Ankara’daki üniversite öğrencileri, öğrencilerin tutuklanmasına tepki gösterdi. Konur Sokak’ta öğrencilerin yürüyüşüne polis saldırmış ve 30 kişi gözaltına alınmış 27 Nisan günü de gözaltına alınanlardan 4’ü tutuklanmıştı.
Öğrenciler, protestolar nedeniyle yapılan tutuklamaları protesto etmek amacıyla Ankara’daki Sakarya Caddesi’nde buluşarak basın açıklaması yaptı.
Öğrenciler adına basın açıklaması metnini okuyan Mert Aldemir, şu ifadeleri kullandı:
“Arkadaşlarımız, hiçbir hukuki dayanağı olmadan iki gün boyunca rehin tutuldu. Bizler bu tabloyu iyi tanıyoruz: işkencecileri koruyan, suçluyu aklayan bu düzenden hesap soracak olan yine gençliktir. Bu süreçte, 27 Nisan tarihinde dört sıra arkadaşımız – Rojbin, Ozan, Taylan ve İbrahim – hukuki hiçbir gerekçeye dayanmayan şekilde tutuklandı. Gerekçe açık: Her gün eylem yapmaları. Evet, arkadaşlarımız haklarını kullandıkları için gözaltına alındılar. Bu durum, gençliğin kamusal alandaki varlığını suç sayan, anayasal hakları keyfi biçimde sınırlayan bir yaklaşımın göstergesidir. İktidar, gençliğin kolektif gücünü bastırmak için hukuku bir araç olarak kullanıyor. Ancak her seferinde yanılıyor.
Çünkü bu dört arkadaşımız yalnız değil. Onların yürüttüğü mücadele, bu ülkede milyonlarca gencin ortak derdidir. Geleceğimizin belirsizleşmesine, kamusal alanların baskı altına alınmasına, üniversitelerin bilimsel ve özerk birer ortam olmaktan çıkarılmasına karşı ses çıkarmak herkesin hakkıdır. Bugün eylem yapanlar yalnızca kendileri için değil, bu ülkenin eşit ve özgür yarınları için mücadele ediyor.”
Açıklamada 24 Ocak’tan bu yana, SGDF’lilerin tutuklu bulunduğu belirtildi ve kuyu tipi hapishaneler teşhir edildi. İstanbul’da yapılan gözaltı terörü teşhir edildi ve “Meydanlarımızı terk etmeyeceğiz” denildi.
Açıklamanın devamında şunlar denildi:
“Mücadelemiz; toplumun ihtiyaçlarını önceleyen bir akademi için, eşit bir yaşam için, herkesin söz hakkı olduğu bir toplum için sürecek. Kampüslerimizin yeniden inşası, yaşamlarımızın güvencede olması ve arkadaşlarımızın serbest bırakılması için mücadeleye devam edeceğiz. Bizler; Rojbin’in, Ozan’ın, Taylan’ın, İbrahim’in ve diğer tüm devrimci tutsakların yanındayız. Bu dava sadece onların değil, hepimizin davasıdır. Arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar, haklarımız tanınana kadar, biz buradayız. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın."