Sırtlarında sadece taşıyabildikleri birkaç eşyayla uzun bir insan kalabalığı… Evlerinden sürülmüş, köklerinden koparılmış, haklarından mahrum bırakılmış insanlar. 77 yıl önce ve bugün ortaya çıkan manzaralar ürkütücü şekilde birbirine benziyor.
Mayıs 1948’de İsrail devleti kurulduğunda, önce Yahudi milisler, ardından İsrail ordusu 700.000'den fazla Filistinliyi yerinden etti. Deir Yassin’deki gibi birçok katliam yapıldı, yüzlerce köy ve kasaba yok edildi. Filistinliler bu olayı “Nakba” (Felaket) olarak hafızalarına kazıdı. Bugün Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da yaşayan insanlar ve onların torunları benzer bir durumu tekrar yaşıyor.
Bugünkü savaşta Gazze nüfusunun yaklaşık %90’ı – en az 1,9 milyon kişi – yerinden edildi. Birçoğu birden fazla kez göç etmek zorunda kaldı. Aynı zamanda İsrail ordusu Batı Şeria’daki işgali ve ilhakı da sürdürüyor. Sadece Ocak ve Şubat 2024’te 40.000’den fazla kişi yerinden edildi. Evler yıkılıyor, şiddet yanlısı “yerleşimciler” ve askerler neredeyse her gün saldırılarda bulunuyor.
İsrail devleti Nakba’yı hiç resmen tanımadı. Ancak siyasetçileri bu tarihi travmayı tehdit unsuru olarak kullanıyor. Netanyahu’nun Likud partisinden Milletvekili Ariel Kallner, 7 Ekim 2023’te X platformunda şunları yazdı: “Şu anda tek bir hedef var: Nakba! 1948’dekini gölgede bırakacak bir Nakba.” Aynı partiden Tarım Bakanı Avi Dichter ise Kasım 2023’te “Şu anda Gazze Nakbası’nı gerçekleştiriyoruz” dedi.
Netanyahu hükümeti artık Gazze’nin tamamen ve kalıcı olarak işgalini ve nüfusun “yeniden yerleştirilmesini” resmi savaş hedefi ilan etti. Salı günü yaptığı açıklamada Netanyahu, saldırıların “önümüzdeki günlerde” yoğunlaşacağını söyledi. Daha önce “Savaşı bitireceğimiz bir durum olmayacak. Sonuna kadar gideceğiz” demişti. Son günlerde hava saldırıları zaten artmıştı. Salı günü Han Yunus’taki iki hastaneye düzenlenen bombardımanda aralarında gazeteci Hassan Eslaiah’ın da olduğu 28 kişi hayatını kaybetti. Foto muhabiri Amro Tabash, “Herkes, hastalar ve yaralılar korkuyla kaçıyordu. Bazıları koltuk değneğiyle, bazıları çocuklarına sesleniyordu” dedi. Yerel sağlık yetkililerine göre, Çarşamba gününün ilk saatlerinden itibaren en az 84 kişi öldürüldü.
Sadık müttefik Almanya
Filistinliler sadece 78 kilometre ötede açlıkla mücadele ederken, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Salı akşamı Kudüs’te bu durumdan sorumlu olan Netanyahu ile buluştu. CDU’lu Dışişleri Bakanı Johann Wadephul da Pazar günü Netanyahu’ya destek verdi. Wadephul, Hamas’ın yardım sevkiyatlarını kötüye kullandığı iddiasını gerekçe göstererek, Gazze’ye uygulanan açlık ablukasına anlayış gösterdi. Ancak bu iddia, BM ve insani yardım kuruluşları tarafından yalanlandı.
Çarşamba günü Federal Meclis’te konuşan Başbakan Friedrich Merz, Gazze’de bir kıtlık tehlikesi olduğunu söyledi ve “tüm tarafları” buna engel olmaya çağırdı. Ancak yine de “Almanya’nın İsrail’in yanında sarsılmaz şekilde durduğunu” vurguladı. Yani değişen bir şey yok: Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinliler, Almanya'nın sağladığı silahlarla öldürülüyor.
Çeviri: Kızıl Bayrak
Junge Welt-David Siegmund-Schultze / 15.05.2025
