusuz anlamlı olurdu.

Fakat komünistler bunu bir dizi başka yazıda zaten sürekli ele aldık­ları için, biz bu konuya burada kısa bazı ara değinmeler dışında girmeyeceğiz.

Bir Önsöz’ün sınırları içine sığabildiği ölçüde ele almak istediğimiz iki başka konu var. Bunlardan ilki, devrim sorunu eksenine oturan kitaba, sol hareket saflarından verilen en derli toplu yanıtı yanıtlamak olacak. İkinci konuyu ise, kitaba alt başlığını veren hareketin (TDKP) kitap sonrası dönemde teorik sorunlar ve prog­ram cephesindeki durumunu ele almak oluşturacak. Aynı hareketin taktik ve örgütsel cephedeki durumunu ise sonraya, buna uygun düşen bir başka vesileye bırakıyoruz.

1 Ekim 1994

***

Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm’in ikinci baskısı için hazırlanan Önsöz’ün yukarıdaki Giriş bölümünü 6 bölümlük uzun bir tartışma izledi. Bu tartışmanın ilk dört bölümü Ekim'de ve son iki bölümü Kızıl Bayrak'ta yayınlandı.

Demokratizmi Savunmanın Sınırları genel başlığı taşıyan bu uzun Önsöz, daha ilk bölümlerinden itibaren, bunun ayrı bir kitap çalışması olarak değerlendirilmesi gerektiği eleştirisi ve önerisiyle yüzyüze kaldı. Bir ikinci baskı vesilesiyle kaleme alınan bu uzun yazı tamamlandığında, ortaya çıkan hacim neredeyse Önsöz’ü olduğu kitabın boyutlarına ulaşınca, sürmekte olan eleştiri ve önerileri de gözeterek, ben de onu ayrı bir kitap olarak yayınlamaya karar verdim.

6 bölümlük haliyle yayına hazır olan bu kitap, eğer başlığına uygun düşen bazı ek tartışmalar yüzünden gecikmezse, en kısa zamanda okura ayrıca sunulacaktır.

H. Fırat