İktidarı boyunca sermayeye hizmette biran bile kusur etmeyen saray rejiminin emekçilere yoksulluk, sefalet, baskı, terör ve zorbalıktan başka vereceği bir şey kalmamıştır.
Mart ayında patlak veren halk hareketinin 1 Mayıs’a taşınmasından korkan saray rejimi, 1 Mayıs’ın ön günlerinde zorbalığın dozunu iyice arttırdı. Adeta histeriye kapılan rejim, gerici kuşatmaya rağmen 1 Mayıs’ın devrimci özüne uygun ve kitlesel kutlanması için yoğun bir emek harcayan devrimci-demokratik güçlere birkez daha saldırdı.
İstanbul ve başka kentleri kapsayan gözaltı teröründe, aralarında BDSP, DGB, Dev-Tekstil, Beksav, ESP, Partizan, TÖP, Proleter Devrimci Duruş, Halk Cephesi, Umut-Sen, Kaldıraç gibi kurumlara ve onlarca eve baskın yapıldı. Eşyaların tahrip edildiği, işkencenin uygulandığı baskınlarda onlarca kişi gözaltına alındı.
Bu vesileyle bir kez daha yineliyoruz: Ne baskı ve terörünüz, ne gözaltılarınız ne işkenceleriniz 1 Mayıs’ın 135 yıllık kızıl geleneğine gölge düşürebilir. 1 Mayıs’ı kriminalize etmeye gücünüz yetmez! Aç ve geleceksiz bırakılmış milyonların, ekmek ve özgürlük isteyen öfkesi er ya da geç yakanıza yapışacaktır.
Tıpkı 1 Mayıs marşının dizerinde söylendiği gibi: “Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır. Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez. Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde!”
BİR-KAR İşçi Komisyonu olarak, 1 Mayıs öncesinde devreye sokulan gözaltı terörünü kınıyor, gözaltına alınanlarla dayanışma içerisinde olduğumuzu bildiriyor, gözaltıların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Yaşasın sınıf dayanışması!
Yaşasın 1 Mayıs!
BİR-KAR İşçi Komisyonu