“Çelik aldığı suyu unutmayacak!”

İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtleri ölümsüzlüklerinin yıl dönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz. Devrim ve sosyalizm bayrağını daha da yükseltmek için herkesi örgütlü mücadeleye çağırıyoruz!

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 18 Mayıs 2025
  • 08:30

İbrahim Kaypakkaya 52 yıl, Haki Karer 48 yıl, ve tarihe adları “Dörtler” olarak yazılan Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’de 43 yıl önce yiğitçe göğüslediler ölümü. 

Ser verip sır vermeyen yiğit: İbrahim Kaypakkaya

İbrahim Kaypakkaya Çorum’da emekçi bir ailenin çocuğu olarak hayata gözlerini açmış ve yıllar içerisinde sistemin bozukluğunu yaşadıkları üzerinden görmüştü. 1960’lı yılların sonlarına doğru gelişen mücadeleye lise sıralarında tanıştı ve cüretlilikle her alanda mücadeleyi büyüttü. O döneminin solunda etkisi olan Kemalizme doğru eleştirilerini ortaya koyan, Kürt ulusal sorununa karşı tabuları yıkarak mücadelesini daha da ileriden ortaya koyma cüretini gösterebilmişti. İşçi grevlerinde, topraksız köylülerinin toprak işgallerinde bayrağı en önde göğüsleyendi. 60’lı yılların içinden boy veren parlemantarist bakış açısına ve düzene karşı devrim bayrağını yükselten, 71’de devrimci çıkışını yaratan önderlerdendi. 

71 devrimci çıkışından korkan düzen güçleri başlattıkları sürek avlarında onlarca devrimci zindanlara attı, idam sehpalarında ve Kızıldere’de katletti. İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşları da 24 Ocak 1973’te Dersim Vartinik’te muhtar ve faşist bir öğretmenin ihbarı ile yakalandı ve günlerce işkenceden geçirildi. Mücadelesiyle sınırları aşan bir devrimci olmanın onuru ile işkencecileri ininde yendi. 90 gün boyunca düşmana ser verdi, sır vermedi. Sermayenin cellatları bu cüretli, direngen komünist karşısında acze düşerek ve onu katletti. 

Onu katlederek mücadeleyi bitireceği sananlar, yıllardır İbrahim’in silüetinden ve devrimci kararlılığından korkmaya devam ediyor. 

“Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür”

Haki Karer ve Dörtler sınırsız bir dünyanın yaratılması, Kürt halkının özgürlüğü umuduyla direnişçi bir ruhla mücadeleyi göğüslediler. 

Haki Karer 18 Mayıs 1977 yılında Antep’te ölümsüzleşti. 12 Eylül faşist askeri darbesi devrimcilere, ilericilere ve yurtseverlere dönük saldırganlığı şiddetlendirdi. Dönemin işkence zindanlardan biri olan Diyarbakır 5 Nolu Hapishanesi’ndeki tutsaklara ise her geçen keyfi dayatmalar ve işkencenin türlü örnekleri sergilendi. Diyarbakır zindanlarında devrimci değerlerin, haklı bir ulusal mücadelenin söndürülmesi adına tutsaklara karşı uygulanan insanlık dışı koşullara karşı direniş fitilini ateşleyen ilk isimlerden biri Mazlum Doğan oldu. Teslimiyetin dayatılmasına karşı 21 Mart 1982 sabahı “Teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür” ölümsüzler kervanına adını yazdırdı Mazlum Doğan. 

Mazlum Doğan’ın cüretini kuşanan Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’de 17 Mayıs 1982’de teslimiyeti değil direnişi büyüterek bedenlerini kızıl bir meşaleye dönüştürerek ölümsüzleştiler. Zindanlarda teslim alınmaya karşı Diyarbakır Zindanları’nda birer meşale gibi yandılar ve direnişi mayaladılar. 

*** 

Bugün bir kez daha sermaye düzenin işçilere, gençlere ve devrimcilere yönelik baskı ve zorbalığı tırmandırdığı bir süreçten geçiyoruz. Kapitalist sistemin çarkları arasında işçiler her geçen gün daha azgınlaşan sömürü koşulları ile çalıştırılıyor. Yaratılan geleceksizlik koşullarında gençliğin geleceği çalınıyor. Milyonlarca insana açlığın ve yoksulluğun olduğu bir yaşam dayatılıyor. Haklarımıza, özgürlüğümüze ve geleceğimize dönük saldırılar hayata geçiriliyor. Emperyalistlerin sefil çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’da, Ukrayna’da, Suriye’de ve Filistin’de yürütülen kirli savaşlarda halklar katledilmeye devam ediyor. Ya barbarlık içinde çöküşe sürüklendiğimiz ya da sosyalizm mücadelesini yükselterek insanlığın kurtuluşunu var edeceğimiz bir süreçteyiz.

İşte tam böylesi süreçlerde tarihimizde düzene karşı devrim bayrağını yükseltenler, “teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür” sözlerini haykırarak ölümsüzleşenler bizlere yol göstermeye devam ediyor. 

Ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya’nın cüretini kuşanmalı, Dörtlerin mücadeledeki fedakarlığını ve kararlılığını sürdürmeliyiz. İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtleri ölümsüzlüklerinin yıl dönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz. Onlardan aldığımız devrim ve sosyalizm bayrağını daha da yukarıya yükseltmek için herkesi örgütlü mücadeleye çağırıyoruz! Bir kez daha Kaypakka’nın sözlerini hatırlatıyoruz:

"Türkiye'nin geleceği çelikten yoğruluyor; belki biz olmayacağız ama bu çelik aldığı suyu unutmayacak."

Devrimci Gençlik Birliği