Grevdeki Petrol-İş üyesi TPI işçilerinin çağrısıyla Menemen’de “Sefalet dayatmasına karşı mücadeleyi büyütüyoruz!” şiarlı işçi mitingi gerçekleştirildi.

Miting öncesi Karşıyaka, Çiğli ve Menemen’de emekçilere sefalet dayatmasına karşı mücadeleye çağrılan bildiriler dağıtıldı.

5 Temmuz Cumartesi günü saat 17.00’de Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingte “Sefalet dayatmasını kabul etmiyoruz! İnsanca bir yaşam için mücadeleyi büyütüyoruz!” yazılı pankart taşındı.

Miting programı katılımcıların selamlanması ile başladı. Ardından ilk söz Petrol-İş İzmir Şube Başkanı Cem Turan’a bırakıldı. Ülkenin ağır bir ekonomik krizden geçtiğini ve faturanın emekçilere kesildiğini aktaran Turan şunları ifade etti:

“Kâr rekorları kıran şirketlere vergi afları, teşvikler peşi sıra geliyor. İşçi ve emekçilerden toplanan vergilerden oluşan devlet bütçesi sermayedarların ihtiyaçları için kullanılıyor. Bizlerden toplanan paralarla oluşturulan fonlar şirket kasalarına aktarılıyor. İşçi sınıfına ise ağır vergi yükü, düşük ücret, sosyal hak gaspı ve işsizlik dayatılıyor. Yerlisi yabancısı fark etmiyor. Orta Vadeli Programı ağız birliği ederek hayata geçirmeye çalışıyorlar. Yerli sermaye DYO Boya ya da Amerikan sermayesi TPI aynı gerekçelerle karşımıza çıkıyor. Güçlerini ise AKP’nin uygulamaya koyduğu politikalardan alıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Biz bu faturayı ödemeyi reddediyoruz.”

İşçi ve emekçilerin sorununun sadece ekonomik kriz olmadığına değinen Turan demokratik hak ve özgürlüklere yönelik saldırıların altını çizdi ve “Yaşamlarımız zincire vurulmak isteniyor. Ekonomik ve sosyal yıkımı, eli kolu bağlanmış işçi ve emekçiler yaratma çabaları tamamlıyor. Bu tabloya teslim olmayacağız!” dedi.

“Emperyalist savaş ve saldırganlığa dur diyoruz!”

Krizin tüm dünyada ve çok yönlü bir hal aldığına dikkat çeken Turan şöyle devam etti:

“Emperyalist dünya bu krizlerini aşmak için bir kez daha bizlere savaşı ve yıkımı dayatıyor. Silahlanma yarışı hızlanıyor. Yanı başımızda masum halkların tepesine bombalar yağıyor. Emperyalist-Siyonist barbarlık başta Filistin olmak üzere Ortadoğu’da insanlığı yıkıma sürüklüyor. Tüm dünyanın gözlerin önünde bir vahşet yaşanıyor. Emperyalist çıkarlar için gündeme gelen savaşların yıkımı işçilere, emekçileri, masum halklara acı ve gözyaşı olarak dönüyor. Aynı zamanda bu gerici ve barbar çıkarların faturasını da bizler ödüyoruz. Açlığımız, yoksulluğumuz, sefaletimiz katlanıyor. Bizlere büyük bir yıkım olarak dönecek emperyalist savaş ve saldırganlığa dur diyoruz.”

“Kazanımlarımız işçi sınıfının kazanımlarıdır”

Turan son olarak şunları ifade etti:

“Ülkenin bütün değerlerini yaratanlar bizleriz. Ancak yaşamlarımız yaşam değil. Bu tabloyu ancak işçi sınıfının ve emekçilerin birleşik, kitlesel mücadelesi ile değiştirebiliriz. İnsanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları, savaşların, baskının olmadığı, insanın insanı sömürmediği bir düzen ancak işçi sınıfının mücadelesiyle gelebilir. Biz işçi ve emekçiler bugüne kadar ne kazandıysak mücadelemiz sayesinde kazandık. Bugün de mücadelemizi güçlendirerek kazanabileceğimizi biliyoruz, inanıyoruz. Ne iyi ki haklarına, geleceğine, özgürlüğüne sahip çıkan işçilerin sayısı artıyor. Krizin faturasına karşı grevlerimiz yayılıyor. TPI’de, Temel Conta’da, Digel Tekstil’de ve ülkenin birçok fabrikasında işçi kardeşlerimiz haklarını talep ediyor. 600 bin kamu işçisi sefalet dayatmasına karşı greve hazırlanıyor. Bizler DYO Boya’da direndik, kazandık. TPİ’de de direnecek ve kazanacağız. Tüm bu kazanımlarımız işçi sınıfının kazanımı olacak. Eşit, özgür bir dünyanın yaratılmasına basamak olacaktır.

Geleceğe ve işçi sınıfının mücadelesine olan inancımızla bugün bizlerle omuz omuza olan sınıf kardeşlerimizi, emek dostlarını bir kez daha selamlıyoruz.”

TPI işçisi: Tek gücümüz birliğimizdir!

