Son sözleriyle 1 Mayıs geleneğimizin öncüleri!

1 Mayıs geleneğinin yaratılmasına öncülük eden işçiler, son sözlerinde de işçi sınıfı mücadelesine bağlılıklarını haykırmışlardı...

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 01 Mayıs 2025
  • 07:10

Amerika’da giderek yükselen işçi sınıfı mücadelesinin 1 Mayıs 1886’da ulaştığı düzey, burjuva sınıfında panik yarattı. İşçi hareketi provokasyonlar ve şiddet yoluyla bastırılmaya çalışıldı, devlet terörü iyice yoğunlaştırıldı. 1 Mayıs’ı takip eden günlerde polisin yoğun saldırıları yaşandı. 3 Mayıs günü işçilerin düzenlediği bir gösteriye saldıran polis bir göstericiyi katletti.

Ancak işçiler bilenen öfkelerini ertesi gün daha kitlesel ve güçlü bir protesto gösterisiyle ortaya koydular. Haymarket Alanı’nda yağmura rağmen binlerce işçinin katıldığı bir miting gerçekleştirildi. Mitingin dağılmasına az bir zaman kala bir patlama sesi duyuldu. Dağılmaya başlayan kitleye saldırmaya hazırlanan polis taburunun önüne bir bomba düşmüştü. Bu devletin düzenlediği açık bir provokasyondu. Gözü dönmüş polisler gösterici kitlenin üzerine rastgele kurşun sıktılar. Alan kan gölüne dönmüştü.

Bu olayın ardından çok sayıda sendikacı ve işçi önderi tutuklandı. Düzmece iddialara dayanan bir fezleke hazırlandı. Verilen siyasi karar sonucu birçok işçi ağır cezalara çarptırıldı. Albert Persons, Adolph Fischer, George Engel ve August Spies isimli 4 işçi önderi ise idama mahkum edildi. Bu karar 11 Kasım 1887’de infaz edildi. Louis Lingg ise idamına birkaç gün kala yüzünün yarısı patlayıcılarla yokedilmiş bir halde hücresinde ölü bulundu.

***

August Spies, Adolf Fischer, Louis Lingg, Albert Parsons, George Engel, Samuel Fielden, Michael Schwab ve Oscar Neebe’nin mahkeme önündeki son sözleri: 

August Spies: “Öyle bir zaman gelecek ki; bizim suskunluğumuz, sizin bugün ipe çektiğiniz seslerden daha güçlü olacaktır!”

(...) Bu mahkemenin önünde ve devletin temsil etmesi gereken halkın önünde, Eyalet Başsavcısını ve Chicago Polis Müdürünü uydurma bir dava tezgahlamakla suçluyorum...”

Fischer: “(...) Ölüme mahkum edilmemi protesto ediyorum, çünkü cinayet işlemedim. Ancak fikirlerimden dolayı öleceksem, bir sözüm yok...”

Lingg: “(...) Sizi tanımıyorum! Sizin yasalarınızı, nizamınızı, kuvvete dayanan yetkinizi tanımıyorum! Bu yüzden asın beni!”

Parsons: “(...) Bu ülkenin yasalarına karşı gelmedim. Ne ben, ne de arkadaşlarım Amerikan vatandaşlarının herhangi bir yasal hakkını ihlal etmedik. Konuşma özgürlüğüne, basın özgürlüğüne, toplanma özgürlüğüne tecavüz edilmeyeceği hakkını savunuyoruz. Anayasanın tanıdığı öz savunma hakkını savunuyoruz; ve Amerikan halkının çok pahalıya kazandığı bu haklarının ellerinden alınmasına karşı çıkıyoruz. Ama iddia makamı, yedi adama ölüm cezası istemekle zaferi kazandığını sanıyor (...)”

Engel: “Hakları yalnız imtiyazlı olanlara göre ayarlayan ve işçilere hiç hak tanımayan hükümete karşı kim saygı duyabilir? Böyle bir hükümete saygım yok benim...” 

Fielden: “(...) Bir yanım var ki, öldüremezsiniz...”

Schwab: “(...) İdealimizin bu yıl, ya da gelecek yıl gerçekleşmeyeceğini biliyorum, ama mümkün olduğu kadar yakın bir gelecekte, ileriki bir yılda gerçekleşeceğini biliyorum.”

Oscar Neebe: (*) “Evet, işlediğim suçlar şunlar: Evimde bir tabanca ve pankartlar bulundu. İşçi sendikaları örgütledim. İş saatinin azaltılmasından, işçilerin eğitilmesinden ve işçi gazetesinin yeniden çıkartılmasından yanaydım. Bomba atma olayı ile ilişkim olduğunu, ya da bombanın yanında, yakınında olduğumu gösterecek hiçbir delil yok. Çok üzgünüm, sayın yargıç -yani, mümkünse yapabilirseniz yapmanızı rica edeceğim- yani beni asmanızı; çünkü yavaş yavaş ölmektense, ansızın öldürülmek daha şereflidir. Ailem, çocuklarım var; mezara gidip önüne diz çökebilirler; ama hapishaneye gidip hiç işlemediği bir suçtan dolayı mahkum edilen babalarını göremezler. Söyleyeceklerim bu kadar. Arkadaşlarımla birlikte asılamayacağıma üzgünüm.” 

(*) 15 yıl cezaya çarptırılan ve olayla bir ilgisi bulunmayan bir militan işçi