AKP iktidarının artan baskı ve zorbalık politikaları düzen muhalefetini de hedef haline getiren uygulamalarla sürüyor. Sıradan burjuva yasalar dahi Saray rejiminin keyfiyetine göre kullanılırken, toplumun bütününü hedefleyen faşist baskı ve zor tırmanıyor. Dün “diploma iptali” ve bugün yaşanılan gözaltılar ülkenin birçok yerinde protesto edildi. İzmir’de gün içinde birçok noktada gerçekleşen eylemlerde saray iktidarının pervasız saldırılarına karşı mücadele vurgusu öne çıktı.
İzmir Emek ve Demokrasi güçleri “Halkın iradesi gaspedilemez. Darbeye hayır!” şiarıyla Saat:18.00’da İzmir Mimarlık Merkezi önüne eylem çağrısı gerçekleştirdi. Eylemde aynı şiarlı İEDG pankartının yanı sıra “Faşizme geçit vermeyeceğiz” yazılı İzmir Barosu pankartları açıldı. Çok sayıda kurumun katılarak destek verdiği eylem, Mimarlık Merkezi’nden Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne kitlesel bir yürüyüş ile devam etti. Çevreden birçok insanın katılarak ve alkışlayarak destek verdiği yürüyüş boyunca “Diktatör Erdoğan!”, “Hükümet istifa”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” vb. sloganlar sıklıkla atıldı.
TKSM önüne gelindiğinde Saray iktidarının faşist baskı ve saldırıları teşhir edildi. Bu saldırılara karşı mücadele vurgusu yapıldı. Ardından İEDG adına basın metnini okuması için söz İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz’a bırakıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ardından gelen gözaltıların “açık bir faşizm” olduğunu söyleyen Yılmaz sözlerine şöyle devam etti;
“Yaşadığımız durumu artık ne hukuk dışı gibi ifadeler izah edebilmektedir ne de ayıplamak yetmektedir. Yaşanan aleni bir şekilde faşizmdir. Ve faşizm kınanarak, ayıplanarak, korkularak üstesinden gelinecek bir yönetim biçimi değildir. Artık korku duvarının aşılması gerekmektedir.”
Saray rejiminin ayakta kalabilmek için baskı ve zorbalık dışında bir yöntemi kalmadığının çizildiği açıklamada sorunun sadece İmamoğlu olmadığı, iktidarın karşısında kim varsa hedef haline getirildiği belirtildi. Ülkenin “baskının, zorbalığın, faşizmin egemen olduğu bir ülke haline” geldiği ifade edildi.
Sefa Yılmaz sözlerine şöyle devam etti;
“Ülke ekonomik olarak çok büyük bir buhrandan geçerken, insanlar akşam evlerine, çocuklarına ne götüreceklerini düşünürken, halk açlıkla, sefaletle sınanırken, ülkenin en yetişmiş insanları yurtdışında yaşamak için sıraya girmiş beklerken, geleceksizlik, belirsizlik, işsizlik, ağır vergi yükü altında halk inim inim inlerken bu temel emek-sermaye çelişkisinin siyasi bir yön kazanmaması için siyasi iktidar, koltuğunu baskı, zor ve faşizme başvurarak korumaktan başka çare görememektedir. Ülkede ne hukuk ne demokrasi ne ekonomi ne toplum barışı kalmıştır. Bunun sorumluları servet içinde yaşarken sömürülen ve yoksullukla mücadele eden milyonlardan istenen tek şey ise sesini hiç çıkarmadan önlerine konulan insanlık dışı koşulları kabul ederek nefes alıp vermeye devam etmeleridir. Ne alternatif bir ses ne farklı bir siyasi görüş ne de aleyhe siyasi bir söylem veya oluşuma tahammülü olmayan bu zihniyet, kolluğu ve yargıyı adeta bir sopa gibi kullanarak kendisine dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalışmaktadır.”
Açıklama faşizme karşı mücadele vurgusuyla noktalandı. Gerçekleştirilen eylem sloganlarla sona erdi.
Gün içinde gözaltılara karşı Adliye önünde İzmir Barosu bir eylem gerçekleştirdi. CHP İzmir İl Binası önünde gerçekleştirilen eylem ile gözaltılar protesto edildi. Foça’da Emek ve Demokrasi güçleri eylem gerçekleştirirken, Gençlik örgütleri ise Bornova’da gerçekleştirdikleri eylemle “Faşizme karşı omuz omuza” sloganını haykırdı.
Kızıl Bayrak / İzmir
