Denizlerin çağrısı: Düzene karşı devrim!

Bizleri faşist baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalışanlara da sandıkta oy deposu olarak gören anlayışa da fırsat vermeyeceğiz. Bu zorbalar düzeninin karşısında Mahirlerin, İbrahimlerin Denizlerin çağrısını yükseltmeye devam edeceğiz: Düzene karşı devrim!

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 06 Mayıs 2025
  • 07:14

6 Mayıs 1972'de üç yiğit devrimci, devrim davası uğruna tereddütsüzce ölümü göğüsledi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, bu topraklarda düzene karşı devrim davasını ölümüne sahiplenmenin, yiğitliğin, fedakarlığın ve cüretin adı olarak devrimci mücadele tarihimize kaydedildiler. Çok özel bir tarihsel evrede, devrimci mücadelenin gelişip serpilmesinde çok özel bir rol oynadılar. 

***

50’lı yıllardan itibaren Türkiye’de kapitalist gelişim hız kazanmaya başladı. Bu durum, sosyal mücadelelere zemin hazırlayan çelişkileri de beraberinde yoğunlaştırdı. Aynı yıllarda dünyada Vietnam zaferi, Küba Devrimi gibi önemli gelişmeler yaşanıyor, dünya çapında halklar, işçiler, emekçiler ve gençler mücadeleyi yükseltiyordu. Türkiye’de de sosyal uyanış güçleniyor; 60’lı yıllara gelindiğinde toprak işgalleriyle, fabrika direnişleriyle, gençliğin kitleselleşen mücadeleleriyle toplumsal hareket dalga dalga yayılıyordu. 

Dönemin devrimci kuşakları tam da bu koşullarda, yükselen sosyal mücadeleler ve onun önemli bir dinamiği olan gençlik hareketi içerisinde yetiştiler. Hem dünyada yaşanan gelişmeleri hem de Türkiye’de yükselen mücadeleyi devrimci bir yaklaşımla sorguladılar ve kurulu düzeni tam karşılarına alarak devrimci hareketin doğumuna önderlik ettiler. Denizler, Mahirler, İbolar 71’de yaptıkları bu devrimci çıkışla mücadeleye o zamana kadar hakim olan düzen içi sol akımlardan koptular. Kurulu düzeni cepheden reddettiler. 71 Devrimci çıkışının temsilcileri olarak devrim yapma isteği, iradesi ve cesareti gösterdiler. Devrim anlayışına dayalı olarak kurulu düzeni yıkmak üzere devlete başkaldırdılar. 12 Mart faşist cuntası bu devrimci iradeye ve bu iradenin işçi, köylü ve gençlik tarafından sahiplenilmesine karşı gerçekleştirildi. 71 devrimci kopuşunun bütün önderleri 12 Mart cuntasının özel olarak hedefindeydi. Denizler idam sehpasında, Sinanlar Nurhak’ta, Mahirler Kızıldere’de, İbrahimler Diyarbakır zindanında katledildi. Ancak bütün bu katliamlara rağmen onlar nezdinde temsil edilen devrimci mücadele bitirilemedi. Zira, 74’e gelindiğinde Denizlerin, Mahirlerin ve İbrahimlerin ölümüne verdikleri devrimci mücadele daha kitlesel ve daha örgütlü bir şekilde tarih sahnesindeki yerini aldı.

***

Onların mücadele ettiği emperyalist-kapitalist düzen bugün hala hüküm sürüyor. Emperyalistler, onların işbirlikçisi devletler ve çeteler eliyle halkların üzerine Gazze’de, Suriye’de, Lübnan’da, Ukrayna’da hala bombalar yağdırılıyor. Milyonlarca işçi ve emekçi yoksulluk, açlık ve işsizlikle boğuşuyor! Kapitalist emperyalist barbarlık savaşı, faşist baskı ve zorbalığı, geleceksizliği dünya çapında milyonlara dayatmaya devam ediyor!

Bundan yarım asır önce Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin yükselttiği mücadele bayrağı, bu aynı barbarlık düzenini yıkmayı hedefleyen devrimci bir karşı koyuştu. Bu harami saltanatına, bu kokuşmuş düzene karşı bir savaş çağrısıydı 71 devrimci kopuşu.

Bugün bizler de emperyalist-kapitalist barbarlığa karşı mücadeleyi en ileri cepheden yükseltmek zorundayız. 19 Mart'tan bu yana kampüslerimizde, meydanlarda ve sokaklarda son yılların en kitlesel eylemlerini gerçekleştirdik. Birlik olursak ne denli güçlü olduğumuzu görmüş ve göstermiş olduk. Hiç kuşkusuz bu daha başlangıçtır! Mücadelemiz daha sürecek!

Bizleri faşist baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalışanlara da sandıkta oy deposu olarak gören anlayışa da fırsat vermeyeceğiz. Bu zorbalar düzeninin karşısında Mahirlerin, İbrahimlerin Denizlerin çağrısını yükseltmeye devam edeceğiz:

Düzene karşı devrim!

Devrimci Gençlik Birliği