Ardından söz TPI işçisine bırakıldı. Yapılan konuşmada TPI işçilerinin çalışma koşulları aktarıldı ve şunlar ifade edildi:

“Bugün sarayın bakanı Mehmet Şimşek programının ürünü olan bu ekonomik krizin faturası bizlere ve bizler gibi milyonlarca işçiye kesilmesin diyerek mücadeleyi seçiyoruz. İnsanca yaşama yetecek ücret, işçi sağlığını esas alan çalışma koşulları ve mesai yapmadan alacağımız ücretlerle ailemizle rahat bir yaşam istiyoruz. Ama, düşünün bugün açlık sınırı 26 bin lira, yoksulluk sınırı ise 82 bin lira ve bugün yoksulluk sınırını dahi talep etmek bizlere çok uzak gözüküyor. Düşünün, yoksul olmayı talep etmek bile lüks geliyor. İşte bunu değiştirmeli, işçi sınıfı olarak bu sömürü düzenine karşı mücadeleyi birleşerek büyütmeliyiz.”

53 gündür süren grev boyunca düzenlenen eylem ve etkinlikler aktarılan konuşmada son olarak şunlar ifade edildi:

“Dostlar son sözümüz şudur ki biz TPI işçileri olarak tek başımıza değil ancak işçi sınıfı olarak birlik olursak kazanırız. Çünkü sermaye her alanda her sektörde aynı biçimde işçilerin en temel haklarına saldırıyor, yasalar sermaye sınıfını koruyor. Biz işçilerin tek bir gücü var o da birliğimiz ve mücadelemizdir. Her grevi, her işçi mücadelesini büyütmek, sahiplenmek ileri taşımak zorundayız. Sadece TPI'da değil, DYO'da değil, Temel Conta'da değil ülkenin genelinde yaşanan bütün grevleri daha büyük bir genel grev sesini yükselterek sefalet dayatmalarını kabul etmediğimizi daha yüksek sesle haykırmalıyız.”

DYO işçisi: İnsanca bir yaşam kavgamızı hep beraber büyüteceğiz!”

Ardın söz 44 gündür süren grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO işçilerine bırakıldı. Yapılan konuşmada “Esas kazanımımız birliğimizdir” denildi ve grev boyunca düzenlenen eylem ve etkinlikler aktarıldı. “Bu süreçten şunu öğrendik ki yalnız başımıza değil bir bütün olduğumuzda kazanabiliriz” denilen konuşmada son olarak şunlar ifade edildi:

“Pazartesi günü yeniden fabrikamızda üretime başlayacağız ama ne Temel Conta ne Digel Tekstil ne de TPI işçisi sınıf kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Mücadelemizi her alanda ortaklaştırarak insanca bir yaşam kavgamızı hep beraber büyüteceğiz.”

“Sermayeye sesleniyoruz: Biz kazanacağız!”

Ardından söz 206 gündür tüm baskı, mobbing, tehdit ve grev kırıcı saldırılara rağmen kararlı duruşlarından bir milim geri atmayan Temel Conta direnişçilerine bırakıldı. Temel Conta direnişçileri adına konuşan Sinem Kaya “Soğuk da gördük, yağmur da İzmir’in kavurucu sıcağını da gördük. İçimizdeki direniş ateşi sönmedi” diyerek sözlerine başladı.

Çocukları için direnmekten vazgeçmeyeceklerini belirten Kaya “Susmamızı istiyorlar çünkü kurdukları düzenin bozulmasını istemiyorlar. Susmuyoruz, korkmuyoruz haklarımız için sonuna kadar direneceğiz. Zafere kadar o kapının önünden ayrılmayacağız” dedi.

Patron Tamer Kip’e ve işbirlikçilerine seslenen Kaya şöyle devam etti:

“O kapıda yalnız değiliz unutmayın ki bu ülkenin vicdanlı insanlarıyla o kapıdayız. Biz ekmek istiyoruz ama başımız dik istiyoruz, iş istiyoruz ama insan onuruna yakışır şekilde çalışmak istiyoruz. İnsan onuruna yaraşır ücret istiyoruz sadaka değil.

Bir mesaj da sermayeye gönderiyoruz ister ABD olsun ister yerli olsun biz kazanacağız. TPI kazanacak, Temel conta kazanacak, Toros Tarım kazanacak.”

Ardından söz 170 gündür Gaziemir Serbest Bölge önünde direnen TEKSİF üyesi DİGEL işçilerine bırakıldı. Yapılan konuşmada direnişe çıkılan süreç ve işten çıkarma saldırıları aktarıldı. Konuşmada patronun her türlü tehditlerine kapalı oldukları vurgulandı ve ilk günkü direniş ruhunu korudukları söylendi. Konuşmada “işçi sınıfı birlikte kazanacak” denilerek sonlandırıldı.

Konuşmaların ardından TPI işçilerinin mücadelesinde bir dönüm noktası olan 6 Temmuz fiili grevin yıl dönümünde grev alanında yapılacak Kavel belgesel gösteriminin çağrısı yapıldı.

Miting İzmir Müzisyenler Derneği’nden Oktay Çaparoğlu’nun söylediği marş ve türkülerle sonlandırıldı.

Mitinge Ege İşçi Birliği (EİB), Petrokimya İşçileri Birliği (PİB) ve Devrimci Gençlik Birliği’nin (DGB) yanı sıra Petrol-İş Aliağa Şube yönetimi, Menemen Dersimliler Derneği, İşçi Emekçi Birliği, Sosyalist Emekçiler Partisi, EMEP, Sosyalist Mücadele İnisiyatifi, Türkiye İşçi Partisi, Devrimci İşçi Partisi, Dostluk ve Kültür Derneği katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir