Saray iktidarı, işçi düşmanı ekonomi politikalarını hayata geçirebilmek için mücadele eden güçlere sistematik olarak saldırıyor. 

İşçi-emekçilerin neredeyse tamamı yoksulluk sınırının altında yaşamaya ve kölece çalışma koşullarına mecbur bırakılıyor. Çalışma koşullarını iyileştirmek ve daha iyi bir ücret için sendikalara üye olan işçiler ise işten atma başta olmak üzere bir çok saldırı ile karşı karşıya kalıyor.

Sermaye ve iktidar işçinin mücadelesi geliştiren değil onu kontrol altında tutan “makbul sendikacılar” istiyor. Bu tabloda işçilerin söz, yetki, karar hakkını kullanmasını, insanca yaşamaya yetecek ücret ve çalışma koşulları için örgütlenip mücadele etmesini savunan sendikacılar da iktidarın doğrudan hedefi haline geliyor. İşçi sınıfının hak alma mücadelesi ve öz örgütleri olan sendikalar ve sınıf sendikacılığı yapmak suç gibi gösterilmeye çalışıyor. 

İş cinayetlerine, ilkel çalışma koşullarına, sağlıksız yemeklere, pis içme sularına, parçalı ödeme ve hak gasplarına karşı kılını kıpırdatmayan devlet görevlileri patronların tek şikayeti ile sendikacılar hakkında dava açtırıp tutuklatabiliyor. Bu pervasızlık devletin patronların hizmetinde olduğunun kanıtıdır.

İzmir’de Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Fatma Alökmen 29 Kasım’dan bu yana tutuklu!

Antep’te sefalet ücreti dayatmasına karşı tekstil işçilerinin direnişini örgütleyen BİRTEK-SEN genel başkanı Mehmet Türkmen 17 Şubat’tan bu yana tutuklu! 

Tuzla’da tersane işçilerini kölece çalışma koşullarına karşı direnmeye çağıran Limter-İş emekçileri Meliha Kayacı, Devrim Yurtsever ve Murat Ozan 25 Ocak’tan bu yana tutuklu! 

Kapitalistlerin sefil çıkarları için sefalete mahkûm edilen işçilerin mücadelesi yasak ve baskılarla engellenemez! 

Sınıf mücadelesi meşrudur, yargılanamaz! 

Tutuklu sendikacılar serbest bırakılsın!

Ege İşçi Birliği